Gündem
Anayasa Mahkemesi’nden TFF’ye Şok: Korsan Yayınlara Erişim Engeli Yetkisi İptal Edildi!
Futbol müsabakalarının internet ortamında korsan biçimde yayınlanması konusunda Türkiye Futbol Federasyonu’na (TFF) verilen erişim engelleme yetkisi, Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildi. Karar, spor hukukçuları ve yayıncı kuruluşlar arasında geniş yankı uyandırdı. Cumhuriyet Savcısı Asım Ekren Hukuki Haber sitesinde konuyu değerlendirdi.
Futbol Maçlarının Korsan Olarak İnternetten Yayınlanması, Türkiye Futbol Federasyonu’nun Müsabaka Yayın Yetkisi, Anayasa Mahkemesi’nin Yayına Dair İptal Kararı
I. Giriş
Yasal düzenleme itibariyle futbol müsabakalarının herhangi bir teknik cihaz veya benzeri araçlarla yayınlanmasında tek yetkili makam Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) Yönetim Kuruludur. Süre gelen bu yasal uygulamanın yanında 25.12.2021 tarihinde yürürlüğe giren maddeyle Türkiye Cumhuriyeti sınırları içindeki veya dışındaki futbol müsabakalarına ilişkin yayınların internet ortamında hukuka aykırı olarak kullanıma sunulması halinde TFF’ye internet erişimin engellenmesine karar verme yetkisi verilmiştir. Bu yetki, Anayasa Mahkemesi’ne yapılan iptal başvurusu üzerine Anayasa’ya aykırı bulunarak iptal edilmiştir. Futbol paydaşları ve spor hukukçuları arasında yapılan tartışmalara hukuki açıdan bir katkı vermek üzere konu ele alınmıştır.
II. Özet
Bu çalışmada futbol müsabakasının hukuka aykırı (korsan) olarak internet ortamında yayınlanmasının engellenmesine dair Türkiye Futbol Federasyonu yetkisinin iptaline ilişkin Anayasa Mahkemesi kararı değerlendirilmiştir. Futbol müsabakalarının kamuoyu ile paylaşılması, başka bir deyişle radyo, televizyon, internet gibi kitle iletişim araçları yoluyla yayınlanmasıyla ilgili olarak mevcut yasal düzenleme kısaca açıklanmıştır. Anayasa Mahkemesi’nin, TFF’nin internet ortamındaki hukuka aykırı futbol müsabaka yayınlarını engelleme yetkisinin iptaline dair kararı ve kararın gerekçeleri özet olarak belirtilmiştir. Açıklamaların daha çok anlaşılmasına katkı verebilmesi için mümkün olduğunca hukuki teknik terimler fazla kullanılmamıştır. Bilahare de iptal kararı ile ilgili hukuki eleştiri yapılmıştır. İptal kararı nedeniyle olası yasal düzenleme boyutu ele alınmıştır.
III. Mevcut Yasal Düzenleme
a) Futbol Müsabakalarının Genel Niteliği
Gerek ülkemizde gerekse de dünyada futbola olan ilgi veya rağbetin gittikçe artış eğiliminde olduğu gerçeği ile karşı karşıyayız. Bu durum, beraberinde ciddi sosyal ve ekonomik bir boyutla adeta devasa bir endüstriyi oluşturmaktadır. Müsabaka yayınlarından elde edilen gelir de bunun sonucudur. Bu gelir, özellikle spor kulüplerinin gelirleri arasında en önemli kalemlerden birini oluşturur. Ayrıca dünya çapında faaliyet gösteren Uluslararası Futbol Federasyonları Birliği (FIFA), üyesi olduğumuz Avrupa Futbol Federasyonları Birliği (UEFA) ve ülkemiz futbolunun özerk, resmi ama özel hukuk hükümlerine tabi TFF’nin de önemli gelin kaynakları arasında yer alır. Futbol müsabaka yayınlarının izleyicilere ulaştırma yöntemi olan televizyon, radyo, internet gibi her türlü teknik veya benzeri cihazlarla yayınlanabilmesi mümkündür. Bu durum futbolsever izleyicileri için önemli olduğu gibi yayın yapan kuruluşlar için de gerek önemli gelir kaynağı gerekse de prestij haline gelmiştir. Hayatın birçok alanına giren ve dünya çapında milyarlarca kullanıcıya hizmet eden, merkezi olmayan elektronik iletişim ağı olan internet yayınları, müsabaka yayınlarının da önemli iletişim aracı haline gelmiştir. Yaygınlığı ve kolaylığı ile tespit zorluğu gibi nedenlerle müsabaka yayın hakkını ihlal etme yöntemi daha çok internet ortamında olmaktadır. İnternetin özelliği gereği kontrol zorluğu ile karşılaşılması gerçeği karşısında yasa koyucular, gerek spor kulüplerinin ve federasyonlarının gerekse de yasal yayın hakkını elde eden kişi veya kurumların hakkının korunması amacıyla yasal düzenleme yoluna gitmişlerdir. Ülkemizde de ilgili mevzuata baktığımızda benzer düzenlemeleri görmemiz mümkündür.
