Aktüel
Örgüt üyesi diyorlardı, tahliye edildi! Sosyal medyadaki paylaşımlarını gerekçe gösterdi!
Gazeteci Perihan Erkılınç Okay “örgüt üyeliği” suçlamasıyla açılan davanın ilk duruşmasında tahliye edildi. Sosyal medya hesabındaki paylaşımları gerekçe gösterildi!
Gazeteci Perihan Erkılınç Okay hakkında “örgüt üyeliği” suçlamasıyla açılan davanın ilk duruşması İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Sosyal medya paylaşımları, 1 Mayıs çağrıları ve tanık ifadeleri gerekçe gösterilerek yargılanan Okay’ın adli kontrol şartıyla tahliyesine karar verildi.
MLSA - İstanbul 23. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada gazeteci Perihan Erkılınç Okay ilk kez hâkim karşısına çıktı. Hakkında “örgüt üyeliği” suçlaması yöneltilen Okay, kendisine yöneltilen suçlamaları reddetti.
“Ben gazeteciyim, belgeler mesleğimle ilgili”
Çölyak ve astım hastası olduğunu belirten Okay, 2 Mayıs'tan beri tutuklu bulunduğu Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi’ndeki koşullar nedeniyle sağlık durumunun kötüleştiğini ifade ederek tahliyesini istedi.
Okay, evinde yapılan aramada bulunan ve iddianamede delil olarak sunulan materyallerin gazetecilik faaliyetleri kapsamında olduğunu söyledi. Evinde “Taşeron çalışmaya ve güvencesizliğe dur de! 1 Mayıs’ta alanlara!” ve “Yoksulluğa ve krize karşı 1 Mayıs’ta alanlara!” yazılı Partizan imzalı pankartlar ile bir ajanda ele geçirilmişti.
İddianamede, Okay’ın bu materyalleri bulundurması ve “Sevda” ismini kullanması, aleyhindeki suçlamalar arasında yer aldı. Okay ise “Sevda” isminin göbek adı olduğunu, bu ismin kimliğe eklenmesi için daha önce dava açtığını ve kamuya açık alanlarda bu ismi kullandığını belirtti.
Okay ayrıca, haber takibi yaptığı etkinliklerin suç delili olarak sunulmasına itiraz ederek, “Gazetecilik suç değildir, ben gazetecilik yaptım” dedi. Özgür Gelecek ve Partizan yayınlarının sosyal medya hesaplarını yönetmediğini de ifade etti.
Okay hakkındaki davaya temel gerekçe olarak gösterilen tanıklardan Rüzgar Kırtan, duruşmaya Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla bağlanarak dinlendi. Kırtan, daha önceki ifadesinde, hükümlü olarak bulunduğu Elazığ 1 Nolu Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde aynı koğuşta kaldığı Zeki Varol’un kendisine, Perihan Erkılınç’ın TKP-ML TİKKO örgütü adına faaliyet yürüttüğünü, örgütün hücre tipi yapılanmasında yer aldığını ve bu hücrelerden birinden sorumlu olduğunu söylediğini iddia etmişti. Ayrıca Erkılınç’ın, cezaevindeki Ahmet Elma’ya örgütsel bilgi taşıdığının da Varol tarafından kendisine aktarıldığını öne sürmüştü.
Duruşmada bu beyanları hatırlatılan Kırtan, Varol ile aynı odada kaldıklarını, kendisine Perihan isminde bir kişinin örgüt üyesi olduğunu söylediğini, ancak detayları hatırlamadığını belirtti. Soruşturma aşamasında verdiği ifadeleri kabul ettiğini ve tekrar ettiğini söyledi.
Ancak duruşmaya SEGBİS ile bağlanan Zeki Varol, Okay’ı tanımadığını belirterek gizli tanığın kendisine atfettiği ifadeleri reddetti. Varol, “Rüzgar etkin pişmanlıktan yararlanmış, kurtulmak için yalan söylüyor. Beni de bu yalanlara ortak etmiş,” dedi.
Bir diğer tanık Ahmet Elma da Okay’ın akrabası olduğunu, kendisini zaman zaman ziyaret ettiğini ancak iddia edildiği gibi bir örgütsel bağ bulunmadığını söyledi. Elma, gizli tanığı tanımadığını da ifade etti.
Tanık ifadelerinin çelişmesine rağmen duruşma savcısı, mevcut delil durumu, tanık beyanları ve dosya kapsamının dikkate alınarak Okay'ın tutukluluğunun devamına karar verilmesini talep etti.
Avukattan “kod isim” tepkisi
Okay’ın avukatı Kemal Toraman, iddianamenin özensiz hazırlandığını belirtti. “Müvekkilim Sevda ismini e-posta adresinde ve otobüs bileti alırken de kullanmış. Bu bir kod isim olamaz. Kod isim gizlilik içindir, neden otobüs bileti almak için kullanılsın?” diyerek suçlamaların dayanağını sorguladı.
Duruşma sonunda mahkeme, yurt dışına çıkış yasağı ve haftada bir gün imza atma şartı getiren adli kontrol tedbirleriyle Okay’ın tahliyesine karar verdi. Dava, 2 Şubat 2026 tarihine ertelendi. (mlsaturkey)