AKİT MENÜ

Siyaset

'CHP’nin alicengiz oyunları gına getiriyor!'

Musab SEYİTHAN Mirat Haber'de yazdı: Haftalardır CHP içinde dönen Bizans oyunlarından iğrenir olduk. Hangi TV kanalını açsanız CHP’de dönen dolapları tartışmaktalar. Gazze’deki soykırım tartışılmaz oldu. Filistin ile dayanışma ve İsrail ablukasını kırmak için Gazze’ye insani yardım götüren Sumud Filosu devreye girdi de, tekrar Gazze’yi konuşur olduk. Yoksa CHP ile yatıp CHP ile kalkıyorduk. İşin garibi bu yazının konusu da CHP olacak. Bizler de CHP’nin saçtığı bu pisliklerle ilgili bir şeyler yazmadan edemiyoruz.

Alican Öztekin

Musab SEYİTHAN Mirat Haber'de yazdı: Haftalardır CHP içinde dönen Bizans oyunlarından iğrenir olduk. Hangi TV kanalını açsanız CHP’de dönen dolapları tartışmaktalar. Gazze’deki soykırım tartışılmaz oldu. Filistin ile dayanışma ve İsrail ablukasını kırmak için Gazze’ye insani yardım götüren Sumud Filosu devreye girdi de, tekrar Gazze’yi konuşur olduk. Yoksa CHP ile yatıp CHP ile kalkıyorduk. İşin garibi bu yazının konusu da CHP olacak. Bizler de CHP’nin saçtığı bu pisliklerle ilgili bir şeyler yazmadan edemiyoruz.

CHP, bir taraftan başta İstanbul olmak üzere belediyelerdeki hırsızlıklar, yolsuzluklar ve rüşvetlerle ilgili olarak mahkemelerde hesap verirken, aynı yolsuzluk ve alicengiz oyunlarını kurultaya da taşımış olmanın hesabını da mahkeme salonlarında veriyorlar. İstanbul mahkemesinin verdiği son ara kararla Yüksel Tekin ve altı arkadaşının geçici olarak İstanbul İl Başkanlığını ele almaları, alicengiz oyun kurucularını çok rahatsız etti. “Yollara yatarız, il başkanlığında etten barikatlar oluşturur ve bu kayyum görevlilerini binaya almayız” diye dayılık yapsalar da, sonunda buna engel olamadılar. İl Başkanlığını ilçeye taşısalar da, Gürsel Tekin’i durduramadılar. Bilet alıp tiyatroya gitmenize gerek yok. Televizyon karşısına geçip öğürerek CHP tiyatrosunu seyredebilirsiniz.

Bu adamlar, hukukun müdahalesinden ve yeni il yönetimine geçici heyet atanmasından niye korkuyorlar? Bir sancıları var demek ki! Abdestinden şüphesi olanın namazından şüphesi olmaz. Belki de delege satın alma ve diğer usulsüzlüklerle ilgili halının altına süpürülmüş bilinmeyen birçok pis şey var ki bunların ortaya saçılmasından korkuyorlar. Profesyonel soyguncu Ekrem İbanoğlu’nun çaldığı paralarla satın aldığı delegelerin seçtiği Özgür Özel ve ekibi giderse, hapishanedeki bu profesyonel hırsıza kim sahip çıkacak? Yalnızlığa ve unutulmaya terkedilecek. Satın alınmış delegelere seçtirilen emanetçi Özgür Özel, Ekrem İbanoğlu’na diyet borcunu ödemek için gece gündüz canhıraş bir şekilde çalışmaktadır. Bu hırsıza sahip çıkma adına, saldırmadığı üst düzey yöneticisi yok. Bir bakıyorsunuz İstanbul Başsavcısı Akın Gürlek’in alnını karışlıyor, bir bakıyorsunuz Cumhurbaşkanını ısırıyor, bir bakıyorsunuz İçişleri Bakanına ayar vermeye çalışıyor. Hırsızına öyle âşık olmuş, öyle kendinden geçmiş ki, ne yaptığının farkında değil. Cervantes gibi yel değirmenlerine saldırmakta. Belki de bir soyguncuya, yüzü kızarmaz bir hırsıza bu denli sahip çıkma olayı, dünya tarihinde bir ilk olarak yaşanmaktadır. Yani tam bir klinik vakıa. Özgür, acilen psiko-patolojik tedaviye alınmalıdır.

CHP bu… Selanik’te İttihat ve Terakki/Jön Türkler olarak peydahlanıp CHP olarak siyasi parti olana kadar tarihî süreç içerisinde hep karıştırmış, fitne çıkarmış, Müslümanlığı yok etmek için bütün şer güçlerini devreye sokmuş, “Varlık Vergisi” adıyla vatandaşın kümesteki hayvanlarına kadar soymuş, Hindistan Müslümanlarından savaş yardımı olarak gelen altın, mücevherat ve paralara el koyup İş bankasını kurarak kendi zimmetlerine geçirmiş, camileri ahır, gazino, genelev yapmış, İslamî ne kadar kurum ve kuruluş varsa hepsini kaldırıp yerine Avrupa’dan ithallerini getirmiş bir harekettir.

