Dünya
Almanya’dan Ukrayna’ya güvenlik garantisi
Almanya Dışişleri Bakanı Johann Wadephul, ülkesinin Ukrayna’ya güvenlik garantisi vereceğini açıkladı. Ancak Batı’nın parçalı duruşu, Avrupa’yı Washington’un çizdiği stratejiye bağımlı hale getiriyor.
Almanya Dışişleri Bakanı Johann Wadephul, ülkesinin Ukrayna’ya güvenlik garantisi vereceğini açıkladı. Ancak Batı’nın parçalı duruşu, Avrupa’yı Washington’un çizdiği stratejiye bağımlı hale getiriyor.
Berlin’de düzenlenen Büyükelçiler Konferansı’nda konuşan Johann Wadephul, Almanya’nın Ukrayna’nın güvenliğine katkı sunacağını duyurdu. “Silahlar henüz susmamış olsa da Almanya elbette Ukrayna’nın güvenlik garantilerine katkıda bulunacaktır” diyen Wadephul, Avrupa’nın geleceğinin Ukrayna’da belirleneceğini öne sürdü.
Batı’nın Açmazı ve Çelişkileri
Ukrayna meselesi, Batı için giderek kendi eliyle açtığı bir bataklığa dönüşüyor. ABD, oyunun kurallarını belirleyen taraf olurken; Avrupa faturayı ödeyen, sahada sonuç üretmekten uzak bir aktör konumunda kaldı. NATO’nun “güvenlik garantisi” söylemleri ve Fransa’nın öne sürdüğü “gönüllüler koalisyonu” girişimleri ise Avrupa’daki dağınıklığı gizleme çabasından öteye geçmiyor.
Fransa ve İngiltere gönüllü askerî güç önerileriyle öne çıkmaya çalışırken Almanya net bir yol haritası sunmuyor; İtalya ise meseleden tamamen uzak durmayı tercih ediyor. Bu tablo, Batı’nın “birlik” iddiasını daha baştan zedeliyor.
Avrupa’ya Kesilen Fatura
Rusya ile köprülerin yakılması ve enerji bağımlılığının kesilmesi özellikle Almanya başta olmak üzere Avrupa sanayisini ağır darbe altında bıraktı. Üretim maliyetleri katlanırken fabrikalar rekabet gücünü kaybetti. Şirketler ucuz enerjiye erişebilecekleri başka coğrafyalara yönelmeyi tartışıyor. Halk ise artan hayat pahalılığı, işsizlik ve refah kaybı ile yüzleşiyor.
Avrupa meydanlarında yükselen Ukrayna karşıtı sesler ve siyasî sistemlerdeki sarsıntılar, bu stratejik hatanın somut sonuçları olarak öne çıkıyor.
Kiev’in Taşeronlaştırılması
Washington, asker göndermeden yalnızca istihbarat, hava savunması ve finansman desteğiyle süreci yönetiyor. Yükün tamamı Avrupa’nın üzerine yıkılırken, Ukrayna Batı’nın stratejik taşeronu haline getirildi. Kiev artık Batı’nın çıkarları uğruna tüketilen bir sahaya dönüştü.