Gündem
New York’un yeni seçilen başkanı Müslüman diye pazarlandı LGBT’li çıktı! Zohran Mamdani’nin ilk icraatı tartışılıyor
2025 New York Belediye Başkanlığı seçimlerini kazanarak şehrin ilk Hint kökenli ve ilk Müslüman belediye başkanı unvanını alan Zohran Mamdani, göreve gelir gelmez LGBT icratı ile gündeme oturdu. Kampanya sürecinde “adalet, eşitlik, yoksullukla mücadele” gibi sosyal mesajlarla öne çıkan Mamdani’nin, koltuğa oturur oturmaz cinsiyet değişim operasyonlarına destek vaat etmesi tepki topladı.
This browser does not support the video element.
Amerikan medyasında “İlk Müslüman belediye başkanı” olarak pazarlanan Mamdani, görevinin ilk haftasında eşcinsel ve trans bireylerin haklarını genişletecek adımlar atacağını duyurdu. Henüz ayrıntıları netleşmeyen plan kapsamında, şehir bütçesinden LGBT sağlık hizmetlerine milyonlarca dolar kaynak aktarılacağı bildiriliyor.
New York’un ekonomik darboğaz yaşadığı bir dönemde “cinsiyet değişim operasyonlarına destek” adı altında bütçe ayırmak, şehir sakinleri arasında tartışma yarattı. Sosyal medyada binlerce kişi, “Ev kiraları uçtu, hastaneler dolu, o ise LGBT için bütçe peşinde!” diyerek tepki gösterdi.
“Müslüman lider” imajı altında liberal ajanda
Mamdani, seçim sürecinde özellikle Müslüman ve Güney Asya kökenli seçmenlerin desteğini alarak öne çıkmıştı. Ancak belediye başkanlığı koltuğuna oturduktan sonra açıklamaları, bu tabanda ciddi bir hayal kırıklığı yarattı.
Kimlik siyasetiyle yozlaşma kapıda
Uzmanlar, kimlik üzerinden pazarlanan siyasetçilerin, iktidara geldiklerinde değer temelli değil, kimlik temelli bir ajandaya kaydıklarını vurguluyor. Bu durum, “dini kimlik” üzerinden güven kazanan yöneticilerin, toplumsal değerleri ikinci plana atması riskini doğuruyor.
Zohran Mamdani örneği de, bu tehlikenin canlı bir göstergesi. Müslüman kimliğiyle seçilen bir başkanın, LGBT ideolojisini şehir politikalarının merkezine yerleştirmesi, “Batı tipi kimlik siyaseti”nin yeni bir yüzünü ortaya koyuyor.
Ahlaki değerler sorgulanıyor
New York’ta yaşanan bu gelişme, dünya genelinde “İslam ve modernizm” tartışmalarını da alevlendirdi. Aile, ahlak ve toplumsal değerlerin tahrip edildiği bir dönemde, “Müslüman” kimliğiyle sahneye çıkan bir liderin LGBT lobisine destek vermesi, İslâm coğrafyasında tepkiyle karşılandı.