b) Futbol Müsabakalarında Federasyonun Yetkisi
İlgili kuruluş yasası olan 5894 sayılı Türkiye Futbol Federasyonu Kuruluş ve Görevleri Hakkındaki Kanun’un yayınların ve protokol tribünlerinin düzenlenmesini düzenleyen 13. maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti sınırları içindeki tüm futbol müsabakalarının televizyon, radyo, internet ve her türlü teknik cihaz ve benzeri araçlarla yayınlanmasına, iletilmesine, yayınların düzenlenmesine ve programlanmasına münhasıran TFF Yönetim Kurulu yetkilidir. Anılan yetki özellikle TFF’nin yayın haklarının merkezi olarak pazarlanmasını ve elde edilen gelirin yetkili organlar tarafından alınan kararlar uyarınca kulüplere dağıtılmasını kapsar. Milli müsabakalar şifreli olarak yayınlanamaz. Yine Türkiye Futbol Federasyonu’nun gelirlerine dair 8. maddede TFF’nin gelirleri arasında kulüplerin televizyon, radyo, internet ve her türlü teknik cihaz ve benzeri araçlarla yapılacak müsabaka yayınlarından ve yayın organları ile yapacakları her türlü sözleşmelerden elde ettikleri gelirlerin belli bir payı (yüzde on) olduğu da sayılmıştır. Resmî ve özel millî müsabakalardan elde edilen gelirlerin kesintilerden sonra kalan net meblağı ile bu müsabakaların televizyon, radyo, internet, her türlü teknik cihaz ve benzeri araçlarla yayınlarından elde edilecek gelirlerin TFF’nin gelirleri olduğu düzenlenmiştir. Burada yani, 5894 sayılı Kanun’un ek 1. maddesiyle internet yayınları yönünden koruma altına alınan ve TFF’nin yetkisine verilen ülkemiz sınırları içindeki futbol müsabakalarına ilişkin yayın hakkını TFF’den alanların bu hakkının korunması ve buna bağlı olarak TFF ve spor kulüplerinin gelirlerinin azalmasını engelleme veya artırılması amaçlanmıştır. Bu hakkın internet ortamında hukuka aykırı olarak kullanıma sunulduğunun tespit edilmesi halinde yapılacak yasal usul ve esaslar düzenlenmiştir.
c) Futbol Müsabakasını Kaçak Yayınla İzlemenin Cezası
Cezai hüküm olarak, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (TCK’nın) karşılıksız yararlanmayı düzenleyen 163. maddesine göre telefon hatları ile frekanslarından veya elektromanyetik dalgalarla yapılan şifreli veya şifresiz yayınlardan sahibinin veya zilyedinin rızası olmadan yararlanan kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. (Asıl çalışma konumuz olmadığı için ayrıntıya girilmemiştir)[1]
d) Futbol Müsabakasının Korsan Olarak İnternetten Yayınlanması
Futbol müsabakası yayın hakkının internet ortamında ihlal edilmesi konusu, genel olarak akla gelen 5187 sayılı Basın Kanun’u ile 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkındaki Kanun veya 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu ya da 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nda düzenlenmemiştir. Konu, 5894 sayılı Kanun’a 21.12.2021 tarihli, 7346 sayılı Kanun’un 29. maddesi ile getirilen ek 1. maddesinde düzenlenmiştir.[2] Alt mevzuat olarak bu maddenin 3. fıkrası uyarınca maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar, Türkiye Futbol Federasyonu Yönetim Kurulu tarafından çıkartılan Yasa Dışı Futbol Yayınlarının Önlenmesi Talimatı’nda gösterilmiştir.[3] Mevcut yasal düzenlemeyi içerin maddeyi, daha iyi anlaşılması için soru ve cevaplarla açıklayalım.[4]
1) TFF hangi halde internet yayın erişimin engellenmesine karar verebilir? Türkiye Cumhuriyeti sınırları içindeki veya dışındaki futbol müsabakalarına ilişkin yayınların internet ortamında hukuka aykırı olarak kullanıma sunulması nedeniyle erişimin engellenmesine karar verebilir. Yayının yeni veya eski ya da yapılacak olması arasında bir fark yoktur.
