Gazze’deki soykırıma katıldığı tespit edilen binlerce siyonist terör rejimi askerinin kimlik bilgilerinin sızdırılması, Türkiye’de çifte vatandaşlık tartışmalarını yeniden alevlendirdi. El Cezire’nin ortaya çıkardığı belgelerde, “Vampir İmparatorluğu” adlı birliğin neredeyse tamamen çifte vatandaşlardan oluştuğu ve 6 yaşındaki Hind Receb’i 355 kurşunla şehit eden askerlerin de bu birlikten olduğu belirtildi.

Gazze Şeridi'ndeki soykırıma karışan 30 bin siyonist terör rejimi askerinin isminin bulunduğu bir belge ortaya çıktı. Katar merkezli El Cezire televizyonunda yayımlanan bir programda gazeteci Tamir el-Mishal, söz konusu belgeyi ekranda göstererek, bunun sızdırılmış bir belge olduğunu ve siyonist rejim Hava Kuvvetleri’ndeki 30 bin pilot, asker ve teknisyenin isimlerini, adreslerini ve rütbelerini içerdiğini açıkladı.

Mishal, söz konusu askerlerin "Gazze’ye yönelik soykırımda yer aldığını ve düzenledikleri hava saldırılarının Gazze Şeridi’nde on binlerce sivilin ölümüne yol açtığını" vurguladı.

355 Kurşunun Faili Çifte Vatandaş Katliam Timi

Gazze Şeridi'nde 29 Ocak 2024’te yaşanan olayda, 6 yaşındaki Hind Receb ve ailesi bulundukları araçla güvenli bir bölgeye kaçmaya çalışırken siyonist terör rejimi ordusuna bağlı bir tank birliğince hedef alındı. Tanktan açılan yoğun ateş sonucu araçtaki aile bireyleri şehit oldu. Olay sonrası yapılan araştırmalarda, Hind’in bulunduğu araca yaklaşık 355 mermi sıkıldığı belirlendi. Akrabalarının cansız bedenleri arasından görevlilere saatlerce "Beni almaya gelecek misiniz? Korkuyorum." diye yalvaran kız çocuğu Hind Receb'i kurtarmaya giden sağlık ekipleri de şehit edildi.

El Cezire televizyonu, 6 yaşındaki kız çocuğu Hind Receb'i 355 kurşunla şehit eden soykırımcı askerlerin kimliklerini tespit etmeyi başardı. Hind Receb ve ailesinin katillerinin, kendilerine "Vampir İmparatorluğu" adını takmış bir birlik olduğu ortaya çıktı. Dikkat çeken nokta ise birliğin neredeyse tamamen çifte vatandaşlardan oluşuyor olması.

Ortaya çıkan belgelere göre Hind'i öldürme emrini veren birlik komutanı Sean Glass. Aynı zamanda ABD vatandaşı olan Glass, eski bir ABD deniz piyadesi. Katil askerlerden bir diğeri ise Itay Şukirkov. Sukirkov’un ise Arjantin vatandaşı olduğu ortaya çıktı.

HÜDA PAR’ın Kanun Teklifi Neden Gündeme Alınmıyor?

Sızıntılar HÜDA PAR’ın TBMM’ye sunduğu ve soykırıma karışan çifte vatandaşların yargılanmasını öngören kanun teklifini yeniden gündeme getirdi. HÜDA PAR’ın Aralık 2023'te soykırımcı çifte vatandaşların Türkiye’de yargılanması için Meclis’e sunduğu kanun teklifi 9 Temmuz 2024’te 8 partinin desteğiyle TBMM Genel Kurulu’nda görüşülmesi kabul edilmişti. Ancak aradan 1 yılı aşkın bir süre geçmesine rağmen henüz adım atılmadı.

Ekim ayı başında Gazze’ye insani yardım ulaştırmak ve ablukayı kırmak üzere yola çıkan Sumud ve Özgürlük filolarına yapılan müdahalelerde Siyonistlerce esir alınan Türkiyeli aktivistlerin kendileriyle Türkçe konuşan siyonist askerlerle ilgili beyanları çifte vatandaşlarla ilgili tehlikeyi bir kez daha ortaya koydu.

İmza Kampanyası Başlatıldı

HÜDA PAR Sumud Filosu’na yapılan müdahalenin ardından çifte vatandaş soykırımcıların Türkiye’de yargılanması talebiyle Meclis’e sunduğu kanun teklifinin kamuoyuna duyurulması için imza kampanyası başlattı.

HÜDA PAR’ın sosyal medya hesabından yapılan açıklamada, “Soykırımcı çifte vatandaşların Türkiye’de yargılanması için Meclis’e sunduğumuz kanun teklifinin doğrudan Genel Kurul’da görüşülmesi 8 partinin desteğiyle kabul edildi. Ancak aradan geçen süreye rağmen hiçbir adım atılmadı, teklifimiz adeta sümenaltı edildi.” denildi.

Açıklamada, son dönemde yaşanan Sumud ve Özgürlük filolarına yapılan müdahalelerin, söz konusu kanun teklifinin ne kadar gerekli olduğunu bir kez daha ortaya koyduğu vurgulandı. Parti teklifin yasalaşması için vatandaşlara çağrıda bulunarak, “siyonist katillerin yargılanması için hazırladığımız kanun teklifini şimdi aziz milletimize emanet ediyoruz. Tüm vicdan sahiplerini imza kampanyamıza destek vermeye davet ediyoruz.” ifadelerini kullandı.

