AKİT MENÜ

Dünya

Asıl savaş masa üzerinde başlıyor: Trump ikinci aşamayla Gazze'yi teslim almak istiyor!

Gazze'de ateşkesin birinci kısmı onaylandı. Asıl zor kısım bundan sonra başlıyor. Trump’ın Gazze planının ikinci aşaması, direnişin tasfiyesini ve bölgenin küresel sermaye ile siyonist projelere açılmasını hedefliyor. Garantör ülkeler Hamas’ın yanında durmazsa, Gazze silahsız, direnişsiz ve etkisizleştirilmiş bir merkeze dönüşebilir.

Haber Merkezi

Gazze'de ateşkesin birinci kısmı onaylandı. Asıl zor kısım bundan sonra başlıyor. Trump’ın Gazze planının ikinci aşaması, direnişin tasfiyesini ve bölgenin küresel sermaye ile siyonist projelere açılmasını hedefliyor. Garantör ülkeler Hamas’ın yanında durmazsa, Gazze silahsız, direnişsiz ve etkisizleştirilmiş bir merkeze dönüşebilir.

Gazze için açıklanan ateşkes anlaşmasının ardından gözler, ABD Başkanı Donald Trump’ın 20 maddelik “barış planı”nın ikinci aşamasına çevrildi. İlk bölümde ateşkes, esir takası ve yardımlar öne çıkarken, planın ikinci kısmı Gazze’nin geleceğine dair çok daha ciddi riskleri ve derin dönüşümleri barındırıyor.

Siyonist terör rejiminin askeri olarak başaramadığını siyasi, ekonomik ve idari araçlarla gerçekleştirmeyi hedefleyen bu ikinci aşama; direnişin silahsızlandırılmasını, Gazze’nin uluslararası vesayet altına alınmasını ve açıkçası doğal kaynakların küresel sermaye tarafından paylaşılmasını öngörüyor.

Direnişin tasfiyesi ve vesayet rejimi

Plan Hamas ve diğer Filistinli direniş gruplarının yönetimden tamamen dışlanmasını, silahsızlandırılmasını ve altyapılarının ortadan kaldırılmasını hedefliyor. Direniş bir terör sorunu gibi çerçevelenerek meşru savunma hakkı kriminalize ediliyor ve direnişin yerini geçici teknokrat ve siyasi olmayan bir Filistin komisyonunun yöneteceği geçiş otoritesi tarafından yönetilecek. Ancak bu komisyon, uluslararası denetim altında “Barış Konseyi” adlı kurumun gözetimi altında olacak. Bu Konseyin başında da siyonizm destekçisi Trump olacak. Yani son kararı Filistinliler değil Trump ve diğer siyonizm destekçisi milyardeler verecek.

Gazze’nin kaynaklarının elden çıkışı

Planın özellikle 10. ve 11. maddelerinde yer alan “ekonomik kalkınma” ve “özel ekonomik bölge” vurguları, Gazze’yi yatırım alanı olarak gören bir işgalci mantığı içeriyor. Gazze açıklarındaki doğal gaz rezervleri başta olmak üzere, bölgenin kaynakları, uluslararası ve israil yanlısı enerji şirketlerine devredilme riski taşıyor. israilin yıllardır göz diktiği bu alanlar, “yeniden inşa” adı altında el değiştirebilir. Yeniden inşa sürecinin Arap ülkeleri tarafından finanse edileceğini de bizzat Trump duyurdu.

“Sürgün planı”na dönüşebilecek güvenli geçiş maddeleri

Planın 6. maddesi, silahsızlananların “güvenli şekilde başka ülkelere geçişi”ni öneriyor. Bu madde, “yeniden yerleşim” ya da “sürgün” politikasının uluslararası hukuk kılıfı altında meşrulaştırılması riskini taşıyor. israilin tarihsel olarak sürgün ve yerinden etme politikaları dikkate alındığında, bu maddenin Gazze’nin demografik yapısını değiştirecek uygulamalara zemin hazırlayacağı kesin.

