Ekonomi
Batı merkezli ekonomik-siyasi düzen iflas ediyor!
Uğur Civelek ile röportaj: Avrupa’da çalışmıyor serbest piyasa. Konumları ayıplarını örtüyor diyelim. Fransa’da sarı yelekliler nereden çıktı sanıyorsunuz? Avrupa’da siyasiler niye tıkandı, siyaseti bırakan bırakana? Çünkü Amerika’nın güdümünde sorunlara odaklanamıyorlar. Sorunlar ağırlaştıkça da dipten dalga geliyor
Uğur Civelek ile röportaj: Avrupa’da çalışmıyor serbest piyasa. Konumları ayıplarını örtüyor diyelim. Fransa’da sarı yelekliler nereden çıktı sanıyorsunuz? Avrupa’da siyasiler niye tıkandı, siyaseti bırakan bırakana? Çünkü Amerika’nın güdümünde sorunlara odaklanamıyorlar. Sorunlar ağırlaştıkça da dipten dalga geliyor
Uğur Civelek Kimdir?
Mehmet Uğur Civelek, 1957 Kayseri doğumlu ekonomist ve köşe yazarıdır. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi mezunudur. Bankacılık ve yöneticilik yaptıktan sonra 1995’ten itibaren danışmanlık ve eğitim verdi. Radikal, Aydınlık ve Dünya gazetelerinde yazılar yazdı. Küresel finans sistemi, Türkiye’nin kırılgan ekonomisi, gelir adaletsizliği ve krizler üzerine eleştirel analizleriyle tanınmaktadır. İngilizce ve Fransızca bilmektedir.
Türkiye'de gelir dağılımındaki eşitsizlik giderek derinleşiyor. Aylık milyonlar kazananlarla 20 bin lira kazananlar arasındaki uçurum nasıl düzelir sizce?
Düzelmez. Yani görünür gelecekte bunun düzelmesini beklemeyin. Bunun birkaç sebebi var. Birincisi, küreselleşme denilen kuralsızlık, finansal ve hareketli sermayeye büyük ayrıcalıklar tanıyor. Onlara olan bağımlılık, diğer kesimlerin ihmal edilmesine ve pastadan alınan payın küçülmesine sebep oluyor.
Fiyatlardaki bu düzensizlik ciddi bir sorun haline geldi. Fiyat istikrarını sağlamak için nasıl bir denetim ve düzenleme mekanizması gerekiyor?
Fiyat istikrarını sağlamayı unutun. Fiyat istikrarının sağlanabilmesi için eğilimlerin sürdürülebilir olması lazım. Dünyada son 25 yıldır “geleneksel olmayan politikalar” diye uyduruk bir ad taktıkları bu şey sürdürülebilir değil. Sorunların ağırlaşması pahasına günü kurtarıyor ve finansal sermayeyi ayrıcalıklı konumda tutuyor. Fatura da altta kalanların sırtına yığılıyor. Daha faturayı kimin ödeyeceği belli değil. Sistem çöktüğünde netleşecek.
Türkiye’de üniversite mezunu işsizlerin sayısı artıyor; zanaatkârlık ve mesleki alanlar geri planda kalıyor. Gençler sadece diplomaya yönlendiriliyor ve ekonomide karşılığı olmayan vasıflarla mezun edilmeleri işsizliği büyütüyor. Buna ne dersiniz?
Dijitalleşme farklı bir evreye geçti; doktorayı bile internetten öğrenmek mümkün ve birçok işi artık otomatik yazılımlar yapıyor. Vasıflı emeğin yerini yazılımlar doldurduğu için üniversite diplomalı işçi sayısı giderek artıyor. Gençlerin ekonomide karşılığı olmayan vasıflarla mezun edilmesi işsizliği büyütüyor. “Böyle gelmiş böyle gider” anlayışı değişimi görmüyor. Bu zaaf, yapay zekâyla insanları koyun sürüsü gibi yönlendirmeye çalışmanın önünü açıyor. Yükseköğretim de bu sürecin bir parçası; üniversite mezunları yapay zekâyla daha kolay koyunlaştırılıyor. Sürekli “maliyet avantajı” peşinde koşmak, insana ve vasıflı emeğe olan ihtiyacı azaltıyor; bunun sonucunda orta gelir grubu yok oluyor, emek istihdamı azalıyor ve vasıflıya ihtiyaç daha da düşüyor.
