AKİT MENÜ

Okur Postası

Pakistan–Çin İlişkisi: “Demir Kardeşlik”ten Ekonomik, Askeri Bağımlılık ve Siyasi Teslimiyete

Gazetemiz okurlarından Abdülhalik Kara 'Pakistan–Çin İlişkisi: “Demir Kardeşlik”ten Ekonomik, Askeri Bağımlılık ve Siyasi Teslimiyete' başlıklı yazısını bizimle paylaştı.

Haber Merkezi

Abdülhalik Kara'ın Yeniakit gazetesinin 11.10.2025 tarihli nüshasında yayınlanan yazısı:

Pakistan’ın Çin’le kurduğu ilişki, artık kendileri “Demir Kardeşlik” olarak nitelendirdiği stratejik ortaklık çerçevesinden çıkarak borç, silah ve diplomasi ekseninde derinleşen bir bağımlılık sistemine dönüşmüş durumda. Ülke, uzun süredir devam eden ekonomik kriz, bütçe açığı ve dış borç baskısı altında Pekin’in finansal desteğiyle ayakta kalmaya çalışıyor. Ancak bu destek, Pakistan’ın hem ekonomik hem de siyasi özgürlüğünü giderek daha fazla daraltıyor.

Ekonomik Kıskaç: Borcun Yarısı Çin’e

Pakistan ekonomisinin en kırılgan noktası dış borç yükü. Ülkenin ikili borçlarının yarısından fazlası Çin’e ait. Toplam 41,7 milyar dolarlık ikili dış borcun 23,7 milyar doları Çin’li kurumlara olan borçlardan oluşuyor. Bu miktarın 8,2 milyar doları ise merkez bankası mevduatları ve para takası (swap) anlaşmalarından geliyor. Bu tablo, Pakistan’ın toplam dış borcunun neredeyse dörtte birinin doğrudan Çin’e ait olduğunu gösteriyor. Çin, sadece finans kurumları ve devlet bankaları aracılığıyla değil, enerji, altyapı ve sanayi yatırımları üzerinden de Pakistan ekonomisinin merkezine yerleşmiş durumda. Ülke, IMF ve Dünya Bankası gibi Batı eksenli kurumların sağladığı kurtarma paketleriyle kısa süreli nefes alsa da, bu desteklerin içinde Çin’e yapılacak borç ödemelerini sınırlandıran gayriresmî koşullar bulunuyor. Örneğin IMF programları süresince, Çin’e borç ödememek ya da Çin yatırımlarına kaynak aktarmamak yönünde baskılar gündemde. Bu durum, Pakistan’ın 2019’dan bu yana Çin’e olan borçlarında sık sık temerrüt riski yaşamasına yol açtı. Ülke, neredeyse her yıl borçların vadelerinin uzatılmasını (rollover) talep ediyor. Uzmanlara göre, Pakistan’ın bu finansal bağımlılığı kısa vadede azaltması neredeyse imkânsız. Çünkü söz konusu borçlar yalnızca nakit kredilerle sınırlı değil; Çin-Pakistan Ekonomik Koridoru (CPEC) kapsamındaki altyapı projeleri, enerji santralleri, sanayi parkları ve bankalar arası mevduatlar da bu bağımlılığın bir parçası hâline gelmiş durumda.

Askeri Bağımlılık: Çin Silahlarına Tam Teslimiyet

Pakistan’ın Çin’e bağımlılığı yalnızca finans alanıyla sınırlı değil; savunma sanayii de aynı ölçüde Pekin merkezli hâle gelmiş durumda. İsveç merkezli Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü (SIPRI) verilerine göre, 2019–2024 yılları arasında Pakistan, Çin’den 5,28 milyar dolar değerinde silah satın aldı. Bu, ülkenin toplam silah ithalatının yüzde 81’ine denk geliyor. Çin üretimi savaş uçakları, denizaltılar, zırhlı araçlar ve insansız hava araçları bugün Pakistan ordusunun belkemiğini oluşturuyor. Bu durum yalnızca silah tedarikiyle sınırlı kalmıyor; yedek parça, bakım, modernizasyon ve eğitim süreçlerinde de Çin’e tam bağımlılık yaratıyor. Uzmanlara göre bu gelişme, Pakistan’ın savunma stratejilerini bağımsız biçimde şekillendirme kapasitesini ciddi biçimde zayıflatıyor.