2) İnternet yayın erişimin engellenmesini TFF’den kimler, nasıl isteyebilir? TFF’nin yetkisine verilen ülkemiz sınırları içindeki futbol müsabakalarına ilişkin yayın hakkını TFF’den (ihale veya sözleşmeyle) alanlar isteyebilir. Yurt dışı yayınlar yönünden ise ilgili ülke mevzuatına göre yayın hakkı sahibi olduğunu ispat eden kişiler de başvurabilir. Bunun için yayın hakkına ilişkin sözleşmenin TFF’ye bildirilmesi ve hak sahibi olunduğunun ispat edilmesi zorunludur. TFF’nin kendisi de müsabaka yayınının internet ortamında hukuka aykırı olarak kullanıma sunulduğunu tespit ederse kendiliğinden engelleme kararı verebilir. Yurt dışı yayınlar yönünden ise TFF’ye müracaat olmadan, tespit olsa bile, engelleme kararı verilemez. Başvuruya ihlalin gerçekleştiği yayın, kısım, bölüm ile ilgili olarak (URL vb. şeklinde) ilgili bilgiler yazılır.
3) Erişimin engellenmesi için başvuru süresi var mıdır? Maddede başvuru süresi düzenlenmemiştir. İnternet yayını durdukça başvuru yapılabilir. Bu amaçla internet ortamında aykırı olarak yayın yapılması yeterlidir.
4) Başvuru makamı neresidir? TFF Yönetim Kurulu’dur. Erişimin engellenmesiyle ilgili iş ve işlemleri yapmak üzere TFF bünyesinde idari birim kurulur. Yönetim kurulu, TFF bünyesinde kurulan idari birimde görev alan kişilere bu madde kapsamındaki yetkisini devredebilir.
5) İşlem ve uygulama (infaz) şekli nasıldır? Başvuru ivedi olarak Talimat’ın 6. maddesi uyarınca incelenir. Kural olarak zorunlu olmadıkça internet sitesinde yapılan yayının tümüne yönelik erişimin engellenmesine karar verilemez. Teknik olarak ihlale ilişkin içeriğe erişimin engellenmesi yapılamadığı veya ilgili içeriğe erişimin engellenmesi yoluyla ihlalin önlenemediği durumlarda, internet sitesinin tümüne yönelik olarak erişimin engellenmesi kararı verilebilir. Talep üzerine veya doğrudan verilen engelleme kararında ihlalin gerçekleştiği yayın, kısım, bölüm ile ilgili olarak (URL vb. şeklinde) gösterilir. Verilen karar, uygulanmak üzere TFF’nin ilgili idari birimi tarafından ivedi olarak Erişim Sağlayıcılar Birliği’ne (ESB’ye) gönderilir.[5] Sadece bu madde yönünden değil, 5651 sayılı Kanun kapsamında verilen ve gereği için ESB’ye gönderilen erişimin engellenmesi kararları ile ilgili olarak Birlik, kendisine gönderilen ve mevzuata uygun olmadığını düşündüğü kararlara itiraz edebilir.
6) Engelleme kararına karşı kim, nereye, hangi süre içinde itiraz edebilir? İnternet yayın içeriğinin engellenmesine ilişkin verilen karar itiraza tabidir.[6] Karara karşı yayın yapan ilgililer bir hafta içinde sulh ceza hâkimliğine itiraz edebilir. Maddede itiraz süresinin tebliğden başlayacağına dair ibare yoktur. Bu nedenle ilgililer kararı öğrendiklerinden veya yapılmış ise tebliğinden itibaren bir hafta içinde itiraz edebileceklerdir. Yetkili hakimlik, yasal aksi bir düzenleme olmadığından yayın yapan ilgililerin bulunduğu yer sulh ceza hâkimliği veya kararı veren TFF merkezinin bulunduğu yer sulh ceza hakimliğidir.[7] 5651 sayılı Kanun’un 6/A-8. maddesi uyarınca ESB’nin de itiraz hakkı vardır. Birlik, kendisine gönderilen ve mevzuata uygun olmadığını düşündüğü kararlara itiraz edebilir.
