Kamuoyu günlerdir CHP’li Mansur Yavaş yönetimindeki Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin (ABB) odağında olduğu konser vurgunu soruşturmasıyla çalkalanıyor. Geçtiğimiz hafta içi Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen soruşturma kapsamında gözaltına alınan 14 şüpheli, adliyeye sevk edildi. Şüphelilerden eski ABB Kültür ve Sosyal İşler Daire Başkanı Hacı Ali Bozkurt ile iş adamları Onur Evren ile Selahattin Çetinkaya’nın da aralarında bulunduğu 5 şüpheli tutuklandı.

İtirafçıdan Sarsıcı İfadeler

ABB’de konserler üzerinden yapılan yüzlerce milyon liralık vurgunla ilgili yeni detaylar ortaya çıktıkça skandalın boyutları büyüyor. Soruşturma kapsamında ifadesi alınan itirafçı ABB çalışanı Osman Cem Taşbaş, “Kültür Daire Başkanı Hacı Ali Bozkurt tarafından mevzuatlara aykırı hizmet alımı yapıldı. Fiyatlar uçuk rakamlara yükseltildi. Tüm planlamalar aylar öncesinden Özel Kalem Müdürü Nevzat Uzunoğlu ve Başkan Yavaş’a iletilip onaylatıldı” dedi. Bu ifadeler, operasyonun ertesi günü basın toplantısı düzenleyerek kendisinden önceki dönemi suçlayan Mansur Yavaş’ın söylediklerini de boşa düşürmüş oldu.

 

Ortada Hizmet Yok

Akit’in Pazar Röportajı’nın bu haftaki konuğu olan ABB AK Parti Grup Sözcüsü Fatih Ünal, ABB’ye yönelik konser vurgunu soruşturmasında çok ciddi suçlamalar olduğuna dikkat çekerek, bunların ciddiyetle araştırılması gerektiğini söyledi. Ankara’ya 7 yıldır ciddi bir önemli yatırımın yapılmadığını hatırlatan Ünal, “CHP’li Mansur Yavaş döneminde 500 milyar lira gibi büyük bir bütçe kullanıldığı hâlde ciddi bir yatırım yapılmadı. CHP’li ABB ve diğer ilçe belediyelerinin 7 yılda kullandığı bütçe, bir trilyonu buluyor. Yargı, Sayıştay, Mülkiye Müfettişleri bence bunu araştırması lazım. Buradan herkesi göreve çağırıyorum. Ankara’ya yatırıma harcanmadıysa bu paralar nereye gitti? Bu 1 trilyon nereye gitti?” diye sordu.

SORUŞTURMANIN DERİNLEŞTİRİLMESİ GEREKİYOR

Sayın Fatih Ünal. Siz ABB AK Parti Grubu Sözcüsü’sünüz. Belediye Meclisi’nde önemli mücadeleler veriyorsunuz. Konser vurgununu da defalarca gündeme getirdiniz. İşin aslını bize anlatır mısınız?

Fatih Ünal: Konserlerle ilgili ciddi yolsuzluk iddialarına ilişkin savcılık resen soruşturma açmıştı zaten biliyorsunuz. Ondan sonra da Mansur Bey’in kendisi, “Burada yolsuzluklarla ilgili bir ciddi iddia var. Bundan kaynaklı ben Kültür Müdürümü ve ekibini görevden alıyorum” demişti. Gelinen noktada ise 14 tane kişi gözaltına alındı. Bunlardan 9’u adli kontrol şartıyla serbest bırakılırken 5’i de tutuklandı. Konserlere fahiş ödemeler yapıldığı, sanatçılara verilen fiyatın çok daha yüksek ödemelerin firmalara yapıldığına ilişkin iddialar çok ciddi. Bilirkişiler, konuşmalar, incelemeler sonucunda bu ciddi emarelerin suç, olduğuna dair tespitler ortaya çıktı. Bunun üzerine 14 kişi gözaltına alındı. O aşamada ben de gözaltına alınan 14 kişi ile işin sınırlı olmadığını, üst düzeyde de bunların devamı olduğunu, üst düzeydeki insanların bilgisi olmadan bu işlerin yapılamayacağını, soruşturmanın daha çok genişletilmesi gerektiğini iddia eden bir tweet de atmıştım. Bence burada daha derin bir yapı var. O derin yapının çözülmesi gerekir. Yukarıda artık genel sekreterlik nezdinde, genel sekreter yardımcıları nezdinde, siyasiler nezdinde, belediye başkanının da dahil olduğu bir süreci işletmesi lazım savcılığın. Bu konularda da izin gerekiyorsa izin alınması ve soruşturmanın derinleştirilmesi gerekiyor.

