Buğra Kardan  İstanbul

Adeta iftira ve komplo üretim üssü CHP’de hileli İstanbul kongresinin iptal edilmesinde sinirler gerildi. Mahkemece 196 delegenin görevden alınması, İstanbul İl Başkanlığı’na Kayyım atanması kukla Genel Başkan Özgür Özel’i çıldırttı. Özel, yargı müessesesini pervasızca hedef alarak hukuk tanımazlığını bir adım ileri taşıdı. Mahkeme kararlarının hukuki, meşru olmadığını palavrasını haykıran Özel’in, YSK ve AYM’nin kapısının aşındırılacağını ilan etmesi ise “Bu ne perhiz ne lahana turşusu” dedirtti. Hukuk sistemini yerden yere vuran Özel, topluma korku pompalamayı da ihmal etmedi. “Çok partili rejim tehdit altında” diye bas bas bağırdı. Hukuk tanımamakta, yargıyı itibarsızlaştırmaya devam ettiği gibi millete kaygı salmaya çalışan Özel’e öfke sel oldu.

DELİLLER TANIKLAR ORTADA

Akit’e konuşan Avukat Hadi Dündar, şunları söyledi: “İkide bir mahkeme kararlarının hukuki ve meşru olmadığını savunuyor ama yanılıyor. İki dosyada mutlak butlan gerektirecek iddialar vardır. Deliller ortada. Adları geçen zanlılar için yaptırım talep edilmektedir. İstanbul’da önemli bir ara tedbir kararı alınmıştır. Deliller tedbir kararı için yeterli görülmüştür. Yargılama safhası ise devam etmektedir. Defalarca aynı usulle kararlar verilmiştir. Bunun en önemli örneği yine CHP’dedir. 2012’de Sarıyer kongresi iptal edildiğinde 3 isimden müteşekkil bir heyet atanmıştır. Orada kanun uygulanmıştır. Dolayısıyla CHP’nin İstanbul kongresiyle ilgili mahkeme kararları için ‘Meşru, hukuki değil’ iddiası yersizdir. Tanımamak olmaz.

RİYAKÂRLIĞIN ANLAMI YOK

‘Mahkeme kararlarını tanımıyorum’ demek yerine hukuki yollara başvurmak makuldür. Mahkemeye itirazını yap, reddi hakim talebinde bulun. Bunlar, hukuk devletinin gereğidir. Hukuki hakları kullanmamak olmaz. Ancak ‘Mahkeme kararlarını tanımıyorum’ deyip YSK’nın yolunu tutmak riyakârlıktır. Nihayetinde YSK da mahkeme gibi yargı mercii’dir. Özel’in ‘Çok partili rejim tehdit altında’ söylemi de yanlıştır. Böyle bir söylemi anlamanın imkânı yoktur. İstanbul kongresinin sakat olduğunun anlaşılması ve tedbir kararına müracaat edilmesiyle demokratik sistemi daha kuvvetlendirmenin amaçlandığı unutulmamalıdır. Vaktiyle Çankaya’yı bırakıp bırakmayacağı merak edilen Süleyman Demirel’in ‘Gün gelir, görevim biter. Ben ‘Bitti’ dediğim için değil, anayasa dediği için’ sözü akıldan çıkarılmamalıdır. Ülkenin kanunla, hukukla yönetildiği hakikati es geçilmemelidir.”

 

NİYE PANİKLE YENİ KONGRE YAPTIN?

Avukat Sinan Pak da şu açıklamaları yaptı: “Skandal İstanbul kongresiyle ilgili mahkeme kararlarının tartışılacak bir yönü yoktur. CHP’nin kongresi, gerek hukuk gerek ceza mahkemelerini ilgilendirmektedir. Nihayetinde hukuk mahkemeleri devrededir. İstanbul 45. Asliye Hukuk Mahkemesi, davacının iddialarını vahim bulmuş ve ihtiyati tedbir kararı almıştır. Davalı ise boş durmamaktadır. Alelacele yeni kongre yapmaya çalışmaktadır. Şaibeli ilk kongreyi unutturmaya uğraşmaktadır. Bunun yolunun CHP’yi hemen yeni kongreye taşımaktan geçtiğine inanmaktadır. ‘Yeni kongrenin meşruiyeti tartışılamaz’ demeye getirmektedir ancak boşuna yorulmaktadır. İstanbul kongresine yönelik dava, hukuk düzeni ve anayasal sistem içinde olması gerektiği gibi ilerliyor.

YOLSUZLUKLAR PERDELENEMEZ

Peki, CHP’nin karın ağrısı ne? Zannımca CHP’nin daha evvel böyle bir davayla karşılaşmaması, hukuksuzlukların yargıya taşınmaması var. Vaktiyle Mehmet Moğultay, kendi militanlarını yargıya doldurduğu için CHP’ye dokunulamıyordu. Bu durumun bitmesi çıldırtıyor olmalı. Hukuku kabullenmeme, mahkemeleri tanımama tavrı bundan olmalı. Özel, konuyu başka yerlere çekerek veya başka mahkemelere giderek bir yere varamaz. Ayrıca demokrasi elden gidiyormuş gibi bir hava oluşturmayı başaramayacağını anlamalıdır. Özel’in ‘Çok partili düzen tehdit altındadır’ cümlesini etmesi akıl tutulmasıdır. Öyle anlaşılıyor ki yargının CHP’nin yörüngesinden çıkması dayanaksız beyanlarda bulunmaya itmektedir. O devirler kapanmıştır. CHP’nin içinden çıkan SCF’nin oy oranının arttığı için kapatıldığı, çok partili hayatın askıya alındığı dönemler bitmiştir. Hangi hamlede bulunulursa bulunulsun yolsuzluklar perdelenemez.”