Gündem
Asrın hırsızlığını pişkinlikle kapatamazsınız! Görmemek için kör olmak lazım
İstanbul’un kaynaklarına akbaba gibi çöken yolsuzluktan tutuklu eski İBB Başkanı CHP’li Ekrem İmamoğlu ve suç şebekesinin vurgun çarkını satır satır ifşa eden iddianameyi sulandırmak için her yolu deneyen CHP ve avanesi, pişkinlikte sınır tanımıyor. Suç örgütünün 160 milyar liralık vurgunu görmezden gelerek “Para nerede” sorusuyla iddianame sulandırılmaya çalışılıyor.
Yeniakit gazetesinde yayınlanan özel haber ses getirdi. Yeni akit'te yayınlanan habere göre, İstanbul’un kaynaklarına akbaba gibi çöken yolsuzluktan tutuklu eski İBB Başkanı CHP’li Ekrem İmamoğlu ve suç şebekesinin vurgun çarkı satır satır ifşa eden iddianameyi sulandırmak için CHP ve avanesi, pişkinlikte sınır tanımıyor.
Talimat almak için Silivri’yi adeta mesken tutan emanetçi Genel Başkan Özgür Özel, suç örgütünün 160 milyar liralık vurgunu ve 24 milyon dolarlık kamu zararını görmezden gelerek “Para nerede” sorusuyla iddianameyi sulandırmaya çalışıyor.
Akbaba gibi İstanbul’a çöken Ekrem İmamoğlu ve suç şebekesinin yolsuzluk çarkını ifşa eden iddianameyi itibarsızlaştırmak amacıyla her yolu deneyen CHP ve avanesi, pişkinlikte sınır tanıyor.
Silivri’yi ayakyoluna çeviren Özgür Özel, “para nerede” sorusuyla iddianameyi itibarsızlaştırmaya kalkarken medyası ve paralı trolleri ise “İddianame 969 defa hatırladığım kadarıyla, 559 defa duydum, 516 defa bildiğim kadarıyla” diyerek asrın yolsuzluğunu perdelemeye çalışıyor.
Oysa bir kuyumcu titizliğiyle hazırlanan, tamamen belge, bilgi, tanık beyanları ve itiraflarla desteklenen iddianamede bin 210 defa ‘nakit’, bin 51 defa ‘elden’, 4 bin 649 defa geçen ‘para’ kelimesiyle İmamoğlu çıkar amaçlı suç örgütünün aşırdığı 160 milyar liralık ve 24 milyon dolarlık kamu zararı işaret ediliyor. 3 bin 900 sayfalık iddianamede yer alan, müteahhitleri, AVM yöneticilerini, lokanta ve berber esnafını bile ‘bağış’ kılıfıyla haraca bağlayan İSÖ’nün para toplama taktiğinin FETÖ’nün himmet yöntemiyle örtüşmesi ise dikkat çekiyor.
İŞTE İDDİANAMEDEKİ PARANIN İZİ
Ali Nuhoğlu tarafından ihale karşılığı Sarıyer’de bedeli 480 milyon lira olan 2 villanın İmamoğlu İnşaat’a devredilmesi.
Dursun Keleş’ten ‘kreş projesi’ adı altında kendisinden yardım talep eden Adem Soytekin’in işaret ettiği şirkete 5-6 milyon lira olan 3 daireyi devretmesi.
Fatih Keleş’in müteahhit Fuat Keleş’ten 1 milyon dolar rüşvet alması.
Şişli Belediyesi’nde Adem Altıntaş’ın müteahhit Mehmet Torun’dan tadilat izni için 15 milyon dolar istemesi.
Keleş ve Soytekin’in İmamoğlu’ndan talimatla firmaları rüşvete bağlaması.
Florya’da bulunan İBB’ye ait konutta müteahhitlerle irtibata geçilmesi ve kirli paraların Fatih Keleş’te toplanması.