 

YAVAŞ İLE İLGİLİ DİĞER SUÇ DUYURULARI DA İNCELENİYOR

Siz daha önce de Denetim Komisyonu raporunda yer alan usulsüzlüklerle ilgili suç duyurularında bulunmuştunuz değil mi?

Fatih Ünal: Evet, daha önceki süreçte de biz, geçen dönemde Denetleme Komisyonu’nun verdiği raporlar doğrultusunda Meclis Başkanvekili olarak 12 suç duyurularında bulunmuştuk. Hem Portaş’la ilgili, hem diğer şirketlerle ilgili, hem fen işleriyle ilgili, bu teminler konusunda ve ihaleler konusunda usulsüzlük yapıldığına dair. Bunlarla ilgili sürecin de devam ettiğini biliyoruz. Bazı dosyalar hâlâ inceleme aşamasında. Bu sürecin de daha çabuk ve daha ivedi olarak sonuçlandırılması gerektiğini düşünüyorum. ABB’de ciddi bir yolsuzluk olduğuna dair emareler var. Bu emarelerin de ortaya çıkarılmasında fayda var.

 

KİM SUÇ İŞLEMİŞSE VEYA BU KONUYA GÖZ YUMMUŞSA SORUŞTURMAYA DAHİL EDİLMELİ

Gözaltıların ertesi günü ABB Başkanı Yavaş, bir basın toplantısı düzenleyerek iddiaları cevaplamak yerine 8 yıl önceki Gökçek dönemini suçlamıştı. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?

Fatih Ünal: ABB çalışanları ve ABB ile iş yapan firma sahiplerine yönelik gözaltılarla birlikte artan tartışmaların, bir Melih Gökçek, Mansur Yavaş kavgasıymış gibi gösterilmesi ve böyle lanse edilmesi yargıya da büyük bir haksızlık. Yargı gereğini yapmalı. Yani sonuçta diğer konuların da incelenmesi gerekiyorsa incelenmesi lazım. Ama bu dönemde bir yolsuzluk varsa da üstüne gidilmesi gerekiyor. Mansur Yavaş ve ekibinin, Ankara’da ciddi bir çalışma yapmadığı, yollarla ilgili, toplu ulaşımla ilgili, metroyla ilgili ciddi bir çalışmanın yapılmadığı bu 7 yıllık süreçte paraların nerelere gittiği, nasıl harcandığı çok iyi incelenmeli. Şirketlerin niye iflas hâlinde olduğu iyi incelenmeli. Sayıştay raporlarının ve diğer raporların ortaya çıkması lazım. Bu, o bu kavgası değil, CHP-AK Parti kavgası değil. Yolsuzluk varsa belediyede, yolsuzluğun ortaya çıkartılması şarttır. Çünkü şu anda Büyükşehir Belediyesi’nin yaptığı iş ve işlemlerle ilgili çok ciddi şaibeler var. İyi inceleme, derin araştırmayla kimler bu konuda suç işlemişse veya bu konuya göz yummuşsa onların incelemeye dahil edilip gereğinin behemehal yapılmasında fayda var.

 

YARGIMIZIN İŞİNE KARIŞILMAMASI GEREKİR

Mansur Yavaş’ın basın toplantısında, sahne kurulumu sırasında çalışanlara günlük 20 ila 100 bin Lira arasında yevmiye verildiğini söylemesine ne diyorsunuz?