Barış Görünümünde kalıcı denetim

Plan, israilin Gazze’yi tamamen terk etmeyeceğini açıkça belirtiyor. “Güvenlik kuşağı” adı altında bölgede askeri varlık sürdürülmekte, uluslararası istikrar gücüyle birlikte sınır denetimi de israil ve Mısır kontrolünde kalıyor. Bu durum, Gazze’nin bağımsızlığı yerine, denetim altında tutulan bir bant haline getirilmesini meşrulaştırıyor.

Zaten israil Hayom gazetesi bu planın israilin katkılarıyla hazırlandığını yönetim kurulunun altında, siyaseten tarafsız, profesyonel geçmişe sahip Filistinli yöneticilerden oluşan bir kadronun sadece sağlık, eğitim, belediye hizmetleri gibi kamu sektörlerini yöneteceğini bildirdi. Bu yöneticiler, doğrudan uluslararası kurulun denetiminde ve uluslararası bir komite tarafından sürekli gözlem altında olacak. Ayrıca, Gazze ve Batı Şeria'dan seçilecek Filistinli şahsiyetlerden oluşacak danışma kurulu da oluşturulacak, ancak bu kurulun yalnızca tavsiye yetkisi olacak.

Gazetenin ifşasına göre de ekonomik plan, siyonizm destekçisi iş insanları tarafından yönetilecek bir “Gazze Yeniden İnşa ve Yatırım Fonu” kurulmasını öngörüyor. Bu fonun, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri gibi Körfez ülkeleri ile Batılı ülkelerden gelen yatırımlar ve uluslararası garantili krediler yoluyla finanse edilmesi bekleniyor. Yeniden inşa projeleri kâr amaçlı olacak ve özel şirketler altyapı yatırımlarına katılarak elde edilen kârdan pay alacak.

Güvenlik boyutunda, Birleşmiş Milletler ya da ABD’nin liderlik ettiği bir koalisyonun gözetiminde çok uluslu bir güvenlik gücü kurulması öngörülüyor. Geçiş dönemi boyunca Gazze'de hiçbir silahlı Filistinli grubun varlığına izin verilmeyecek. Filistin güvenlik güçleri uluslararası denetim altında yeniden organize edilecek. Geçici otorite, yargıç, bakan ve güvenlik birimleri başkanlarını atama dahil olmak üzere tüm yürütme, yasama ve yargı yetkilerine sahip olacak ve hiçbir Filistinli kurum, bu otoritenin kararlarını iptal etme hakkına sahip olmayacak.

Garantör ülkeler tutum almazsa, Gazze Siyonizme açık bir merkeze dönüşebilir

Planın ikinci aşamasında yürütülecek müzakerelerde, Türkiye, Katar, Mısır ve ABD gibi garantör ülkelerin tutumu belirleyici olacak. Ancak bu ülkelerin, Hamas başta olmak üzere direnişi temsil eden yapıları masadan dışlayan yaklaşımlara sessiz kalması ya da tarafsız bir arabulucu gibi davranması durumunda, süreç Filistin halkının değil, siyonist çıkarların yön verdiği bir rotaya evrilecek. Hamas ve diğer direniş unsurları ikinci aşamada devre dışı bırakılırsa, Gazze, ekonomik projeler ve güvenlik bahanesiyle tamamen siyonist vesayete açılmış bir merkez hâline gelecek.

DOĞRU HABER

Yorumlara Git

TÜİK duyurdu: Türkiye'nin 3. çeyrek büyüme rakamları belli oldu!

Doğalgazda hedef günlük 20 milyon metreküp

CHP'nin sokak köpekleri itirazı: AYM'den son dakika kararı!

Kırmızı bültenle aranıyorlardı! Enselendiler

Trump’tan Latin Amerika’ya sert mesaj: “Venezuela dost ülke değil” çıkışı