TFF’nin verdiği kararın gereğinin yapılmamasının cezası var mıdır? İnternet içeriğinin engellenmesi ile ilgili olarak verilen kararının gereği yapılmazsa, yani yayına devam edilirse yaptırıma dair maddede bir düzenleme yoktur. TCK’nın 2. maddesindeki kanunilik ilkesi uyarınca benzer durumlarda verilen içeriğin çıkarılması ve/veya erişimin engellenmesi hakkındaki kesinleşmiş hakim kararına aykırı hareket edilmesi halinde uygulanan 5651 sayılı Kanun’un cezai hükümleri kıyasen uygulanamaz. 5651 sayılı Kanun’un içerik, yer ve erişim sağlayıcılarının sorumluluğuna ilişkin 4, 5 ve 6. maddelerinde yer alan hukuka aykırı yayınların çıkarılması yükümlülüğü ile ilgili hükümlerin dikkate alınıp alınmayacağı tartışılabilir. Belirtilen maddeler uyarınca hukuka aykırı içerikten, yasa hükümlerine uygun olarak haberdar edilmesi halinde, erişimi engellemek ve alternatif erişim yollarını engelleyici tedbirleri almak içerik, yer ve erişim sağlayıcılarının görevidir. Bunlara aykırı davranışlar, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) Başkanlığınca idari para cezasına bağlanmıştır. Aynı hukuki amaca yönelik olduğu için idari yaptırımın uygulanabileceği, aksi halde yasal yetkili makamca verilen karar askıda kalacaktır.
IV. Anayasa Mahkemesi Kararı ve Gerekçesinin Özeti
a) Mahkeme Kararının Mahiyeti
Anayasa Mahkemesi’ne yapılan iptal başvurusu üzerine mahkeme ilk incelemesini 24.03.2022 tarihinde yapmıştır. Sonuçta 5894 sayılı Kanun’un ek 1. maddesinin 1. fıkrası, yani, Türkiye Cumhuriyeti sınırları içindeki futbol müsabakalarına ilişkin yayınların internet ortamında hukuka aykırı olarak kullanıma sunulduğunun tespit edilmesi halinde erişimin engellenmesi kararının verilmesi ve kararın uygulanması yöntemi iptal edilmiştir. Buna ilişkin karar, 17.06.2025 tarih ve 2024/75 esas, 2025/134 karar sayılı ilamla Anayasa’nın temel hak ve hürriyetlerin sınırlanmasına dair 13. ve düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti hakkındaki 26. maddelerine aykırı olduğu gerekçesiyle ve oy çokluğuyla verilmiştir. Maddenin 2. fıkrası, yani Türkiye Cumhuriyeti sınırları dışındaki futbol müsabakalarına ilişkin yayınların internet ortamında hukuka aykırı olarak kullanıma sunulduğunun tespit edilmesi halindeki engelleme ve 3. fıkrası yani, maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasların TFF Yönetim Kurulu tarafından çıkartılacak talimatla belirleneceğine dair hükümleri ise aslında iptal edilmemiştir ancak 1. fıkranın iptaliyle 2 ve 3. fıkraların uygulanma imkânı kalmadığından bu iki fıkra da buna bağlı olarak iptal edilmiştir. Sonuç olarak, 5894 sayılı Kanun’un ek 1. maddesi tamamıyla iptal edilmiştir. İptal kararı, 14.10.2025-33047 tarih ve sayılı R.G’de yayımlanmıştır. Karar, yayım tarihinden itibaren 9 ay sonra yani, 14.07.2026 tarihinde yürürlüğe girecektir. Bu tarihe kadar TBMM tarafından bir yasal düzenleme yoluna gidilmezse futbol müsabakalarına ilişkin yayınların internet ortamında hukuka aykırı olarak kullanıma sunulduğu tespit edilse bile erişimin engellenmesi kararı TFF tarafından verilemeyecektir. Belirtmek gerekir ki TCK’nın 163. maddesindeki karşılıksız yararlanma suçu nedeniyle ceza vermek mümkün olabilecektir.
