Gündem
Murat Alan ABD izlenimleri! Amerikan Rüyasının Sahte Yüzü: Beyaz Saray’ın Gölgesinde Açlık Kuyruğu
Gazetemiz Genel Yayın yönetmeni Murat Alan yıllardır “özgürlükler ülkesi” ve “fırsatlar diyarı” olarak pazarlanan ABD’nin gerçekte ne olduğunu Amerika gezisinde yaşadığı izlenimleri fotoğraflayarak kaleme aldı. Gökdelenlerin gölgesinde bir kase çorba için sıra bekleyen insanların, ABD’nin parlak vitrinini yırtıp attığına şahit oldu. Alan, Dünyaya demokrasi ve umut satan süper gücün kendi vatandaşlarını sefaletin pençesine mahkûm etmesi, “rüya” diye sunulan bu ülkenin aslında bir “kâbus” olduğunu gözler önüne serdi. İşte Murat Alan’ın ABD izlenimleri…
This browser does not support the video element.
MURATALAN
ABD, dünyaya “özgürlükler ülkesi”, “fırsatlar diyarı” ve “Amerikan Rüyası”nı satıyor. Hollywood filmleri, reklam kampanyaları ve siyasetçilerin kürsülerden dile getirdiği parlak söylemler, bu topraklarda herkesin çalışarak refaha ulaşabileceği illüzyonunu canlı tutuyor.
BEYAZSARAY’A 800 METRE MESAFEDE AÇLIK KOL GEZİYOR
Ancak Washington D.C.’nin kalbinde, Beyaz Saray’a sadece 800 metre, Hazine Bakanlığı’na 500 metre uzaklıkta çekilen bu kare, tüm o masalı paramparça ediyor.
Sabahın 9’unda, tarihi bir kilisenin önünde onlarca evsiz insan, sıcak bir kase çorba için sıraya girmiş durumda. Arka planda göğe yükselen modern gökdelenler ve ülkenin kudret simgeleri, önde ise karnını doyurmak için bekleyen yoksullar… Amerikan Rüyası’nın vitrin süsleriyle, hayatın soğuk gerçeği arasındaki çelişki işte burada bütün çıplaklığıyla duruyor.
BİR KASE ÇORBA İÇİN SIRADA BEKLEYEN EVSİZLER
“Downtown Day Center” tabelasında “Açığız! Hizmet için” yazıyor; İngilizce ve İspanyolca. Çünkü bu kuyrukta sadece Amerikalılar değil, ABD’ye umut bağlayıp sığınan göçmenler de var. Onlara sunulan şey bir fırsat değil, bir tas çorba ve birkaç saatlik barınma… Dünyanın en güçlü devletinin kalbinde, barınacak bir çatı ve yiyecek bir lokma ekmeğin bile lüks haline geldiği bu tablo, “Amerikan Rüyası”nın aslında koca bir sahtecilik olduğunu gözler önüne seriyor.
RÜYA DEĞİL KABUS
ABD, askeri üsleriyle, finans devleriyle, teknoloji şirketleriyle övünürken, başkentinin ortasında yüzlerce insan açlık kuyruğuna giriyor. Bu manzara, sadece sosyal bir sorun değil; aynı zamanda Amerika’nın küresel vitrindeki maskesinin düşmesi anlamına geliyor. Dünyaya umut ve özgürlük pazarlayan bir ülkenin, kendi yurttaşlarını gökdelenlerin dibinde açlığa mahkûm etmesi, tarihe geçecek bir ikiyüzlülük olarak duruyor.
Amerikan Rüyası, aslında Amerikan Kabusu’ndan başka bir şey değil.