Ahmet Minguzzi'nin annesi laik kanunların zulmü karşısında bütün bir milletin ızdırabını dile getirerek Allah'tan adalet istedi!

İstanbul Kadıköy'de 10 ay önce öldürülen 15 yaşındaki Mattia Ahmet Minguzzi'nin davasında, Anadolu 2. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen 6. duruşmada karar çıktı. Mahkeme, sanıklardan ikisine 'Çocuğun kasten öldürülmesi' suçundan 24 yıl hapis cezası verirken, olaya karıştıkları iddia edilen diğer iki sanığın "delil yetersizliği" gerekçesiyle beraatine ve tahliyesine hükmetti. Bu karar, kurbanın annesi Yasemin Minguzzi'nin sinir krizi geçirmesine sebep olurken, adliye önünde toplanan vatandaşlar tarafından protesto edildi. Ailenin avukatı Ersan Barkın, kararı "hukuk skandalı" olarak nitelendirirken, İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tepki çeken beraat kararlarına karşı istinaf yoluna gideceğini açıkladı.

Laik kanunların acizliği ve "vicdanın sesi"

15 yaşındaki oğlu sokakta bir hiç uğruna öldürüldükten sonra onun katillerinin hak ettiği cezayı almadıklarını düşünen anne, "artık sadece ilahi adalete güveniyorum" diye feryad ederek topyekûn bir milletin muhtaç olduğu mutlak adaleti davet etti. Kral çıplak diye yırtınan annenin bu feryadı, insan aklının ürünü olan seküler kanunların acizliğini ve zalimliğini ifşa ederken, mutlak adaletin ancak yüce Allah'ın indirdiği hükümlerle tecelli edebileceğini de dile getirmiş oldu.

Diğer taraftan idam olsa daha iyi olurdu diye akıllarından konuşan ahmaklara da cevap olarak söyleyelim ki, laiklik denen zulüm kaynağı altında yetişmiş insanların ve yine o kanunlar tarafından çocuk sayılan gençlerin bu şartlar altında idamını istemek de adaleti sağlamaz. İnsanları önce vicdanından kelepçeleyen İslâm ahlakının olmadığı ve her şeye rağmen suç işleyenlerin de Allah'ın hükümlerine uyularak cezalandırılmadığı bir toplumda insan aklının icat ettiği her türlü ceza, ister ağır ister hafif olsun, yine zulüm doğuracaktır. Mevcut durumun korkunç bir iflas anlamına geldiğini yüzümüze çarpan bu feryat karşısında, işiten bütün kulakların önce vicdanların sesini duyarak Allah'ın hükümlerini istemeye yönelmelerinden başka çare yoktur.