AKİT MENÜ

Gündem

Batı’ya “One minute” çekilecek mi?

Batı ile münasebetleri gözden geçirmenin zamanı gelmedi mi? Bu karşılıksız aşk daha ne kadar sürecek? Asrı aşan ilişkilerden bu ülkenin payına hüsrandan başka ne düştü, zarardan başka ne düştü, ziyandan başka ne düştü?

Gazetemizin bugünkü Okur Postası'nda "Batı’ya 'One minute' çekilecek mi?" başlığıyla yayınlanan yazı:

Batı ile münasebetleri gözden geçirmenin zamanı gelmedi mi? Bu karşılıksız aşk daha ne kadar sürecek?
Asrı aşan ilişkilerden bu ülkenin payına hüsrandan başka ne düştü, zarardan başka ne düştü, ziyandan başka ne düştü?

Gözden geçirme NATO’dan başlamalı, sonra da AB’nin kapısında beklemekten vazgeçmeli ve açılanıyla açılmayanıyla “fasıllar” çöpe atılmalı.

NATO’ya girerken bedel ödeyen (Kore Savaşı’na üstümüze vazife olmadığı halde asker göndermiştik) Türkiye, üye olduktan sonrada bedel ödeyen ülke olmaya devam etti. Seneler senesi Sovyet (Varşova Paktı) tehdidine karşı ileri karakol işlevi gören Türkiye, Coni’lere ev sahipliği yapmak zorunda kaldı. “Hayır” deme lüksü hiçbir zaman olmadı.

ABD Türkiye’nin (güya) NATO’dan müttefiki ve “stratejik ortağı”. Öyle bir müttefik ki “bunların dostluğu buysa kim bilir düşmanlığı nasıldır?” diye düşünüyor insan.

• Mesela seneler senesi başımızın belası olan kontrgerilla (Gladyo) ABD tarafından kurulmuştu.
• PKK ile mücadele edilirken en yetkili ağızlardan “ABD PKK’ya lojistik destek sağlıyor” sözlerini her daim işittik.
• Hemen hemen bütün darbelerin içinde ABD’nin olduğu artık su götürmez bir gerçek.
• Türkiye’ye Suriye füzeleri düşerken tek yaptıkları palavra sıkmak ve tepki çeken Patriot’ları yerleştirmek oldu.
• Hep öğretmen gibi davranıp had bildirdiler, parmak salladılar.
• Gezi eylemleri sırasında Beyaz Saray yaklaşık 7 kez açıklama yaparak çapulculara destek verdi. CNN canlı yayınlarla alenen kışkırtıcılık yaptı. Böylelikle kritik zamanlarda arkadan hançerleyeceklerini tekraren göstermiş oldular.
• İkide birde Twitter, Youtube, basın özgürlüğü konularında kulak çekme hakkını kendilerinde gördüler.
• Türkiye’de darbe girişimine tevessül eden Pensilvanya sakinine sahip çıktılar.
• Bize demokrasi dersi verirken, Mısır’da darbecilerle kol kola girdiler. Çıkarlarına mugayir her yerde darbeleri, sokak eylemlerini desteklediler. Afganistan’ın da müsebbibi bunlar, Suriye’nin de.
• Her sene Ermeni soykırım iddialarını Demokles’in kılıcı gibi başımızda sallandırdılar.

NATO’nun da, AB’nin de güçlü ülkesi olan Almanya da düşmanlığını açık açık ifade etmekten imtina etmeyenlerden.
Türkiye’yi ziyaret eden Cumhurbaşkanları sömürgesini denetlemeye gelen paşa gibiydi.
Alman medyasının her biri Sözcü olmuş. “Diren Gezi, Cehenneme git Erdoğan” manşetleri ruh sağlımızı tehdit eder cinsten.

Peki Türkiye’nin en karanlık simalarından biri olan Aydın Doğan kimlerle ortak? El cevap: Almanlarla...

Müttefiklerimiz(!) ABD, Almanya, Fransa, Belçika, Yunanistan Türkiye’nin talep ettiği en azılı katilleri bile teslim etmediler. Buna mukabil ne kadar Türkiye hasmı grup varsa faaliyetlerine göz yumdular, hatta destek oldular.

Kazan-kazan üzerinden yürümedi münasebetler. Hep “Ver-ver” dediler, aldıkça daha da cüretleri arttı.
Bunların müttefiklikten, ortaklıktan anladıkları sadece, itirazsız itaat, başka da bir şey değil.

Ayrıca mezkur teşkilatlardan ayrılmak münasebetleri kökten koparmak manasına gelmiyor, sadece bağımlılıktan kurtuluyorsun, “My way” diyorsun o kadar.

Mütekait Korgeneral İsmail Hakkı Pekin vaktiyle şunları söylemiş:

“Türkiye NATO’ya girdikten sonra hep onların gözüyle baktı, onların kafasıyla baktı. Bu ister istemez bizde kopukluk meydana getirdi.”

NATO’nun veya AB’nin alternatifi asla Şanghay Beşlisi falan değildir. Neticede Şanghay Beşlisi de Rusya ve onun hinterlandındaki ülkeler bütünüdür.
Bunların cümlesi İslamofobiktir, söz konusu İslam ve Müslümanlar olduğu zaman aralarındaki ihtilafları unuturlar.

Bunun güzel bir örneğini Mehmet Akif anlatmıştı.

Mehmet Akif, 1. Dünya Savaşı esnasında bir ara Avusturya’da bulunur. İngilizler Kudüs’ü işgal ettiğinde bütün Avusturya sokaklara dökülüp bunu kutlar. Halbuki Avusturya o sırada Osmanlıy’la müttefiktir ve İngilizlere karşı savaşmaktadır.

Elbette ki İsrail’e “One minute” çeken Başbakan NATO ve AB’ye hayli hayli “One minute”çeker. Zira İsrail’in ağırlığı diğerlerinden daha az değildir...

• Ömer Erbey / Akit Gazetesi (Okur Postası)

Yorumlara Git

Tatil planı yapanlar dikkat! O uçak şirketi ucuza bilet kampanyası başlattı

Acun Ilıcalı’dan skandal iddialara cevap Samandıra’da… Bir daha tekrarlanmayacak dedi ve…

Kararını duyurdu: Çileden çıktı ve bir daha diyerek sözleri söyledi...

Başkan Erdoğan duyurdu! Kredi notu 3 kuruluş tarafından artırılan tek ülke Türkiye oldu

24 Eylül 2024: Günün Âyet ve Hadisi