CHP ile ilgili yazdığım bütün yazılarımda belirttiğim gibi Merhum Necip Fazıl Üstadın ifadesiyle; “CHP bir parti değil, Türk’e dinini, dilini ve özünü kaybettirmeye memur bir katliam müessesesidir.” Nuh Albayrak’ın ifadesiyle de; “CHP, din düşmanlığının kalıcı ve kurumsal halidir.” Bu vazifesini yerine getirmek için elinden geleni tavizsiz yapmaktadır. Dolayısıyla CHP’nin iktidara taşınması, Bizans’ın iktidara gelmesi demektir. Bu herifler, 2002 yılında partilerinden Milletvekili seçtirdikleri modernist din baronu Yaşar Nuri Öztürk’ü bile hazmedememişti.

Bu üçkâğıtçılar, bütün bunlara rağmen “dürüstlük” kelimesini de dillerinden düşürmezler. Bu, tam bir ironi. Değerlerin altüst edildiği bir dünyada yaşıyoruz. Günümüzde “dürüstlük” maskesi altında öyle dolaplar döndürülmekte ve algılar oluşturulmaktadır ki, duyanları dehşete düşürmektedir. Dürüstlük, sözlüklerde “Özü sözü bir olma”, “Gerçeği saklamama”, “Bildiğinden, inandığından ve olduğundan başka türlü görünmeye veya göstermeye çalışmama” olarak tanımlanır. Dürüstlük, kısaca doğruluktur. “Olduğu gibi görünmek, göründüğü gibi olmaktır” dürüstlük…

CHP tarihinde dürüstlük, hep bir maske olarak kullanılmıştır. Dün, Karaoğlan namlı Ecevit; “İnançlara karşı saygılı, sözünün eri, dürüst, Kıbrıs fatihi” bir lider olarak takdim edildi. Bu yalana dün inananlar olduğu gibi, bugün de hâlâ kananlar var. İnançlara saygılı “Dürüst(!) Ecevit”, Merve Kavakçı’nın başörtüsüne tahammül etmeyerek, meclisteki seçilmiş holiganlarına “Bu kadına haddini bildirin” diye komut verip dışarı attırarak inançlara karşı ne denli saygılı olduğunu ortaya koymuştu. Aynı “dürüst”(!) Ecevit, hükümet kurabilmek için eksik olan on bir milletvekilini, kapalı kapılar arkasında/Güneş Motel’de kurduğu Milletvekili pazarında, her birine bakanlık vererek satın almıştı.

On üçüncü Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesinde de Kılıçtaroğlu, geçmişte CHP’nin yaptığı hatalardan dolayı helalleşen, toparlayıcı, dürüst, şeffaf ve siyasî etik değerlere bağlı bir lider olarak pazarlandı ve böyle bir algı oluşturulmaya çalışıldı. Evet, siyasî hayatını yalan ve iftira üzerine oturttuğu mahkeme kararlarıyla sabit olan biri, işte böyle servis edildi. Zafer Partisi lideri Ümit Özdağ ile yaptığı gizli protokolle dürüstlüğü(!) zirve yaptı. İçişleri Bakanlığı ile beraber iki bakanlığın daha verilmesinin imza altına alındığı ve MİT müsteşarlığının da verileceğinin şifahi olarak söylendiği gizli protokolden ne 6’lı masa paydaşlarının, ne de parti yönetiminin haberi vardı.

Dürüst, şeffaf ve etik değerlere bağlı(!) Kılıçtaroğlu, söz konusu makam, menfaat ve ikbal olunca dürüstlük maskesini çıkarıp asıl yüzünü gösteriyordu. Kasetle gelmeden önce de basının önünde dürüstlük şovları yapıyor, kapalı kapılar arkasında da Bizans oyunları çeviriyordu. Kasetle CHP’den istifa eden Deniz Baykal’a gidiyor; “Sizden sonra aday olmayacağım, sizinle beraber hareket edeceğim” diyor ve bunu basın önünde de deklere ediyordu. Fakat parti merkezinde o günün CHP Genel Sekreteri olan Önder Sav ve Ali Topuz gibi partinin ağır toplarıyla da kulis yapıp Fetö’nün direktifleri doğrultusunda hareket ediyordu. Maskeli haliyle CHP’nin Başkanı olmayacağını söylerken, maskeyi çıkarmış haliyle de her türlü kullanıma elverişli olduğunu ve Fetö’nün figüranlığını yaptığını ortaya koymuş oluyordu.

