İşte Tom Ellis’in kaleme aldığı analiz yazısı:

“ABD Başkanı Donald Trump, 23 Eylül 2025’te New York’taki Birleşmiş Milletler Genel Kurulu kapsamında, Katar, Ürdün, Türkiye, Pakistan, Endonezya, Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan liderlerinin katılımıyla çok taraflı bir toplantı gerçekleştirdi. Trump’ın New York’taki Birleşmiş Milletler toplantısında Gazze’deki durumla ilgili olarak Arap ve Müslüman liderlerle yaptığı bu görüşme Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Amerikan başkanıyla birlikte eş başkan konumuna yükselmiş, oldukça önemli bir pozisyona getirilmişti.

O İNANILMAZ BİRİ

İki gün sonra Erdoğan yine Oval Ofis’te kabul edildi. Geçtiğimiz Pazartesi günü ise Şarm El-Şeyh’te düzenlenen törenle Gazze Barış Anlaşması imzalandı. Trump, bu üç buluşmanın her birinde Erdoğan’ı en üst düzeyde överek “O, aslında dünyanın en güçlü ordularından birine sahip. Son çatışmalara bakarsanız, hep en ön saftaydı ve kazanıyordu. Hiçbir övgü istemiyor, hiçbir şey talep etmiyor; sadece rahat bırakılmak istiyor. Sert bir adam ama benim dostum. Ne zaman ihtiyacım olsa yanımdaydı. Bizi asla yarı yolda bırakmaz. O inanılmaz biri” dedi.

DÜNYAYA YALNIZ YUNANİSTAN’DAN BAKMAMALIYIZ

Dünyaya yalnızca Yunanistan’ın Türkiye’yi gören penceresinden bakmamamız gerekir; ancak Amerikan başkanının Türk mevkidaşına gösterdiği bu aşırı yakınlığın Atina’da fark edilmemesi mümkün değil. Erdoğan’ın şimdiye kadar somut olarak ne elde ettiğini bilemiyorum, belki de Beyaz Saray’daki görüşmenin sonuçlarına bakılırsa çok da anlamlı bir kazanım yoktur. Ancak bu ilişki dikkatle izlenmeli ve hem Atina-Washington hattında ikili düzeyde hem de Doğu Akdeniz’de rol oynayan bölgesel gruplara katılımımız aracılığıyla çok taraflı düzeyde, hedef odaklı bir şekilde hareket edilmelidir.

Bu noktada Yunan diasporasının desteğine ihtiyaç duyulacaktır. Beyaz Saray’a erişimi olan Yunan Amerikalılar için, bunu fiilen göstermenin tam zamanı. Ayrıca Yunanların Kongre’deki varlığı dikkat çekmeye devam ediyor ve önümüzdeki Kasım ayında yapılacak ara seçimlerle bu etkinin daha da artması bekleniyor.

TRUMP MİÇO’YU DEĞİL TÜM YUNANİSTAN’I GÖRMEZDEN GELDİ

Artık mesele belirli kişilerin ya da hükümetlerin ötesine geçmiş durumda. Bu nedenle, Trump ile Yunanistan Başbakanı Kiriakos Miçotakis arasındaki “sıcak el sıkışmalar” üzerinden yapılan yüzeysel siyasi yorumlara kapılmak da, Trump’ın konuşması sırasında Miçotakis’i “görmezden geldiği” yönündeki kolay ama tehlikeli eleştirilere inanmak da doğru değildir. Eğer Trump birini gerçekten görmezden geldiyse, bu kişi Miçotakis değil, Yunanistan’dır. Ve endişe verici her gelişme belirli bir başbakanı değil, tüm ülkeyi ilgilendirmektedir.

Yunanistan’ın artık daha güçlü biçimde öne çıkararak, Yunan diasporasıyla yakın işbirliği içinde bir denge kurması gerekmektedir.”