AKİT MENÜ

Okur Postası

Gazze'de ateşkeş: Silahlar susturuldu, peki ya adalet?

Soykırımcı terör devleti İsrail’in bombaları altındaki Gazze, yerle bir edilen şehirler, katledilen çocuklar ve açlığa terk edilen çaresizlik içindeki bir halk... Şimdi ise yeni bir süreç başladı: ateşkes. Peki bu ateşkes gerçek bir barışa mı işaret ediyor, yoksa sadece bir sonraki fırtına öncesi sessizlik mi?

Haber Merkezi
Güncelleme Tarihi:

Yeni Akit Gazetesinin 15 Ekim 2025 tarihli nüsnasında yayınlanmıştır.

Demokratlar Platformu
Genel Sekreteri
Av. Yurdal Kılıçer

ABD Başkanı Trump tarafından hazırlanan ateşkes planının en acil faydası insani olacaktır. Yıllardır süren bombardımanlarda yaşam mücadelesi veren siviller, belki bir nefes alabilecek. Enkazdan çıkarılmayı bekleyen hayatlar, yardım kamyonlarını dört gözle bekleyen insanlar, belki de ilk kez geceyi nispeten sessiz geçirecek.

Planın Mimari Çerçevesi ve Olası Sorunlar

Bu anlaşma klasik barış metni olmaktan çok uzak “yönetilebilir istikrarsızlık’’ doğuracak bir metindir.

1- Operasyonların Durdurulması Aşaması: Ateşkesin yürürlüğe girmesi, esir takası süreci, insani koridorların açılması, sınır kapılarında çok taraflı denetim mekanizmasının kurulması

2- Politik Yeniden İnşa ve İdari Geçiş Aşaması: Filistin Yönetiminin Gazze’de yeniden konumlandırılması, güvenlik entegrasyonu ve yerel yönetim kurumlarının oluşturulması.

Her iki aşamada da, ABD-İsrail ekseninin güvenlik odaklı çıkarları ile Filistinliler ile İslam Dünyasının beklentileri arasında bir denge oluşturulmasını gerektirmektedir.

ABD ve Trump , kendilerini Ateşkesin mimarı olarak sunarak, İsrail’e verdiği koşulsuz destekten dolayı Dünya kamuoyunda eleştirilen ABD yönetimi, ateşkesle bu baskıyı azaltmaya çalışmaktadır.

İsrail hâlâ Gazze’de yaklaşık %53’lük bir bölümü kontrolü altında bulundurmaktadır. İsrail’in kontrolü altındaki bu bölgelerden çıkıp çıkmayacağı yahut ne kadar sürede ve ne şekilde çıkacağı belirsizdir. İsrail’deki hükümetin iç politik baskılarla (İsrail’de hükümeti oluşturan aşırı sağcı koalisyon ortakları başlı başına bir sorundur.) hareket etmesi, Gazze’ye yönelik stratejik tercihlerini etkileyebilir. Savaşın “kazanılamadığı” algısı, koalisyonun dağılmasına veya erken seçime yol açabilir. Ve bu nedenle de Netanyahu’nun siyasi geleceği İsrail’de tartışmaya açılacaktır.

Hamas’ın Filistin ve özellikle Gazze üzerindeki etkinliği, taban desteği ve güçlü meşruiyeti karşısında İsrail kontrolündeki başında Mahmud Abbas’ın bulunduğu sözde Filistin Yönetiminin meşruiyet zayıflığı nedeniyle temsiliyet noktasında yaşanacak krizlerin sürece etkileri önemli olacaktır.

ABD, Mısır, Katar, Türkiye her ne kadar garantör konumunda imiş gibi görünseler de, henüz bu garantörlük mekanizmasının uygulama ve denetim protokolü belirsizliğini korumaktadır.

Gazze’deki her gelişme, bölgedeki güç dengelerine dokunur. Çünkü Ortadoğu’da hiçbirşey hiçbir zaman yalnızca tarafların iyi niyetiyle sağlanmadı. Daha çok, güç dengeleri ve çıkarlar üzerinden ilerler.

