CHP, Aziz İhsan Aktaş soruşturması iddianamesi açıklandığından beri, iddianamenin içeriğine hiç girmeden, 578 sayfalık iddianamenin içindeki itiraflar, deliller, MASAK raporları, dekontları görmezden gelerek lafla peynir gemisi yürütmeye çalışıyor. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, iddialara cevap vermek yerine “Yüzyılın İftirası. ‘Mış’, ‘muş’ ile 578 sayfa iddianame yazmışlar! 45 kez ‘duydum’ 50 kez ‘düşünüyorum’ 104 kez ‘olabilir’ ifadesi geçiyor. İçinde ne kanıt ne de vicdan var” diyerek edebiyat yaptı.

 

LAF EBELİĞİ YAPTILAR

CHP Grup Başkanvekili Murat Emir de “Aziz İhsan Aktaş soruşturmasında iddianame değil, siyasal kurgu metniyle karşı karşıyayız. Bu metin, delil ve zaman çizelgesiyle kurulmak yerine, manşetlerle bir hikâye inşa ediyor. Yüzlerce kurum dışarıda bırakılmış, sadece CHP içeride” dedi. Bir diğer Grup Başkan Vekili Gökhan Günaydın ise, “Neden İddianamede bir tek AKP’li, MHP’li belediye başkanı, bir tek merkezi hükümet bürokratı yok? Yalnızca bu bile siyasi amacını ortaya koymak için yeterlidir” diyerek topu taca atmaya çalıştı.

Konuya ilişkin Akit’e açıklamada bulunan bulunan AK Parti Mersin Milletvekili Ali Kıratlı, bakın neler söylüyor:

 

GÜNEŞ BALÇIKLA SIVANMIYOR

“Belediyeleri aile şirketleriymiş gibi yöneten CHP zihniyetinin içine düştüğü bataklık çukuru gün yüzüne çıkmaya başlıyor. Genel başkanından başlayarak grup başkan vekilleri ve parti organlarında içine düştükleri bu hırsızlıklarının bir algı siyasetiyle kapatıp Cumhurbaşkanımıza, partimize, yargıya saldırarak yön değiştiriyorlar. Milletimiz her şeyi görüyor. Belediyelerindeki yolsuzluklar ortada. Suç duyurusunda bulunan kendi parti meclis üyeleri, belediye başkanları. Bilgi belgeleri getiren, savcılığa teslim eden onlar. Var ise suçluların ceza alması noktasında biz de süreci yakından takip ediyoruz. Zaten yargı görevini yapıyor. Ama şunu bilsinler; Güneş balçıkla sıvanmaz. Yapmış oldukları hırsızlıklar, yolsuzluklar artık arşa çıktı. Bunlar da görünüyor. Bunları kapatmaları çok mümkün değil. Çünkü ortada belgeler, bilgiler var. Fakat ben bu ve bunun özelinde esasında kullanmış oldukları bu yıkıcı dili, toplumu bölmeye yönelik, toplumun, birlik beraberliğine yakışmayan, bizim insanımızın, Türkiye’de yaşayan her bir insanın nezaket sınırlarını aşan ve hoşgörülerini aşan bir söylemle toplumu bölmeye çalışıyorlar. Bizler buna izin vermeyeceğiz. Şunu çok net bilsinler: Bizler bu aziz milletin dualarıyla, oylarıyla yirmi üç yıldır iktidarda olan AK Partimize ve yine Cumhurbaşkanımız Erdoğan’a sahip çıkacağız, arkasında dağ gibi duracağız. Bu süreci hep birlikte yakından takip edeceğiz.”

 

ÇIRPINDIKÇA BATACAKLAR

Gazeteci Yazar Emin Pazarcı da şunları dile getirdi: “Bunların artık savunacak hiçbir argümanları kalmadı. Aslında Deniz Baykal yıllar önce ‘yolsuzluklar önlenemez, delil yok demeyin. Ayrıca iddianameyi sormayın. Yolsuzluklarla mücadele mahkeme kararıyla başlamaz, mahkeme kararı sonuçtur’ diyerek bunlara cevap veriyor. Ama bunlar sadece mugalata yapıyorlar. Sonuçta hiçbir şey değişmeyecek. Mahkeme cezayı basıp geçecek. Bu iş bağırıp çağırarak olmaz. Başından bir yanlış yola girdiler. Şimdi de çıkamıyorlar. Başında ‘bu işten biz yırtarız’ diye düşündüler. Bağırdılar çağırdılar ama hiç beklemedikleri şekilde kendi adamları itirafçı oldu. Belgeler döküldü ortaya. Beklemedikleri gelişmeler ortaya çıktı. O yüzden de dengeleri bozuldu. Şimdi saçma sapan açıklamalar yapıyorlar. Yani bunun izah edilecek bir tarafı yok. Çırpınıyorlar, debeleniyorlar ama batacaklar.”

Kaynak: Yeniakit Gazetesi