Siyasi Boyut: Uygur Soykırımı Konusunda Sessizlik ve Sadakat

Ekonomik ve askeri bağımlılığın en belirgin sonucu ise siyasi sessizlik ve teslimiyet. Çin’in “demir kardeş” olarak nitelendirdiği Pakistan, artık Pekin’in uluslararası arenadaki en sadık savunucularından biri hâline gelmiş durumda. Bu bağlılık, özellikle Çin’in Doğu Türkistan’da Uygurlar ve diğer Türk halklara yönelik soykırım ve insanlık dışı uygulamaları karşısında açıkça görülüyor. Kimi ülke parlamentolarınca “soykırım”, Birleşmiş Milletler raporlarında ise “insanlığa karşı suç” olarak tanımlanan bu politikalar karşısında Pakistan yönetimi yıllardır sessizliğini korumakla kalmadı, Çin lehine sadakatle diplomatik savunuculuk da üstlendi. Pakistan, BM İnsan Hakları Konseyi’nde (HRC) birçok kez Çin’in Uygur politikalarını destekleyen ortak bildirilerde yer aldı. 2022’nin 51. oturumunda Pakistan, 68 ülke adına konuşarak Çin’in Uygurlara karşı politikalarını savundu. Aynı yıl BM Genel Kurulu’nda, 72 ülke adına yaptığı açıklamada Uygur, Hong Kong ve Tibet meselelerini “Çin’in iç işleri” olarak tanımladı. 2022 Ekim ayında, BM’de Çin’in Uygurlara karşı insan hakları ihlallerinin tartışılması yönündeki Batı destekli karar tasarısı, Pakistan’ın da aralarında bulunduğu 19 ülkenin “hayır” oyu ile reddedildi. Pakistan’ın bu tutumu, Çin’in uluslararası alandaki diplomatik kalkanını daha da güçlendirdi. İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW), bu tutumu “Müslüman ülkelerin insan hakları ihlallerini onaylaması” olarak değerlendirdi. Son olarak, 2024 Haziran’ında yayımlanan Çin-Pakistan Ortak Bildirisi’nde, İslamabad yönetimi “Uygur, Tibet, Hong Kong ve Güney Çin Denizi meselelerinde Çin’e tam destek” verdiğini yeniden teyit etti.

İmran Han’ın Açıklamaları ve Uygur İadeleri

Pakistan’ın Uygur soykırımına karşı sessizliğini ve Çin’e yönelik sadakatini en açık biçimde ortaya koyan isimlerden biri, dönemin başbakanı İmran Han’dı. Han, 2021’de Çin Komünist Partisi’nin 100. yılı kutlamalarında yaptığı konuşmada Uygur soykırımıyla ilgili olarak Batı medyasını “Çin karşıtı yanlış haberler yapmakla” suçladı. Han, “Biz Çin’le hassas konuları kamuoyu önünde tartışmıyoruz” diyerek bu sessizliği bilinçli bir tercih olarak savundu. Öte yandan, Pakistan’ın Çin’e Uygur mültecileri iade ettiği de belgelenmiş durumda. 2014 yılına kadar en az 60 Uygur’un Çin’e teslim edildiği raporlandı. 2021’de yayımlanan UHRP (Uyghur Human Rights Project) raporu ise Pakistan’ın, Çin’in desteğiyle teknoloji temelli izleme sistemleri kurarak Uygurlar üzerinde sistematik bir baskı uyguladığını ortaya koydu.

Sessizliğe Rehin Olmuş Sadakatli Bir Ülke

Bugün Pakistan, Çin’den sürekli borç ertelemesi isteyen bir ülke konumunda. Bu mahcubiyet ve bağımlılık, ülkenin dış politikasını sessizlik ve sadakat eksenine sıkıştırmış durumda. Borç karşılığı sessizlik, silah karşılığı sadakat… Bir zamanlar “demir kardeşlik” olarak tanımlanan Çin-Pakistan ilişkisi, bugün ekonomik bağımlılığın siyasi teslimiyetle birleştiği bir tabloya dönüşmüş durumda. Kimi uzmanların ifadesiyle “Pakistan artık sadece Çin’e borçlu değil — sessizliğini, onurunu ve ahlaki duruşunu da ipotek etmiş durumda.”

Yorumlara Git

Arınç’ın cezaevi ziyaretindeki sözler kulisleri salladı! Gözler tahliye ihtimaline çevrildi

Soçi'ye Valday'e - Novo-Ogaryovo'a Rusya ofis yaptırdı: Perde arkası ortaya çıktı! Putin'in sırrı...

Fatih Altaylı, Ekrem İmamoğlu ve Zeydan Karalar'ı Müjdat Gezen CHP'li Mahir Başarır ile ziyaret etti!

ABD Kongre üyelerinden Trump yönetimine “Gazze’deki soykırımı tanıyın” çağrısı

Japonya’nın yeni Başbakanı'na Çin, “Ateşle oynayan, ateşte yok olur” dedi! Ortalık karıştı!