Türkiye’nin Pozisyonu: Arka Plan Oyunculuğundan Sahneye

Türkiye, bu süreçte hem diplomatik hem de insani boyutta etkin bir pozisyon almaya çalıştı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Filistin’e yönelik sert açıklamaları, Ankara’nın mesajlarını açıkça ortaya koydu. Öte yandan Katar, Mısır ve ABD ile yürütülen çok taraflı görüşmelerde Türkiye’nin adı arabulucu olarak sıkça geçti.
Bu ateşkes, Türkiye için önemli bir testti. Hem dış politikadaki etkinliğini gösterme fırsatı sundu, hem de içeride toplumsal vicdanı rahatlatacak bir gelişme oldu.
Türkiye, bu planın ‘insani ve moral eksenini’ temsil eden tek ve en etkili aktörüdür. ABD’nin güvenlik ve Ortadoğu’daki çıkarları, İsrail’in Dünya Kamuoyunda yaşadığı sıkışmışlığı kontrol altına almak, Mısır’ın mevcut statükosunu ve öncelikle ülke içindeki sonrasında Arap ve Müslüman Halklar arasındaki zayıf meşruiyetini güçlendirmek, Katar’ın bölgesel insani kriz ve enerji piyasasındaki çıkarlarını korumak arasında; Türkiye, insani diploması + lojistik kapasite+ kurumsal denge üçlüsünü temsil etmektedir.

Bundan Sonra Ne Yapmalı?

Avrupa’dan Güney Amerika’ya, Asya’dan Kuzey Amerika’ya kadar uzanan bu protestolar, Filistin meselesinin küresel bir vicdan meselesi hâline gelmiştir. Bu hassasiyet ve bu bilinç diri tutulmalıdır.

Ateşkes öncesi dünya genelinde protesto gösterileri, ateşkes sonrası adalet ve hesap verebilirlik talebiyle ettirilmelidir, Gazze ve Filistin yanlısı toplumsal farkındalık kalıcı hâle getirilmelidir. İsrail’e askeri malzeme sağlayan şirketlere, iş birlikçi üniversitelere ve hükümet politikalarına, İsrail ürünlerine karşı boykot, yatırım çekme ve yaptırım çağrıları devam etmelidir.

İsrail’in iki yıldır uyguladığı zulüm boyunca sosyal medyanın küresel insanlık vicdanının harekete geçirilmesi politik bilincin oluşturulması ve aktivist gösterilerin yaygınlaşmasında etkisi net olarak ortaya çıkmıştır. Bu nedenle, sosyal medyada Gazze ve Filistin yanlısı İsrail karşıtı paylaşımlara devam etmek gerekmektedir.
Uluslararası Ceza Mahkemesinde devam eden savaş suçları soruşturmalarına ilişkin hassasiyetle takibin özenle, kesinlikle rehavete kapılıp ihmal edilmeksizin devam ettirilmesi önemlidir. Çünkü ateşkes sürecinde delil toplama, tanık ifadeleri, sivil ölümler ve altyapı yıkımı gibi konular mahkeme önünde daha rahat bir şekilde ortaya konulabilir hâle gelecektir. Türkiye dahil bazı ülkeler, İsrail’i uluslararası hukuk önünde sorumlu tutmaya yönelik siyasi/diplomatik adımlar atmalıdır.
BM İnsan Hakları Konseyi’nde bağımsız soruşturma komisyonları kurulması için Türkiye başta olmak üzere Devletler bir an evvel harekete geçmelidir.

Ulusal mahkemeler (örneğin Türkiye, Belçika, İspanya gibi evrensel yargı yetkisini tanıyan ülkelerde) bireysel dava süreçleri başlatılmalıdır.

Velhasıl, Gazze’deki ateşkes, yalnızca çatışmanın geçici olarak durdurulması anlamına gelmemektedir. Bu süreç, çatışmanın neden olduğu hukuki, siyasi, insani ve toplumsal tahribatların ele alınması gereken bir dönemi de beraberinde getirmiştir. Küresel kamuoyunun vicdanı, uluslararası hukukun tarafsızlığı ve sivil toplumun dayanışması, bu tür krizlerin çözümünde belirleyici faktörler hâline gelmektedir. Ancak kalıcı çözümün sağlanabilmesi, yalnızca ateşkese değil, adil, şeffaf ve kapsayıcı bir siyasi çözüme bağlıdır.

Kaynak: YENİAKİT

Yorumlara Git

24 il için sarı kodlu uyarı: Kar ve sağanak bekleniyor

Güney Afrika, Filistinlilerin istismarını engellemek için 90 günlük vize muafiyetini kaldırdı

Savaş uçaklarıyla ilgili gündeme gelen iş birliği kararı: İki dev şirket görüşüyor

2026 Dünya Kupası'na gidersek maç programımız belli oldu: İşte statlar ve saatler

Tutuklu başkan apar topar hastaneye kaldırıldı! Cezaevinde fenalaştı