b) Mahkeme Kararının Özet Gerekçesi
Mahkeme iptal gerekçesinde özet olarak şunları vurgulamıştır: Bu madde, ifade özgürlüğüne sınırlama getirdiği halde bu sınırlama, Anayasa’nın 13. maddesindeki kanunilik şartını karşılamıyor. Yine düşünceyi açıklama ve yayma hürriyetine dair 26. maddeye uygun değildir. Maddede işlemin nasıl yapılacağına, yayınların engellenmesinin hangi şartlarda ve hangi usul izlenerek gerçekleştirileceğine dair belirsizlik vardır. Mahkeme kısaca, kurala dair maddenin keyfi kullanıma karşı güvence getirmemesi, kararın hakim onayına sunulmaması, denetlemeye imkan verilmemesini Anayasa’nın 13 ve 26. maddelerine aykırı görmüştür. TFF yönetim kurulunun ve yetki devriyle engelleme işlemini yapacak idari birimin nasıl oluşturulacağı ve hangi nitelikteki kişilerin burada görev alacağı açık değildir. Başka bir deyişle mahkemeye göre TFF Yönetim Kurulu üyeleri ile idari birimin nitelikleri, yapısı ve oluşumu belirli değildir. Gençlik ve Spor Bakanlığı denetimine de tabi olmayacak şekilde ifade özgürlüğünün sınırlanmasına yönelik icrai karar alma yetkisi tanıyan kural, keyfî uygulamalara karşı önlem almamıştır. Kuralda erişimin engellenmesi kararına karşı öngörülen yargısal yolun usule ilişkin etkili güvenceler de içermiyor. Bu itibarla kuralla ifade özgürlüğüne getirilen sınırlamanın kanunilik şartını taşımadığı sonucuna varılarak kuralın Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verilmiştir. Mahkeme bu çerçevede aşağıdaki hususlara işaret etmiştir:
1) Dava konusu kural uyarınca Türkiye Cumhuriyeti sınırları içindeki futbol müsabakalarına ilişkin yayınların internet ortamında hukuka aykırı olarak kullanıma sunulduğunun tespit edilmesi durumunda öncelikle ilgili yayın, kısım ve bölüme (URL vb. şeklinde) erişim engellenecektir. Bu suretle ihlalin önlenememesi hâlinde ise ilgili internet sitesinin tümüne erişim yasağı getirilecektir. Kuralda erişimin engellenmesi kararının hâkim veya mahkeme onayına sunulmasına yönelik bir hükme yer verilmemiştir. Erişimin engellenmesi gibi ağır bir sınırlama aracının yargısal makamların onayına tabi olmaksızın kullanılması hususunda ilgili mercilere yetki tanıyan düzenlemelerin keyfî uygulamalara karşı önlem içermesi gerekir.
2) 5894 sayılı Kanun’un ilgili hükümleri gözetildiğinde TFF’nin kamu tüzel kişiliğini haiz olduğu anlaşılmaktadır. Bununla beraber, TFF’nin merkez teşkilatı içinde bulunan Yönetim Kurulunun üyelerinin hangi nitelikleri taşımaları gerektiği ve seçilmelerine ilişkin usul ve esaslar ile ilgili anılan Kanun’da herhangi bir düzenlenmeye yer verilmemiştir. Yönetim Kurulunun oluşumu ile çalışma usul ve esaslarına ilişkin olarak Kanun’la temel ilkeler ile genel çerçeve de belirlenmeksizin bu konuda doğrudan TFF’ye düzenleme yetkisinin verildiği görülmektedir. Yönetim Kurulunun erişimin engellenmesine karar verme yetkisini devredebileceği belirtilen idari birimde görev alacak kişilerin yeterli donanıma sahip olmalarını sağlayacak, ayrıca kendilerine devredilecek yetkiyi keyfî şekilde kullanmalarını engelleyecek herhangi bir güvence öngörülmemiştir.
3) Erişimin engellenmesi kararının ilgililere tebliğ edilmesine yönelik bir hükme yer verilmediği ve bu bağlamda sulh ceza hâkimliğine başvurulması için öngörülen bir haftalık sürenin hangi tarihte başlayacağının belirsizliği vardır.
