Sağlık
Migren öldürür mü?
Şiddetli baş ağrısı, geçici körlük, hatta komaya kadar giden tablolar… Peki, migren gerçekten ölümcül olabilir mi? Migrenin hangi türleri tehlike taşıyor, kimler daha büyük risk altında?
Migren çoğu kişinin sıradan bir baş ağrısı sanarak hafife aldığı, ancak şiddetli ataklarla yaşam kalitesini ciddi şekilde düşürebilen nörolojik bir hastalık. Saatlerce, hatta günlerce sürebilen ağrı; ışığa, sese ve kokuya karşı hassasiyet; bulantı, aura ve görme kaybı gibi belirtiler birçok hastanın günlük yaşamını kısıtlıyor. Ancak uzmanlara göre migren sadece rahatsızlık veren bir ağrıdan ibaret değil. Bazı özel türleri komaya yol açabiliyor. Peki, migren öldürücü olabilir mi?
Migren neden öldürücü olabilir?
Uzmanlar, migrenin bazı özel türlerinin beyin fonksiyonlarını etkileyerek ağır nörolojik tabloya yol açabildiğini belirtiyor. “Hemiplejik migren” adı verilen tür, atak sırasında felç gelişmesine neden olabiliyor ve nadir durumlarda komaya kadar ilerleyebiliyor. Bu tür ataklar tıbbi müdahale gerektiren acil durumlar arasında kabul ediliyor.
Ayrıca “beyin sapı (baziler) migreni”nde şiddetli baş dönmesi, dengesizlik, çift görme gibi belirtiler görülebiliyor. “Retinal migren” ise geçici körlüğe yol açabilen en kritik migren çeşitleri arasında yer alıyor. Uzmanlar bazı durumlarda migren ataklarının komayo soktuğunu ve atağın ölümle sonuçlanabileceğini belirtiyor.
Kalp ve damar hastalıkları riski artıyor
Tıbbi araştırmalar, özellikle auralı migren yaşayan kişilerde kalp ve damar hastalıkları riskinin yükseldiğini gösteriyor.
Çalışmalara göre:
Auralı migren, kalp hastalığı ve kalp krizi riskini artırabiliyor.
Migren hastalarında inme riski yaklaşık iki katına çıkabiliyor.
Migren atakları sırasında nadiren “migrainous infarction” adı verilen migrene bağlı inme gelişebiliyor.
Bu nedenle migreni olan kişilerin ani şiddetli baş ağrılarını, uyuşma, konuşma bozukluğu veya görme kaybı gibi belirtileri ciddiye alması gerekiyor.
Migrenin uzun vadede beyin hasarı oluşturduğu doğru mu?
Uzman incelemeleri, bazı migren hastalarının beyin görüntülerinde beyaz madde lezyonları görülebildiğini ortaya koyuyor. Ancak araştırmalar bu lezyonların beyin fonksiyonunu bozmadığını, bilişsel becerilerde düşüşe yol açmadığını ve kalıcı hasar oluşturmadığını gösteriyor.
Migrenin öldürücü olma ihtimali düşük olsa da yaşam kalitesini uzun vadede ciddi biçimde azaltabileceği ve ruhsal–bedensel sağlığı olumsuz etkileyebileceği belirtiliyor.
Migreni diğer baş ağrılarından nasıl ayırabilirsiniz?
Başın genellikle tek tarafında zonklayan ağrı, Işığa ve sese hassasiyet, Bulantı ve kusma, Atakların aylar-yıllar içinde tekrar etmesi, Aura belirtileri (ışık çakması, görme kaybı) ile tipiktir.Özellikle hormonal dalgalanmalar, stres, öğün atlama, düzensiz uyku, soğuk hava, kahvaltısız güne başlama gibi tetikleyiciler migren ataklarını sıklaştırır.
Ne zaman doktora başvurulmalı?
Uzmanlara göre şu durumlarda zaman kaybetmeden doktora gidilmelidir:
1 aydan uzun süredir neredeyse her gün baş ağrısı yaşanıyorsa,
Ağrı kesici kullanımı artmışsa,
Ani başlayan “gök gürültüsü” tarzında şiddetli baş ağrısı oluştuysa,
Görme kaybı, uyuşma, konuşma bozukluğu varsa,
50 yaşından sonra yeni başlayan baş ağrıları ortaya çıktıysa.
{galleryalbum id:133238 slug:'en-yaygin-ikinci-rahatsizlik-bel-agrisindan-korunmanin-10-altin-kurali'}
{galleryalbum id:133120 slug:'dogal-agri-kesme-mekanizmasi-kesfedildi-diyerek-duyurdular-ingilterede-doktorlar-calisma-yapiyor'}