Gündem
Rüşveti şaibeyi görmedi! Mahkemeden CHP ağzı
CHP’nin şaibeli 38. Olağan Kurultayıyla ilgili davadan çıkan ret kararı, bağımsız yargıya gölge düşürdü. Delegelerin oylarının içkiyle, parayla, hediyeyle, makam vaadiyle satın alındığına yönelik itirafları ve delilleri görmezden gelen Ankara 42. Asliye Hukuk Mahkemesinin ‘aktif husumet yokluğu’ ve ‘davanın konusuz kaldığını’ gerekçe göstermesi, tartışmalara sebep oldu.
Buğra Kardan İstanbul
Delegelere pavyonlarda ısmarlanan içkiler, otellerde dağıtılan paralar ve hediyelerle hatta makam vaatleriyle anılan CHP’nin şaibeli kurultayına ilişkin davanın reddi polemiklere neden oldu.Dünkü duruşmada Ankara 42. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin davayı aktif husumet yokluğu ve konusuz kalma gerekçeleriyle karara bağlaması zihinleri bulandırdı. CHP’nin ileri gelenlerinin duruşma öncesi iki gerekçeyi dillerine dolamaları manidar bulundu.
CHP’LİLER NE DEDİYSE O ÇIKTI
Genel Başkan Yardımcısı Gül Meryem Çiftci Binici’nin “Dava konusuz kaldı” demesi, dönem dönem skandal açıklamalarda bulunan eski YARSAV Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu’nun mahkemenin 24 Ekim’de aktif husumet yokluğundan ret kararı verilmesi gerektiğini öne sürmesi “Mahkemeye taktik ya da talimat mı gitti” sorusunu sordurdu. CHP Grup Başkanvekili Ali Mahir Başarır’ın da “Hakimin ne düşündüğünü, neyin ne olduğunu bildiğini biliyorum. Bu dosyanın hukuksuz olduğunu gördüğünü hissediyorum” cümleleri de kafaları kurcaladı. Hukukçular ise farklı konuştu.
HAKİM KAÇAK GÜREŞTİ, FETÖ AĞZI
Akit’e değerlendirmelerde bulunan emekli Savcı Mehmet Demir, şunları söyledi: “Davanın konusuz kalma ihtimali yok. Bunun için yeni bir olağan kurultay yapılmalı. O olağan kurultaya da tüm taraflar iştirak etmeli. Yani iptali talep edilen kurultaya katılan delegeler ve adaylar katılmalı. Böyle bir tablo olmalı. 38. Olağan Kurultay’ın yapıldığı 4-5 Kasım 2023 tarihinden bu yana CHP yönetimince önemli bir adım atılmadı. Olağan kurultaya gidilmedi. Olağanüstü kurultaylarla yetinildi. Ancak olağanüstü kurultayları yapanlar da davalılardı. Böyle bir şey olur mu? Yani konu devam ediyor. Hakim, gidip konusuz kalma gerekçesiyle davayı reddetmiş. Görünen o ki bu yöntemle sorumluluğu üstünden atmaya çalışmış. ‘Ne suya ne sabuna dokunayım’ demiş. Bir de esasa girmemiş. Kaçak güreşmiş. Minderden kaçmış. Usuli bir karar alarak işin içinden sıyrılmayı düşünmüş. Nihayetinde ‘38. Olağan Kurultay’a hile bulaşmadı, delege satın alınmadı’ cümlesine yer verilmiyor. Yani kararla şaibe ortadan kalkmıyor. ‘Dava konusuz kalmış’mış. Bunu anlamak imkânsız. Davanın konusuz kalması için aynı kıymette, mahiyette kurultay toplamanın şart olduğunu görmemek büyük hata. Hakimin aktif husumet yokluğu gerekçesini de anlamak mümkün değil. Burada hukuk garabeti var. Yani ‘Dava açan delege ihraç edilsin, ortada husumet kalmasın’ mantığı güdülmüş. Bu mantığa mana vermek ne mümkün? Tabii bu dönemde CHP’liler, kurultay davasıyla ilgili şaşırtan yorumlarda bulunuyorlardı. Davanın konusuz kaldığını iddia ediyorlardı. İlk dillendiren de FETÖ’ye yardımdan tutuklu Avukat Rezzan Epözdemir’di. Bu aklı CHP’lilere veren Epözdemir’di. ”
‘ESAS’ ŞAİBE GİDERİLMEDİ
Avukat Yurdal Kılıçer de şunları dile getirdi: “Karar, hukuki olarak tartışmaya açık. Çünkü rüşvetle anılan kurultaya tek hukuk mahkemesi bakmıyor. Ceza mahkemesi de devrede. Kurultay esnasında alınan paralar, verilen hediyeler, temin edilen menfaatler bir bir araştırılıyor. Buradan neler çıkacağı önemli. Çünkü ceza mahkemelerinin kararları hukuk mahkemelerini bağlar. Orada toplanan deliller, hukuk mahkemelerini ilgilendirir. Hâl böyle olup ceza mahkemesince şaibeye, menfaat edinimine hükmedilirse hukuk mahkemesinin ne yapacağı belirsiz. İki mahkeme birbiriyle çelişen karar ortaya koymuş olacak. Bu bakımdan dünkü karar sakıncalı. Tamamıyla ele alınması zaruri. Mahkemenin davayı konusuz kaldığı ve husumet yokluğu gerekçeleriyle iptal etmesi enteresandır. Bu, usulden iptaldir ve en başında davanın karara bağlanmasını gerektirir. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’na aykırılık vardır. Husumet veya taraf ehliyeti birinci inceleme konusudur. Bir dava açıldığında evvela davacının hukuken korunan menfaati olup olmadığı incelenmelidir. Yani aradan aylar geçmiş, husumet yokluğundan karar verilmiş. Doğal olarak kararı alana ‘Aklınız yeni mi başınıza geldi’ sorusunu sormak gerek. Mahkeme, dün esasa girmedi. Dolayısıyla pavyonlarda ve otellerde delege satın alınıp alınmadığı açıklığa kavuşmadı. Şaibe giderilmedi. Özel, lekeden kurtulamadı. En başından beri Özel ve CHP’nin ekâbirlerinin kurultay davası için ‘Erteleme olacak’ ya da ‘İleri tarihe atılacak’ tahmininde bulunmaları ilginçtir. Yine Genel Başkan Yardımcısı’nın ya da eski YARSAV Başkanı’nın çıkıp davanın konusuz kalacağını savunması şüphe vericidir. Bunlar, hukuki okuma mı yapmıştır yahut kendilerine gelen duyumun ilan edip etmediği meçhuldür.”
Kaynak: Yeniakit