V. Değerlendirme ve Sonuç
1) İşin esasında buradaki durum şudur: Yayın konusunda yasal yetkili olan TFF, belli bir süre ile yayın hakkını belli şart ve mali bedelle başkasına devri vardır. İnternet ortamında yayın yapanların bu durumu bildikleri, yayın haklarının olmadığının farkında oldukları, yayınla haksız kazanç sağladıkları, yayın hakkını alanların ciddi maddi gelir kayıplarının olduğu açıktır. Dolayısıyla internet ortamındaki bu yayınlar, yayın hakkı sahibinin veya zilyedinin rızası olmadığı için hukuka aykırı olduğu da açık olup bu yönde pek tartışma da yoktur. Şunu vurgulamak gerekir ki futbol müsabakalarının yayınlanmasından elde edilen gelir, spor kulüpleri ve federasyonları için önemli bir mali kaynaktır. Yayınların gittikçe de artan önemli bir oranının internet ortamında ve hukuka aykırı (korsan) olarak verildiği görülmektedir. Başka bir deyişle önemli ölçüde kayıp-kaçak yayın ve bunun mali bedeli söz konusudur. TFF’den yayın hakkını almak için ihale-sözleşme sürecine giren ilgililer, doğal olarak bu durumun oluşturduğu mali tabloyu dikkate alarak daha düşük bir bedel önereceklerdir. Sonuçta gerçekleşen bu tablo, kulüp ve federasyonların mali durumunu olumsuz etkileyecektir. Burada müdahale edilen yayın, hak sahibi olmayanın, başkasının yayın hakkı olduğunu bilerek, korsan bir şekilde, dolayısıyla hukuka aykırı olduğu açık olan internet yayınıdır. Maddede yer alan uygulama, bu yayının tespiti ve engellenmesinden ibarettir. Söz konusu bu tespit, basit olup tartışmalı ve ayrıntılı araştırmaları gerektirmez. Yayın hakkının TFF tarafından kime verildiği sabittir. Yayın hakkı olmayanlarca internet ortamında bir futbol müsabakanın yayınlanmasına engel olunması ile sınırlı bir konudur. Bu şekilde yayın yapanların, ancak hak sahibi olduklarını iddia etmeleri halinde belli bir sürece yayılan usul ve esasların devreye girmesini gerektirir.
2) Futbol müsabakasının 90 dakika ve internetin niteliği gereği kontrol zorluğuna sahip olduğu gözetildiğinde futbol müsabakalarına ilişkin yayınların internet ortamında hukuka aykırı olarak kullanıma sunulması ile yapılacak yasal mücadelenin buna göre hızlı ve etkili olması kaçınılmazdır. Aksi halde sonuç almak mümkün olmayabilir.
3) Anayasa Mahkememizin kararının şu yönlerden tartışmaya açık olduğunu düşünüyoruz: İnternet yayınlarının özelliği, müsabaka süresi, açık hukuka aykırılık, olası ve telafisi güç mali kayıp gibi nedenlerle mutlaka hızlı ve etkin sonuç doğurmaya elverişli usul ve esasları içeren bir kuralın gerektiği açıktır. TFF Yönetim Kurulunun atanma ve nitelikleri kanunla belirlense bile 5894 sayılı Kanun’un içeriği, kurula verilen görevler, eylemlerin sayısı ve belirsiz zamanlarda gerçekleşmesi gibi nedenlerle kurul halinde her karar için toplanıp değerlendirme yapması fiilen neredeyse mümkün değildir. Bu yetkinin ancak belli vasıflara sahip, bu işle görevlendirilen birim veya kişilerce yerine getirilmesi mümkün olabilir. Bu tür yayınlar, istisnalar dışında künyesi bilgileri bilinen internet haber siteleri gibi yerel veya ulusal siteler tarafından yapılmamaktadır. Başka bir deyişle kaynak olarak belirlenmeye fazla imkan vermeyen veya ulaşılması zor site veya hesaplar üzerinden aykırı yayınlar yapılmaktadır. Kaldı ki erişimin engellenmesi kararının uygulanmasıyla ilgili sitede bunun nedeni ve verilen karar künyesi belli olacağından ilgililer bu durumu fiilen ve neredeyse derhal öğrenebilecektir. Bu bağlamda kimliklerinin gizleme gereğini duymaları endişesi olmazsa sulh ceza hâkimliğine seri bir şekilde başvurmaları imkanı açısından bir zorlukları olmayacaktır. 