AKİT MENÜ

Gündem

Vatana ihaneti kayyım temizler

Yolsuzluk zanlısı eski İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun casusluktan da tutuklanması 16 milyonun veri güvenliğinin yok edildiğini ortaya koydu. İstanbullulara ait bilgiler bir yerlere servis edilirken, İmamoğlu’nun ekibinin hâlen belediyeyi yöneƫ ğini haƨ rlatan hukukçular, mahkemenin İBB’ye kayyım atamasını istediler.

Haber Merkezi
Güncelleme Tarihi:

Buğra Kardan  İstanbul

Casusluk soruşturması yeni gelişmelere evriliyor. Dünyanın en kalabalık kentlerinden İstanbullulara ait dataları buluta yükleyerek yabancı istihbarat servislerine sunan eski İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun casusluktan tutuklanması büyük yankı uyandırdı. Hırsızlık, yolsuzluk gibi casuslukta da pervasız olan İmamoğlu’nun dataları dış mihraklara satması 16 milyonu ürküttü.

 

AYNI KADRO HÂLÂ İBB’Yİ YÖNETİYOR

En mahrem verileri terör örgütlerine yollayıp yollamadığı meçhul olan İmamoğlu’nun A takımının hâlen İBB’yi idare etmesi akılları meşgul ederken, mahkemeden kayyım kararı çıkması temennisi güçlendi. Ajanlık yaparak devletin güvenliğini tehdit eden İmamoğlu, vekili Nuri Aslan’ı da güvenilmez kıldı.İmamoğlu’nun emir eri olan Aslan’dan şüphe edilirken İBB’nin tarafsız bir kayyım eliyle yönetilmesi, 16 milyonun veri güvenliği ve devletin güvenliği bakımından zaruri oldu. Toplumdan “İstanbul’un emin ellere bırakılması vakti geldi hatta geçti” çıkışı geldi. Hukukçular da İBB’ye kayyıma işaret ettiler. İmamoğlu gibi CHP’li yönetime de belediyeden el çektirmenin zorunluluk arz ettiğini dile getirdiler. “İBB’nin başında milli güvenliğe halel getiren İmamoğlu’nun ekibinin yerine ehil ve güvenilir birini koymak yürekleri ferahlatacaktır” cümlesini kullandılar.

 

TERÖRE YARDIMDAN FARKI YOK

Akit’e konuşan Avukat Sinan Pak, şunları söyledi: “İmamoğlu’nun casusluktan tutuklanması İstanbulluları kaygıya sevk etmiştir. Bir kripto uygulama kullanmak, bir gruptan milyonlara ait verileri, olur almadan danışmanlardan yararlanarak yabancılara iletmek skandaldır. Casusluk soruşturmasının vahim tablo ortaya çıkardığı açıktır. Bunda payı bulunanların, her şeyden haberdar olanların belediyeyi yönetmeleri de tehlikelidir. İstanbullularda casusluk cürmünün devam edeceği kuşkusu, korkusu vardır. Bu kuşkunun, korkunun önüne geçilmesi şarttır. Milli güvenlik sorunu ve tutuklama kararıyla karşı karşıyayız ki kayyım atama kararının çıkması gerektiği muhakkaktır. İlla ki teröre yardım ve yataklık olup olmadığına odaklanılmamalıdır. Terörün milli güvenlik, beka problemi olduğuna dayanılarak belediyelere kayyım atandığı unutulmamalıdır. Teröre yardım ve yataklık gibi casuslukta da kamu imkânlarının devlete, millete karşı kullanıldığına yoğunlaşılmalıdır. Bizim devletimizin, milletimizin aleyhine adım atıldığı bellidir. Cürüm olarak da teröre yardım ve yataklıkla aynı mahiyette olduğu tartışmasızdır. Bu durumda İBB’ye ivedilikle kayyım atamak gerekmektedir. Usule, şekle şemale takılmak anlamsızdır. Kayyım atamanın koşulunu tek başına teröre yardım ve yataklığa bağlamak da yersizdir. Burada önemli olan milli güvenliğin ihlalidir. Doğal olarak kayyım kararı elzemdir. İstanbullular, rahat değiller. Kaygılılar, sıkıntılılar. O nedenle mahkemeden 16 milyonu ferahlatacak bir hüküm çıkması olmazsa olmazdır.”

 

EKİBİ DE GÖREVDEN ALINMALI

Avukat Nuray Baynazoğlu da şunları dile getirdi: “İBB’ye kayyım atamak mümkündür. Kayyım kararı alınmaması için neden bulunmamaktadır. İlgili kanunda her ne kadar ‘Casusluk’ diye bir ibare olmasa da kayyımın hangi durumlarda atanacağı anlatılmamaktadır. Örneğin görevin kötüye kullanımı hâlinde kayyım atanır. Görüyoruz ki İstanbullulara ait veriler sızdırılıp yabancılara iletilmiş. İmamoğlu da her şeyden haberdarmış. İşte iddialar, ifadeler ortadadır. Casusluktan olmasa bile belediye hizmetlerinin kötüye kullanılmasından kayyım atanabilir. İlla teröre yardım ve yataklık ithamıyla böyle bir yola müracaat etmeye gerek yoktur. Öbür yandan, İBB’de emir-komuta sistemi vardır. İmamoğlu’nun vekilinin ve ekibinin de elinde verilerin güvende olmama ihtimali yabana atılmamalıdır. O nedenle İmamoğlu’nun vekilini de ekibini de hemen görevden almak zaruridir. Çünkü İmamoğlu’nun talimatlarına belediyenin organları, idarecileri harfiyen uyuyorlardı. İdare hukukunda ‘Telafisi güç veya imkânsız zararların doğuşu’ ilkesi vardır. İşte o ilkeye dayanarak İBB’de büyük bir dönüşüme gidilmelidir. Bilinmelidir ki görevden almamanın, aynı organlar ve idarecilerle ilerlemenin 16 milyonun veri güvenliğini daha büyük tehlikeye atması muhtemeldir. O nedenle İBB’ye kayyım ve ekibi hemen gelmelidir. Yani şu anda istihbarat savaşlarıyla karşı karşıyayız. Bu savaşları hafife almamalı ve dataları yabancılara satanlara mahal vermemeliyiz. Hüseyin Gün’ü ise hatırdan çıkarmamalıyız. Gün’ün her şeyi tam olarak anlattığı kanaatinde değilim. Zannımca tepede biri var. Ona erişilmemesi için elden gelen yapılıyor. Gün de bu tepede olanın kim olduğunu biliyor.”

Kaynak: Yeniakit

Yorumlara Git

Aşağılık paylaşıma tepki! AK Parti'den Yunan küstahlığına sert cevap

CHP’de bu da oldu! Eski başkandan yeni başkana suç duyurusu

Şehitlerimiz oradan uğurlandı! Mürted Hava Üssü ismi nereden gelmiştir?

Esenyurt'ta kepazelik bitmiyor: Kadın tuvaletinde gizli kamera skandalı

Ortaköy'de facia! Bir aile yok oldu… 2 çocuk ve anne hayatını kaybetti baba yoğun bakımda