Daha sonraki günlerde, seçim öncesi Kılıçtaroğlu’nun A takımında olan ve “Bizim Cumhurbaşkanı adayımız genel Başkanımız Sayın Kılıçtaroğlu’dur” diyen, Özgür Özel, Bülent Tezcan, Engin Altay, Tekin Bingöl, Muharrem Erkek, Onursal Adıgüzel gibiler, gizli zoom toplantısı yaparak Kılıçtaroğlu’na karşı hareket çekmişlerdi. Dün yüzüne karşı tabasbus yapanlar/yaltaklananlar bugün, liderlerinin tükenmişliğine kanaat getirerek arkadan peşrev çekmekteydiler. Kılıçtaroğlu da bunu etik bulmamakta ve dürüstlükle bağdaştırmamaktaydı. Ne kadar komik! Dün Deniz Baykal’ın yüzüne karşı “Genel başkanlığa aday olmayacağım, seninleyim” deyip, parti merkezinde Önder Sav’ın başkanlığında, Fetö’nün işareti doğrultusunda yaptığı gizli toplantılar neyse, Ekrem İmamoğlu’nun başkanlığında zoomlu gizli toplantılar yapmak da o idi. “Men dakka dukka” yani çalma elin kapısını, çalarlar kapını. Etme bulma dünyası. Dün Baykal’a ne yaptınsa, bugün de sana yapılan oydu. Bunda gocunacak bir şey yoktu.

Evet, CHP ve dürüstlük denince bana bir gülmek geliyor… CHP tarihinden, bu maskeli ilişkiler ve birbirlerine yaptıkları Bizans oyunları geliyor. Mustafa Kemal ve İnönü dönemindeki Bizans oyunlarına girecek olursak buna yazımızın hacmi yetmez, o döneme ait bir kitap yazmak lazımdır.

Efendiler! Rasûlullah (sav) bir insan tiplemesinden bahsediyor. Bu da bugünkü muhalefeti oluşturanlar ve CHP tarihindeki kişiliklerle bire bir örtüşmektedir:

“İnsanlar üzerine aldatıcı öylesi yıllar gelecek ki, (o zamanda) yalancı adam doğrulanacak, doğru adam yalanlanacak, hain adama güvenilecek, güvenilir adam da hainlikle itham edilecek. Yine (o devirde) kamu işlerinde “RUVEYBİDA ADAM” söz sahibi olacaktır.

-“Ruveybida adam nedir?” diye sorulunca, Peygamber (sav);

-“Önemsiz, basit, bilgisi kıt, aciz, fâsık ve sefih adamdır” diye cevap verdi.” (İbn Mâce, Fiten, 24; Ahmed, II/291, 338; III/220).

Varsa istisnalarını bir tarafa bırakacak olursak, bütün hayatları ve politikaları, İslam’ı devletten ve toplumdan uzaklaştırmak olan CHP, Ruveybida adamlar tarafından sevk ve idare edildiği için dürüstlükle CHP’yi yan yana getirmek, yerle göğü yan yana getirmek kadar imkânsızdır. Rabbim iyi ki onlara iktidar vermedi. Yoksa şu anda Ruveybida adamların zulmü altında olacaktık. Allah’ımıza binlerce hamd olsun.

CHP’nin başına ister legal, ister illegal kim geçerse geçsin hepsinin ortak karakteri “İslam düşmanlığıdır”. Değişen bir şey olmamaktadır. Onun için CHP’nin İslam ve millet düşmanlığını, yediden yetmişe herkese anlatarak, kalbinde hardal tanesi kadar iman olan kimselerin kesinlikle CHP’ye yakın duramayacaklarını, CHP’nin itikâdî bir sorun olduğunu, onları iktidara taşımanın Bizans’ı iktidara taşımak olacağını, Türkiye’yi İsrail’e dönüştüreceklerini, Türkiye’deki Müslümanlara, siyonistlerin Filistinli Müslümanlara yaptığını yapacaklarını anlatmalıyız. Hem de bıkıp usanmadan anlatmalıyız. Çünkü 1930 ve 1940’larda yaptıkları, iktidar olduklarında yapacaklarının şahididir.

Musab SEYİTHAN

İSLAMİ HABER “MİRAT

Yorumlara Git

Son alınan kararla askıya alınacak! Vietnam ayağa kalktı: Arka arkaya büyük kriz patladı

Yarkadaş, CHP’lilerin “delil yok” eleştirilerine tepki gösterdi! İBB’deki 5 milyon dolarlık rüşveti deşifre etti

Şam'da şiddetli patlama

BM duyurdu: İsrail 4 bin paletlik yardım girişini reddetti' Yine gerilim tırmanıyor! İsrail bahane arıyor

Ukrayna’nın üst düzey bir yetkiliye suikast planı engellendi! Moskava Kiev'i suçladı, gündem oldu!