Seçimlerde Tatar, Ulusal Birlik Partisi (UBP) desteğiyle aday olurken, ana muhalefet partisi Cumhuriyetçi Türk Partisi'nin (CTP) adayı Tufan Erhürman ile rekabet ediyor. Diğer adaylar arasında bağımsız adaylar ve daha küçük partilerin temsilcileri de yer alıyor.

Tatar, muhalefetin kendisini Türkiye'ye bağımlı olmakla suçladığını belirterek, “Muhalefetim beni Türkiye'nin adamı olmakla vuruyor. Ben Türkiye'nin adamı olmaktan gurur duyarım” dedi.

 

Bu ifade, Tatar'ın Türkiye ile yakın ilişkilerini vurgulayan siyasi duruşunu yansıttı. Zira Tatar, Kıbrıs sorununun çözümünde iki ayrı devlet modelini savunuyor ve Türkiye'nin KKTC'nin güvenliğinin garantörü olduğunu sıkça dile getiriyor. Adadaki Türk devleti varlığını ısrarla vurguluyor. Yakın zamanda Azerbaycan'da düzenlenen Türk Devletleri Teşkilatı Zirvesi'nde de Türkiye ve Azerbaycan ile “bir millet, üç devlet” kavramını öne çıkarmıştı.

Muhalefet Kıbrıs’ta Türk yönetimi istemiyor

Muhalefet cephesinde ise CTP lideri Tufan Erhürman, Kıbrıs'ın yeniden birleşmesini sağlayacak federal bir çözümü destekliyor. Erhürman ve destekçileri, Tatar'ı Ankara'nın politikalarını doğrudan uygulamakla eleştirerek, KKTC'nin bağımsız karar alma yeteneğinin kısıtlandığını iddia ediyor.

 

Bu görüş, Kıbrıs Türk toplumunun bir kısmında Türkiye'ye bağımlılığın azaltılması ve Avrupa Birliği ile entegrasyonun artırılması yönündeki talepleri yansıtıyor.

Seçimler, Kıbrıs adasının geleceğini doğrudan etkileyecek nitelikte. Tatar'ın iki devletli çözüm önerisi, Türkiye tarafından desteklenirken, Kıbrıs Rum Yönetimi ve Avrupa Birliği federal bir yapıya dayalı birleşmeyi savunuyor. Tatar’ın muhalifleri de AB’nin maşası olmak için adeta sıraya girmiş bekliyor.