Fatih Ünal: Çok ciddi bir abartı bu. Bir kişinin, hele hele 2022 yılı rakamlarıyla 100 bin Lira günlük yevmiye alması mümkün olabilir mi? Nerede var böyle rakamlar? Bu açıklama da çok büyük talihsizlik, adeta suç ikrarıdır. Sonuçta yolsuzluk iddiası olduğunu sen daha önce kabul etmiştin ve “Kültür müdürümü ve diğerlerini görevden alıyorum” demişsin. Şu an savcının incelemesini ne diye bulandırmaya çalışıyorsun? “Yok Melih Gökçek döneminde şöyle yapıldı da, ben dava ettim de, dava açılmadı da” vesaire diyerek sen kendi yolsuzluğunu niye gizlemeye, saklamaya çalışıyorsun? Bir yolsuzluk varsa o gün de vardıysa gereği yapılmalıydı. Bugün de varsa gereği yapılmalı. Yani o şucu bucu meselesi değil, nihayetinde devlet yekün olarak birdir. Belediyede bir yolsuzluk varsa CHP’ye, AK Parti’ye, MHP’ye bakmadan incelenmesi gerekir. Devlette de bir yolsuzluk varsa savcılık bunu ortaya çıkarması gerekir. Yargımızın işine karışılmaması gerekir. Yani bu süreçte yargıyı bence bağımsız bırakmakta fayda var. Gereği neyse yapılmalı. Suçsuzsa da suçsuz olduğu ortaya çıksın.

 

SANATÇILARI DA DİNLEMEK LAZIM

Peki, bu basın toplantısı, soruşturmaya ilişkin basın toplantısı düzenlemek bile yargıyı etkileme çabası değil mi?

Fatih Ünal: Öyle zaten. Soruşturmada, yani, delillerin suç unsuru olmadığını ortaya koymak yerine “Şu şu zamanda şunu yapmıştı. Niye yargılamadınız?” demek bence bu işi bulandırmaktan başka bir şey değil. Sanatçıları da bence dinlemek lazım. Yani sanatçının aldığı miktar 4 milyon, 5 milyonsa sen fatura olarak 50-60 milyon fatura kestirdiysen zaten bu büyük bir suçtur. Bu suçun da kimler tarafından işlendiği. Zaten MASAK raporunda da sahte faturalardan bahsediyor. Eğer Mansur Bey’in bundan haberi yoksa da büyük bir acziyet var demektir. Bundan haberi vardıysa ve göz yumduysa zaten bence ortaya çıkması gerekir. Bu konularda böyle eskiye laf atarak, dünü karalayarak bir yere varılamaz. O gün savcılık incelemesi gerekiyorsa yapsın. Ama bugün de varsa bir yolsuzluk, o yolsuzluğun üstü kapatılmasın.

 

Harcama var ama ne Ankara’da ne halkta karşılığı var

ABB’nin Yavaş döneminde 500 milyar Lira bütçe kullandığı biliniyor. Peki, ortada ciddi bir yatırım, proje yoksa bunca para nereye gitti sizce?

