Dünya
ABD’nin gözden kaçan savunma açığı!
Ukrayna’daki savaş, modern savaşın kurallarını yeniden yazıyor, ama bu sefer kahramanlar pahalı tanklar değil, avuç içine sığan ucuz dronlar.
Ukrayna’daki savaş, modern savaşın kurallarını yeniden yazıyor, ama bu sefer kahramanlar pahalı tanklar değil, avuç içine sığan ucuz dronlar. CNN International’ın aktardığına göre Washington cephesi bu dönüşü yakalamakta geride kaldı.
Peki dünyanın en güçlü ordusu sayılan ABD, milyarlarca dolarlık silah üretiminde ustayken neden “basit” görülen bu alanda geride kaldı?
Geleceğin çatışmaları artık bir video oyununu andırıyor. Askerler VR gözlüklerini takıyor, küçük joystick’lerle quadcopter’ları avuç içinden yönetiyor. Tek bir parmak hareketiyle bir dron havalanıyor, hedefe kilitleniyor.
Geçen ay Teksas’taki bir üste Amerikan askerlerinin bu tip küçük dronları kullanmayı öğrendiği bildirildi; çünkü sahada artık bu sistemler belirleyici hale gelmiş durumda. Patlayıcı taşıyan bir küçük saldırı dronu bile bir tankı etkisiz kılabilecek güçte.
Ukrayna’dan alınan dersler acı ve hızlı oldu. Rusya’nın saldırısı, dron savaşlarında ani bir evrim başlattı; sahada kazanılan tecrübeler hızla taktik ve üretime yansıdı. Buna karşın ABD, büyük ve pahalı sistemleri seri üretme konusunda başarılı olsa da, düşük maliyetli, hızlı üretilen dronlar konusunda aynı hızda değil. Birçok Amerikan askerinin insansız küçük sistemlerle gerçek savaş deneyimi yok, oysa bugün ya da yarın ilk temas anında sahada yüzlerce dronla karşılaşılması olası.
Bu açığı kapatma çabaları başladı. Savunma bürokrasisi alarma geçti; üst düzey uyarılar yapıldı, ve ordunun dron kullanımını hızlandırma planları gündeme geldi. Artık askerler sadece uçuş yapmayı değil, dron üretimini, 3D yazıcıyla parça üretmeyi ve simülatörlerde video oyunu benzeri eğitimlerle hedefe yönlendirmeyi öğreniyor. General Curt Taylor’ın vurguladığı gibi: “Bu yarının problemi değil, bugünün problemi. Bir sonraki çatışmada ilk andan itibaren bugüne kıyasla çok daha fazla dron olacak.”
Ama geniş çaplı üretim önünde iki büyük engel var: maliyet ve tedarik güvenliği. Ukrayna’da kullanılan birçok dron yerel, ucuz parçalardan oluşurken, ABD’nin savunma tedarik zinciri güvenlik kaygıları Çin menşeli parçaların kullanımını sınırlıyor. Yerli üretim ise yüksek maliyetler getiriyor, öyle ki bazı üreticiler ‘fiyat farkının çok büyük’ olduğu değerlendirmesini yapıyor. Yani ABD, hacim yaratarak maliyeti düşürmede zorlanıyor.
Öte yandan özel sektör de hızla devreye giriyor. Neros, Anduril gibi şirketler sahada test etmek ve ürünlerini geliştirmek için Ukrayna’ya ekip gönderiyor; gerçek savaş ortamı, ürün geliştirmede paha biçilmez veri sağlıyor. Ukrayna’daki sahadaki başarı videoları, puanlama sistemleri ve toplanan veriler yapay zekâ modellerini besleyerek dünyanın başka ordularının da ilgisini çekiyor.
Bu teknoloji nerede daha tehlikeli olur?
Uzmanlar, statik cephelerde olduğu kadar, Hint-Pasifik gibi geniş deniz ve ada coğrafyalarında da küçük, hızlı ve büyük ölçekli dron harekatlarının stratejiyi kökten değiştirebileceğini söylüyor. Çin’in halihazırda milyonlarca küçük dron üretebilme kapasitesi ise ABD için açık bir alarm.
Gelecek savaşlarını belirleyecek unsur artık sadece teknoloji değil: Üretim hızı, maliyet ölçeği ve sahada edinilen veri tecrübesi olacak. Küçük, ucuz ve hızlı üretilen insansız sistemler; taktikleri, eğitimleri ve endüstriyel kapasiteyi yeniden tanımlıyor. Ve bu yarışta geri kalmak, sadece teknoloji kaybetmek değil, sahada anı kaybetmek demek.