5651 sayılı Kanun’un Erişim Sağlayıcıları Birliği’ni düzenleyen 6/A. maddesine göre erişimin engellenmesi kararları gereği için Birliğe gönderilir. Bu kapsamda Birliğe yapılan tebligat erişim sağlayıcılara yapılmış sayılır. Erişim sağlayıcılar, kararların bildirimi için gerekli teknik altyapıyı kurmakla yükümlüdür. Birlik, kendisine gönderilen mevzuata uygun olmadığını düşündüğü kararlara itiraz edebilir. Buna göre kararının ilgililerce öğrenilmesinin fiili bir engeli olmadığı, hakime gerek kendileri gerek ESB’nin itiraz imkanlarının kolaylıkla olabildiği söylenebilir. Burada ifade özgürlüğü mü yoksa mülkiyet veya ticari ya da mali bir hakkın korunması mı söz konusudur? Kanaatimizce mahkeme her ne kadar konuyu, ifade özgürlüğü bağlamında ele alınıp karara bağlamış ve bu özgürlükle dolaylı bağlantısı var ise de yukarıda belirtildiği gibi işin mahiyeti, mali bir hakka yönelen eylemle daha çok bağlantılı gibi görünüyor. Çünkü ücret ödeyerek yayın hakkını alan kişinin bu mali hakkını, ücret ödemeden ve üstelik bundan menfaat sağlayarak yayın yapılması suretiyle bir ihlal söz konusudur. Marka hakkına tecavüz eylemine yakın bir durum mevcuttur. Esasında kişinin ticari faaliyetine haksız uygulama ile zarar verilmektedir. Hukuka aykırı yayın yapılması dışında bu eylem, TCK’nın 163. maddesindeki karşılıksız yararlanma suçunu da oluşturmaktadır. Nitekim bu suç, TCK’nın “malvarlığına karşı suçlar” bölümünde düzenlenmiştir. Konu, müsabakaların şifreli verilmemesi ve kamuya açık yayınlanması gerektiğine veya buna benzer bir ifadenin kullanılması (eleştirisi) ya da müsabaka, takım, futbolcu gibi unsurların eleştirilmesine (tartışılmasına) dair yayın değildir. Aksine konu, ticari kazancı olan ve bedel ödenerek alınan bu hakkın, başkaları tarafında haksız olarak, çoğunlukla kimlik veya kaynak bilgilerini gizleyerek internet ortamından verilmesidir. Buna göre konunun ifade özgürlüğü çerçevesinde değil de mali haklar bağlamında tartışılması gerektiğini düşünüyoruz. Eğer mahkeme, müsabakaların şifreli verilmemesi veya kamuya açık yayınlanması gerektiği kanaatine ulaşsaydı o zaman ifade ve buna bağlı olarak kamuoyunun bilgi-haber alma hakkı içinde değerlendirebilirdi. Mahkeme, idari makam mahiyetinde olan bakanlık denetiminin olmamasını bir aykırılık veya eksiklik olarak görmüştür. Oysa yakın zamanda verdiği 11.10.2023 tarih ve E.2020/76, K.2023/172 sayılı ilamıyla 5651 sayılı Kanun’un içeriğin çıkarılması ve erişimin engellenmesi kararları ile yerine getirilmesine dair 8/4,11. maddesindeki BTK Başkanının yetkisini ve idari yaptırım uygulamasını idari makam olduğu ve yargı denetimi dışında kaldığı gerekçesiyle Anayasaya aykırı bularak iptal kararı vermiştir.