Rüşvet ve haraç paralarını İBB yöneticilerinin şoförlerince taşınması.
Müteahhitlerden alınan rüşvet parasıyla CHP İstanbul il binasının satın alınması.
İmar ve iskân izinlerine, ihalelere mukabil alınan kara paraların İmamoğlu’nun CHP’yi elde etmesi için kullanılması.
Adem Kameroğlu’nun Pelican Hill Ihlamur evlerinden Metro Home projesi iskân izni için villanın rüşvet olarak alınması.
Fatih Keleş’in Kameroğlu’na “Ekrem Başkan’ın selamı var, Beylikdüzü Voleybol Takımı’na sponsor olacaksın” dayatması...
Eski KİPTAŞ Başkanı Ali Kurt’un müteahhitlerden rüşvet alması, kamu zararına düşük fiyat belirltmesi, daireleri İSÖ üyelerin yakınlarının almalarını sağlaması.
Bir müteahhitten 50 adet dairenin ekspertiz fiyatından düşük bedelle belli başlı İBB çalışanlarına satılması şartı koşulması.
Boğaz’da bulunan bazı yapılarda yapılacak olan çalışmalar için ‘bağış’ adı altında örgüte iletilmek üzere rüşvet alınması.
Eski Ağaç ve Peyzaj AŞ Genel Müdürü şüpheli Ali Sukas’ın ‘sistem’ için müşterilerden düzenli bir şekilde rüşvet talep etmesi.
Murat Ongun’un firari Emrah Bağdatlı üzerinden İBB ihalelerine talip olan işadamlarına eşinin üzerine kurduğu firma tarafından kesilen karşılığı olmayan faturalar.
Reklam parasının ‘Sistem’e aktarılması.
Capacity AVM yöneticilerine 5 milyon dolar rüşvet baskısı ve daha neler neler...
ARTIK TİYATROYU BIRAKSINLAR
Konuya ilişkin Akit’e konuşan Avukat Cengiz Ocakçı, şunları söyledi: “Bu iddianameyi sulandırmanın imkânı yok. Artık hakikatleri görmemek için kör olmak gerek. Böyle akla zarar bir tavır olamaz. CHP neyin peşinde? Karşımızda çok komik bir tiyatro oyunu var. Bu oyunu Özel ve ekibi sahneliyor. Bektaşi, ‘Namaza yaklaşmayın’ diyor. Önünde geçen cümleye bakmıyor. ‘Kur’an’da öyle yazmıyor’ çıkışında bulunanlara ise ‘Ben hafız değilim’ cevabını veriyor. CHP’liler iddianameyi iyi okusunlar. ‘Bize dokunulamaz’ anlayışından kurtulsunlar. Yargılanmayacak gücün olmadığını unutmasınlar. 28 Şubatçıları, Çevik Bir’i hatırlasınlar.”
İNKÂR ETMEK MÜMKÜN DEĞİL
Avukat Yurdal Kılıçer de şunları ifade etti: “Mevzu bahis olan Cumhuriyet tarihinin en büyük yolsuzluk soruşturması. Burada davaya dönüşen bir vaka mevcut. 3900 sayfalık bir iddianamede 143 eylemden söz ediliyor. 402 yargılanan var. Dosyada kamera ve ses kayıtları, ifadeler, itiraflar, beyanlar delilleriyle ortaya konuyor. Vurgunlar, rüşvetler belgeleniyor. Bunları reddetmek makul değil. İbretle takip ediyoruz ki kanıtlarla ilgili açıklamaları olmayanlar sayfa sayısını dillerine doluyorlar. ‘3 bin 900 sayfalık iddianame mi olur’ diyorlar. Daha evvel de büyük davalarda binlerce sayfalık iddianameler yazıldı. Detaylar atlanmamalıdır. Kendini müdafaa edemeyecek olan figürler ve yapılar ise iddianamenin boş olduğunu savunur. Sulandırma arayışına girer.”
Kaynak: Yeniakit