Cumhuriyet’in ilk yıllarında milli uçak üretmek için kolları sıvayan Nuri Demirağ’a ihracat izni vermeyerek uçaklarını hurdacılara satan, Vecihi Hürkuş’un ürettiği yerli uçağı “izinsiz uçtuğu” gerekçesiyle yasaklayan bozguncu CHP zihniyeti bir kez daha hortladı. Seküler azınlık ve ihanet medyası, ilk milli muharip uçağın motorunun ABD’den karşılandığı gerekçesiyle, 100 yıllık hayalimiz olan milli savaş uçağını hedef almaya başladı. Sosyal medyada CHP’lilerle FETÖ’cüler KAAN’ı karalama yarışına girerken, fondaş medya da haberleriyle buna çanak tuttu. Özgür Özel ve diğer CHP’liler de koroya katıldı. Savunma Sanayii Başkanı Prof. Dr. Haluk Görgün konuya ilişkin yaptığı açıklamada, “KAAN seri üretimi yabancı değil, yerli motor üzerinden planlandı. KAAN savaş uçağının ana motoru TF35000 ve yardımcı güç ünitesi APU60 için geliştirme faaliyetleri başarıyla devam etmektedir. Savunma sanayiinde süreç daima bu şekilde işler. Önce mevcut motorlarla başlanır, ardından milli motor projeleri devreye alınır. Biz de KAAN’ı blok yaklaşımıyla üretiyoruz. Yani farklı aşamalarda, farklı kabiliyetlerle güçlenen versiyonlarını
envantere kazandırarak, kademeli olarak geliştiriyoruz. Bu kapsamda KAAN savaş uçağımızın teslimat takviminde bir gecikme bulunmamaktadır” bilgisini paylaştı. Güvenlik Uzmanı E. Kıdemli Albay Mustafa Hacımustafaoğulları da konuya ilişkin Akit’e şunları anlattı: “Havacılık sanayinde yüzde 100 yerli üretim yapan ülke yok. Biz en yükseğe çıkarmaya çalışıyoruz. CHP zihniyetinde olanların KAAN’ın seri üretiminde gecikme olduğu için sevinmesi şaşırtmıyor. Togg için de aynı şeyleri söylediler. Cumhuriyetin başından beri CHP zihniyeti her zaman Türkiye’nin önünde engel olmuştur. Böyle bir muhalefetten ülkeye hayır beklemek saflık olur.”

 

150 YILDIR MİLLİ TEKNOLOJİYE TAKOZLAR

Gazeteci Yazar Mehmet Fırat ise şu değerlendirmede bulundu: “CHP’nin beslendeği İttihat ve Terakki zihniyetinin 150 sene önceki halleri neyse bugün de öyle. Teknik bir takım problemlerin, işin ehli olan kişilerle halledilmesinden daha doğal ne olabilir ki? Bindiği arabaya bakmaz, kullandığı telefona bakmaz, seyrettiği televizyon veya bilgisayara bakmaz laf ederler. Bu zihniyet ile hesaplaşılmadan bizim ayağa kalkmamız mümkün görünmüyor. İşin özü bu.”