4) Anayasa Mahkememizin kararının şu yönlerden isabetli olduğunu düşünüyoruz: Buradaki temel hukuki sorunun, yayın hakkı olmayanların, internet üzerinden menfaat de sağlayarak, yayın hakkı olanların ticareti ile spor kulüplerinin ve federasyonlarının gelirini önemli oranda olumsuz etkileyecek faaliyetlerinin hukuka uygun olup olmadığının tespitidir. Hukuka aykırı ve haksız olduğu noktasında pek tartışma yoktur ancak bunu kimin, hangi usul ve esaslar içinde engelleyeceği sorunu tartışılmıştır. Mümkün olduğunca eylemden doğrudan etkilenmeyen, zarar görmeyen kişi veya makamların karar mekanizması ve kararın uygulanmasında etkili olmamaları beklenir. Karar ve uygulamanın kamu otoriteleri tarafından tarafsız, yasal ve yargısal denetime açık, gerektiğinde çelişmeli bir yargılama yapmaya imkan veren, açık ve öngörülebilir usul ve esaslar içinde yürütülmesi daha yararlı olabilecektir. Buna göre kuralda erişimin engellenmesi kararını alması gereken tarafsız makamlar, kararlara karşı öngörülen yargısal yolun usulüne dair etkili ve hakim güvencesini içermesi gerektiği gibi kuralın belirli ve öngörülebilir nitelikte olması gerekir.
5) Karar nedeniyle olası düzenlemede şu hususların önemli olduğunu düşünüyoruz: İnternetin özelliği ve müsabaka süresi gözetildiğinde hızlı ve etkin usul ve asasıları içiren düzenleme önem arz eder. Başka bir deyişle internet yayınlarının niteliği ve kontrol zorluğu ile müsabaka süresinin kısalığı gibi nedenlerle hızlı karar alma ve bunu infaz etme mekanizması çok önemlidir. Bunun, karardan doğrudan etkilenmeyen, talep edenle organik bağı olmayan, yasal kamu gücüne sahip bağımsız makamlarca gerçekleştirilmesi hukukun temel ilkelerinin gereğidir. Bunun yanında kuruluş kanunu bulunan TFF’nin ve bundan daha da önemlisi spor kulüplerinin mali haklarının (gelirlerinin) korunmasının temini de önemli bir gerekliliktir. Bu için spor kulüpleri ve/veya onları temsilen TFF’nin karar alma ve bunun infazı mekanizmasında olmazsa da aykırılığın tespitini yapabilme, bunu ilgili makama olabilecek en seri bir şekilde iletme, karar verilmesini talep etme, karara karşı kanun yoluna başvurma, bundan kaynaklanan hukuk veya ceza davalarına katılma gibi imkânlarının olması yararlı olabilecektir. Bu çerçevede hızlı ve etkin süreç, çelişkili kararların alınmasının önüne geçilmesinin temini bakımından sadece TFF merkezinin bulunduğu yer başsavcılığınca bu işle görevlendirilen ve 24 saat görev esasıyla çalışan cumhuriyet savcısı tarafından, gecikmesinde sakınca bulunan hal olduğu için, futbol müsabakalarına ilişkin yayınların internet ortamında hukuka aykırı (korsan) olarak kullanıma sunulduğunun gerek ilgililerin bildirimi gerekse re’sen tespit edilmesi halinde erişimin engellenmesine karar verilmelidir. Cumhuriyet savcısına yapılacak talep-bildirim veya karar istemleri, elektronik posta veya diğer iletişim araçları yoluyla da iletme imkanı tanınmalıdır. Cumhuriyet savcısı, mümkün ise derhal karar vermelidir. Karar, cumhuriyet savcısı tarafından, herhangi bir engel nedenle bildirim yapılamaması hali hariç derhal ilgilisine bildirilir. Cumhuriyet savcısı, yirmi dört saat içinde kararı sulh ceza hâkiminin onayına sunulmalıdır. Hâkim, kararını derhal ve en geç kırk sekiz saat içinde açıklamazsa veya aksi hâlde, karar kendiliğinden kalkmalıdır. İlgililere yapılacak bildirimler, herhangi bir engel nedenle bildirim yapılamaması hali hariç 5651 sayılı Kanun’un 3. maddesi uyarınca internet sayfalarındaki iletişim araçları, alan adı, IP adresi ve benzeri kaynaklarla elde edilen bilgiler üzerinden elektronik posta veya diğer iletişim araçlarıyla yapılabilmelidir. İlgililerce yapılacak itirazların da bu yolla yapılması sağlanmalıdır. Karara uyulmaması veya usulüne uygun olarak yerine getirilmemesi yaptırıma bağlamalıdır. Ayrıca bu yolla yapılan tespit üzerine TCK’nın karşılıksız yararlanma suçundan şikayet aranmaksızın soruşturma yapılmalıdır.
Asım EKREN
Cumhuriyet Savcısı
KAYNAK: HUKUKİ HABER