Serbest piyasa meselesi Batı’da ve Türkiye’de aynı mı? Türkiye, bu hususta istikrar sağlayabilir mi?
Avrupa’da çalışmıyor serbest piyasa. Konumları ayıplarını örtüyor diyelim. Fransa’da sarı yelekliler nereden çıktı sanıyorsunuz? Avrupa’da siyasiler niye tıkandı, siyaseti bırakan bırakana? Çünkü Amerika’nın güdümünde sorunlara odaklanamıyorlar. Sorunlar ağırlaştıkça da dipten dalga geliyor. Avrupa’nın 10-20 yıl sonrasını görün, bugünkü durumlarını mumla arayacaklar. Dünyada bu düzen iflas ediyor. Soğuk Savaş sonrası kurulan, sonra da küreselleşme diye anılan düzen, doğru dürüst bir şey inşa edemedi. Bu düzen çöküyor. Çöktükten sonra yeni bir düzen kurulacak. Muhtemelen çok kutuplu olacak. Bugün Çin-Rusya ile Batı’nın itişmesini Ukrayna-Suriye meselesinde görüyorsunuz. Bunlar farklı çatışma düzeylerine gidecek ve sistem çökecek. Sisteme bağımlılığı daha yüksek olan Batı’nın kaybetme olasılığı bana göre daha yüksek. Şu an “Böyle gelmiş böyle gider” anlayışı var. Hayır, böyle gitmeyecek. Belli ki bir yerde büyük bir patlak verecek. Rusya’nın Ukrayna’ya girmesi, böyle gitmeyecek algısına kapılanların sayısını çok artırdı. Trump’ın seçilmesi de öyle. Artık bir 10 yıl daha böyle gitmeme ihtimali çok yüksek.
Batı da yorulmuş vaziyette, her yere silah dağıtmaktan... Küresel sermayedarlar birbirlerini yemeye başladı. Planlar tutmuyor.
Orada şunu görmeniz lazım. Amerika destekliyor, İsrail de panik içinde birçok şeyi yapmaya çalışıyor. Şunu unutuyorlar ama; İsrail’den 7-8 yıldır göç ediyorlar, kendilerini güvende hissetmiyorlar. ABD’nin güvenlik şemsiyesine sığınmaya çalışan bir Batı var. ABD’nin istediği her şeye “eyvallah” diyorlar ama tabanlarına anlatamıyorlar bunu. Şu an İsrail-Gazze meselesinde Avrupa’nın parçalandığını görüyorsunuz. Tabanından gelen baskıya göre bu kabul edilemez ama siyasiler ağzını açamıyor. Niye? Trump’la pazarlıkları var, NATO’dan yararlanmaya çalışıyorlar, Rusya’dan çok korkuyorlar. Korkunun ecele faydası yok.
Kısacası şunu diyebiliriz: Batı’nın ekonomik modeli çökecekse ona bağımlı olan Türkiye’de neler yaşanacağını hayal edin. Ayrıca kimse ensesini karartmasın. Zor günlere hazırlıklı olsun. Böyle gitmeyeceğini de aklının bir köşesine yazsın. Alın teriyle, emeğiyle çalışanı enayi yerine koyan bir düzen yaşayamaz. Varlığını uzun süre devam ettiremez.
Teşekkür ederim.
Ben teşekkür ederim.
Aylık Baran Dergisi 43. Sayı, Eylül 2025