TBMM’de “Terörsüz Türkiye” için kurulan tarihi komisyonun ilk toplantısı dün gerçekleşti. Toplantı öncesi süreci sulandırmaya çalışan siyasi partilerin tutumu da dikkat çekiyor. İYİ Parti’nin üye vermediği komisyonun ilk toplantısından önce CHP’den gelen açıklama da ana muhalefet partisinin çalışmaları sulandırma niyetini açık etti. CHP Grup Başkanvekili Murat Emir, “Bu komisyon Can Atalay’ı, Osman Kavala’yı, Demirtaş’ı, Gezi tutuklularını konuşacaksa; milyonların seçtiği Ekrem İmamoğlu’nun, belediye başkanlarımızın tutuklandığı 19 Mart yargı darbesine karşı adım atacaksa anlamlıdır! Aksi hâlde sadece vitrin olur” diyerek en başından komisyon çalışmalarını sulandıracaklarını ortaya koydu. Akit’e açıklamalarda bulunan ilgililer bu süreci sabote edenin tarih ve sandık karşısında bedelini ödeyeceğini kaydetti.

TARİH ÖNÜNDE BU İŞİN VEBALİ AĞIR OLUR

AK Parti İstanbul Milletvekili İsmail Erdem, konuya ilişkin Akit’e yaptığı açıklamada; “Bugün gelinen noktada İYİ Parti hariç diğer partiler komisyona temsilci olarak üyelerini gönderdiler. Komisyon ilk toplantısını gerçekleştirdi. Ben hayırla neticeleneceğini umut ediyorum. Burada partilerin tüzel kişiliği itibariyle menfaatleri mi yoksa ülke menfaatleri mi ön planda olmalı? Tabii ki ülke menfaatleri her zaman öne çıkmalı. Çünkü bu olayı istismar ederek buradan nemalanmak isteyen birileri de var. İYİ Parti baştan beri bu işe karşıyım diyor. Biz de diyoruz ki, yani bunun esas itibariyle getirisine bakmak lazım. Tüm ülke kazanacak. Kırk yıllık terör belasından devlet ve milletçe kurtulmuş olacağız. Burada 40 binin üzerinde canımız gitti. Şehitlerimizi rahmetle anıyoruz. İki trilyon dolar civarında da maddi bir kaynak kaybı var. Bu terörün arkasında uluslararası büyük güçler var. Halen de belki o tarafa doğru selam vermeler, tahrik etmeler olabilir ama kendi içimizdeki bütünlüğü muhafaza edip, siyasi partiler kendi politikalarını Türkiye menfaati doğrultusunda sergilemeleri gerekir. İYİ Parti’nin tutumunu baştan beri benimsemedik. Çünkü o milliyetçi kesimden seken oylar bana gelsin, ben oradan nemalanayım diye bir vurgu yapıyor ama ülke menfaatine bakmak lazım. Türkiye’nin temel problemleri var. Devlet olarak bu son AK Parti hükümetleri döneminde birçok temel meseleyi aştık. Terör meselesinde de böyle bir uzlaşı zemini doğmuşken bunu heba etmemek lazım. Diğer taraftan CHP’nin de başta kendi içerisinde temkinli bir yaklaşımı oldu. Belki süreç içerisinde farklı konular da gündeme getirecekler ama CHP’de, cumhuriyetin ilk kurucu partisi olduğunu söylüyorsa bu çalışmalara olumlu katkı vermelidir. Neticede kazanan Türkiye olacak. Onun için de CHP ve diğer partiler bu işi sulandırmamaya gayret göstermeliler. Çünkü tarih önünde bu işin vebali, hesabı da ağır olur” şeklinde konuştu.

KARŞI ÇIKANLAR, İÇİMİZE SOKULAN AJANLARDIR

Bağımsız Ülkücüler Platformu kurucusu Adnan Baran ise, “Terörsüz Türkiye’yi kimler istemez? Önce bunu doğru tespit etmek gerekir. Türkiye’nin büyümesini, güçlenmesini, bölgesel ve küresel bir güç olmasını istemeyenler bunu istemez. En başta, İsrail’in bu konuda neler yaptığını bilmek ve görmek gerekir. Suriye üzerinden Dürzileri, SDG’yi kışkırtıp bizi bu bölgede boğmak istiyorlar. Gerek emperyalist güçler gerekse siyonist İsrail, onlarca yıldır içimizde devşirdikleri PKK, FETÖ, DHKP-C gibi terör örgütleriyle bizi içeriden vurdular. Bilinen düşmana karşı tedbir almak kolaydır. Ancak, bilinmeyen düşmana karşı tedbir almak çok zordur. PKK’yı ve FETÖ’yü örgütleyen küresel güçler, diğer alanları elbette boş bırakmadılar. Milliyetçi, ulusalcı, muhafazakar görünümlü birçok yapı da maalesef yabancı istihbarat örgütlerinin emellerine hizmet etmektedir. Bugün içeride ve dışarıda her kim, kuruluş, siyasi parti, sivil toplum kuruluşu şu ya da bu şekilde terörsüz Türkiye hamlesine karşı çıkıyorsa, bilinmelidir ki küresel güçlerin ve siyonist çetenin emellerine hizmet etmektedir. Daha dün PKK elebaşları, Kandil’den ülkemizi tehdit eden açıklamalar yaparken, Cumhur İttifakı’nı yıkmak için zillet ittifakına destek olurken, bugün terörsüz Türkiye projesine karşı çıkan İYİ Parti, Zafer Partisi ve diğer uzantıları, hep birlikte ortak cumhurbaşkanı adayı etrafında bir araya gelmişlerdi. Ne zaman ki, PKK yıkıcı ve bölücü ideolojisinden vazgeçtiğini, silahlarını bıraktığını açıkladı, İYİ Parti, Zafer Partisi ve bir kısım ulusalcılar, avazı çıktığı kadar bağırmaya başladı. Bu kesimler, PKK eylem yaparken, şehirlerde bombalar patlatırken bu kadar paniklememişlerdi. Sanki silah bırakan PKK değil de Türk Silahlı Kuvvetleriymiş gibi yaygara koparıyorlar. Bunlar, mertçe terörsüz bir Türkiye’yi istemediklerini söyleyemiyorlar. Ancak namertçe süreci sabote etmeye çalışıyorlar. Altını bir kez daha kalın çizgilerle çizmek isterim ki, terörsüz Türkiye projesine karşı çıkanlar, yabancı istihbarat örgütlerinin içimize soktuğu ajanlardır” görüşünü kaydetti.