Fatih Ünal: CHP’li Mansur Yavaş döneminde 500 milyar Lira gibi büyük bir bütçe kullanıldığı hâlde ciddi bir yatırım yapılmadı. CHP’li ABB ve diğer ilçe belediyelerinin 7 yılda kullandığı bütçe, bir trilyonu buluyor. Yargı, Sayıştay, Mülkiye Müfettişleri bence bunu araştırması lazım. Buradan herkesi göreve çağırıyorum. Ankara’ya yatırıma harcanmadıysa bu paralar nereye gitti? Bu 1 trilyon nereye gitti? ASKİ işleri elimizde kalıyor. Fen İşleri’nin işleri elimizde kalıyor. Çevre Koruma’nın işleri elimizde kalıyor. Şirketlerin PORTAŞ’ın ve diğerlerinin işleri elimizde kalıyor. Halk Ekmeği perişan. Elimizde kalıyor bunlar. Bakıyorsunuz, yollarda geçirilen zaman birkaç sene önce 15-20 dakikaydı. Şimdi aynı yerlere bir buçuk iki saatte gidebiliyoruz. İnsanlar evinden, işinden, aşından oldular. Bir buçuk saat git, bir buçuk saat gel. Üç saati yollarda geçiyor insanların. Eskiden bu yarım saatti, 45 dakikaydı en fazla. Maalesef son zamanda bunlar arttı. Niye? Bir santim bile metro yapılmadığından. 58 kilometre metro yapacağı sözüyle gelmişti. Nerede metro? Mamak’ta metro açtık diye bir sürü yaygara yapmışlardı. Temel atıldığı gibi duruyor. Ankara Büyükşehir Belediyesinin devasa bütçesi var. Ankara Büyükşehir Belediyesi, İstanbul’dan sonra genel bütçeden en çok pay alan belediye. Nerede bu paralar? 7 yılda bir sürü, 500 milyara yakın bütçeye para girdi. Bu bütçedeki paraları ne yaptınız? Ne var yani? Ankara’da gözüken ne var şu an? Bir BELPA buz pateni tesisi vardı. Tamiratını bile 4-5 yılda bitiremediniz. Yollar zaten köstebek yuvası. Yol yapmayacağız dediniz, yapmadınız. Köstebek yuvası gibi. Bakın Bağlum’un üstündeki yolu ben 6-7 yıldır söylüyorum, hâlâ bitirilemedi. Bu Sincan’da hakeza aynı. Keçiören’de aynı. Yollar berbat. Yani başkentin bütçesi çarçur edildi, başkenti harcanmadı. PORTAŞ vardı, batırdılar. Şimdi PORTAŞ’ta da milyarlarca Lira zarar söz konusu. Mansur Bey geldiği zaman “Şirketleri kapatacağım, şirketler israf, üç beş şirkete indireceğim” demişti. Geldi, şirketleri kapatmaktan daha ziyade birkaç tane daha fazla şirket kurdu ve hepsi iflasta. Bakın toplu ulaşımla ilgili, teleferik hattıyla ilgili. Bir metro hattı yapmadığınız gibi Yenimahalle Teleferiğini de iptal ettiniz. İnsanlar mağdur. Ankara’nın CHP’ye geçen ilçelerinin de ışıltısı kayboldu. Keçiören’de de aynı. Kule kapandı, Estergon Kalesi kapandı. Teleferik çalışmıyor. Yeşillikler maalesef günden güne kuruyor. Parklar kuruyor. Ne yaptıkları belli değil.

 

YAPILMAYAN KONUTLAR İÇİN SUÇ DUYURUSUNDA BULUNDUK

Büyük konut skandalından bahsediliyor Ankara’da. Yapılmayan 47 bin 970 konut konusu ne olacak?

Fatih Ünal: CHP’li Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, yerel seçimlerden önce 18 Nisan 2023’te büyük bir gösterişle “7 Proje-47 Bin 970 Konut Temel Atma ve Tanıtım Töreni” düzenlemişti. Ancak, aradan geçen yaklaşık iki buçuk yıllık süre zarfında herhangi bir ilerleme kaydedilmedi. Sözler de, projeler de unutuldu. Sadece Mamak kentsel dönüşümü kapsamında harcanan para bugünün değeriyle 10 milyar Lira. PORTAŞ, eski parayla 10 katrilyon Liraya yakın para harcadı, teslim edilen konut sayısı ise 470’te kaldı. Mamak’ta biliyorsunuz ciddi bir kentsel dönüşüm çalışması vardı. İlk orası vardı. Orayı yapamadı. Beceremediler. İhaleleri de yanlış yaptılar. Usulsüz yaptılar. İhalelerle ilgili biz itirazımızı dile getirdik. Hatta savcılığa suç duyurusunda bulunduk. PORTAŞ’ın burada yanlış yaptığına dair. Bununla ilgili iş ve işlem devam ediyor. Ama buna rağmen 7 yılda verdikleri rakam belli. 5 bin konut sözü verdiler. Ama 470 tane ancak daire verebildiler. Sosyal belediyecilik dediğiniz sadece ihtiyaç sahibi olan insana bir para vermek değildir. Sosyal belediyecilik aynı zamanda ev yapmaktır. Sosyal belediyecilik aynı zamanda insanların sıkıntılarını gidermektir.