HÜDA PAR Gaziantep Milletvekili Demir: israilde Yaşayan Çifte Vatandaşın Soykırıma Katılmaması İmkânsız

HÜDA PAR Gaziantep Milletvekili Şahzade Demir, katıldığı bir canlı yayında siyonist terör rejiminin Gazze’de yürüttüğü soykırımda yer alan çifte vatandaşlarla ilgili çarpıcı açıklamalarda bulundu. Demir, siyonist rejim vatandaşlığı bulunan kişilerin, Gazze’deki soykırıma katılmama ihtimalinin “imkânsız” olduğunu vurguladı.

“Çifte vatandaş olup israilde yaşayan birinin soykırıma katılmaması imkânsız,” diyen Demir, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunulan ve çifte vatandaş siyonistlerin yargılanmasını öngören kanun teklifinin bir “onur meselesi” olduğunu belirtti.

Demir, 8 farklı partinin destek verdiği teklifin hâlâ bekletiliyor olmasını ise sert sözlerle eleştirerek, “Bu teklifin bekletilmesi siyaset kurumu açısından ayıptır ve izahı zor bir durumdur.” dedi.

Yahudi Kasadoğlu’ndan HÜDA PAR’ın Kanun Teklifine Destek

Türkiye Yahudi Cemaati’nden Doğan Kasadoğlu, HÜDA PAR’ın soykırım suçuna iştirak eden çifte vatandaşlarının yargılanmasına yönelik kanun teklifine destek verdi.

‘Gerekirse destek için ben de Ankara’ya geleyim’ diyen Kasadoğlu, “Ben HÜDA PAR'ın bu kanun teklifinin yanındayım. Mutlak surette bu kanun çıkması için ne gerekiyorsa yapalım. Ben de bir Türkiye Yahudisi olarak bunu ileri süreyim.” ifadelerini kullandı.

AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin’den Tepki Çeken Yaklaşım

AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin’in, siyonist terör rejimi ordusunda görev yaptığı tespit edilen Türkiye vatandaşlarıyla ilgili yaptığı açıklama kamuoyunda yankı uyandırdı. Zengin’in “Yalnızca 1 kişi var, 2 kişi hakkında da dava açılması gündemde” sözleri, eleştirilerin odağına yerleşti.

Zengin, “istisna olan durumları ilke gibi sunarsanız kamuoyunda yanlış algılar oluşur” ifadeleriyle genelleme yapılmaması gerektiğini söyledi. Ancak bu açıklama, meselenin ciddiyetini küçümseme ve çifte vatandaşlıkla ilgili hassasiyetleri bastırma çabası olarak yorumlandı. Siyonist terör rejimine askeri ve siyasi anlamda destek veren Avrupa ülkelerinde bile soykırım suçuna iştirak eden vatandaşlarla ilgili hukuki adım atılırken Türkiye’nin bu meseleye yönelik küçümseyici yaklaşımı ve hala ‘dava açılması gündemde’ şeklindeki yaklaşımı meselenin geçiştirilmek istendiğine yönelik algıları güçlendiriyor.

Eleştirmenlere göre, siyonist terör rejimi ordusunun Gazze’de yürüttüğü ve soykırım olarak tanımlanan savaşta yer alan bir tek Türkiye vatandaşının bile olması, “sayı” ile değil, hukuki ve vicdani ölçütlerle değerlendirilmeli. “Sadece bir kişi” açıklaması hukukun ve kamu vicdanının sınırlarını zorlayan bir yaklaşım olarak tepki çekti.

Siyonist Terör Rejimi Ordusundaki Çifte Vatandaşlar

Siyonist terör rejiminde askerlik hizmeti yalnızca vatandaşlarla sınırlı değil. Yurtdışında kalıcı olarak ikamet eden çifte vatandaşlar ve siyonist rejimde ailesi olmayan, “yalnız asker” olarak bilinen gönüllüler de bu kapsamda yer alıyor.

israil Güvenlik Hizmeti Yasası'na göre, “israil içindeki” ve dışındaki tüm vatandaşlar, çifte vatandaş olsalar ve yurtdışında kalıcı olarak yaşıyor olsalar bile, Savunma Kuvvetleri'ne (IDF) askerlik yapmakla yükümlü.

7 Ekim’de Gazze Şeridi’nde başlayan savaşın ardından, siyonist terör rejimi yüz binlerce yedek askeri göreve çağırdı.

Siyonist terör rejimi ordusuna katılan 7.000'in üzerinde “yalnız asker” bulunuyor. Bunların %45’i, dünyanın dört bir yanındaki Yahudi topluluklarından yeni göç eden kişilerden oluşuyor. Yalnız askerlerin büyük kısmı muharip birliklerde görev yapıyor ve orduya katılma motivasyonları yüksek.

Siyonist terör rejimi ordusunda savaşmaya giden çifte vatandaşlarla ilgili somut veriler de var. 2023 yılında Fransız milletvekili Thomas Portes, siyonist terör rejimi ordusunda görev alan yaklaşık 4.000 Fransız vatandaşının savaş suçlarına karışmış olabileceğini söyleyerek, Fransa Adalet Bakanlığı’na resmî başvuru yaptı. “Bu kişilerin savaş suçlarına karışması durumunda Fransız yargısı önüne çıkarılmalarını istiyorum,” dedi.

Güney Afrika Dışişleri Bakanlığı ise aynı yıl, Güney Afrika vatandaşlarının siyonist terör rejimi ordusunda görev almaları halinde uluslararası hukukun ihlaliyle suçlanabileceklerini ve vatandaşlıktan çıkarılma riskiyle karşı karşıya kalabileceklerini belirtti.

DOĞRU HABER