AKİT MENÜ

Gündem

Zaman'ın Aymaz'ından fütursuz yazı

Bir daha okuyun bakalım; bu tarihî söz, bugün kimin söylemini hatırlatıyor size; kim olursanız olun!..

Târık bin Ziyad’ın bu sözü, tam da bugün Başbakan Erdoğan’ın söyledikleri ile bire bir örtüşmüyor mu!.. O da aynen kendisine örnek olarak gördüğü tarihteki önemli şahsiyetlerden biri olan Târık bin Ziyad’ın yaptığı gibi başında bulunduğu halkı refaha götürmek için geceli gündüzlü çalışmıyor mu!..

Cevap bile gerektirmeyen bu sorular bir kenarda dururken Zaman’e hocası dün, tarihin en meşhur hadiselerinden birini özetledi. Önceliği de Târık bin Ziyad Hazretleri’ni o yola gönderen komutanıMusa bin Nusayr’a verdi. Târık bin Ziyad muzaffer olup yukarıdaki sözü söyledikten ve ayağının altına aldığı hazineleri dağıttıktan sonra şehre gelen ve onu bu yola gönderen komutanın kızgınlığına dikkat çeken Abdullah Aymaz, en sonunda “ikisi de haklı” dedi..

Bu noktada Aymaz da haklı.

Eğer Aymaz efendi bu verdiği örnek ile bugüne bir gönderme yapıyorsa burada da iki şahsı birbirine karıştırıp kendi ustasını apaçık ulularken diğerini “kırbaçlıyor” ki bu tam anlamıyla okurlarının ve karşısındakilerin aklıyla açıkça alay etmek demektir...

Hadi bu ahlaksızca benzetmeyi geçtik “İkisi de haklı” diyerek bir “Barış” aranıyorsa, böyle bir benzetme içine giren ahlâkla ve yapılanlar ortada iken barışılamayacağını da bilmiyor mu!..

İşte Abdullah Aymaz’ın o fütursuz yazısı...

Sahabe efendilerimiz, İspanya’ya tâ ilk dönemde ticaret için gelmiş. Valensiya civarında bulunan bir mezar taşı da buna bir delil… (..)

Emevîler döneminin meliklerinden Abdülmelik b. Süleyman, Musa bin Nusayr’a haber gönderip, İspanya’ya gidip oralarda kalan sahabe efendilerimiz için bir araştırma yapmasını ve sonra çok tedbirli ve temkinli biçimde fethe başlamasını emretmiş. Musa bin Nusayr ise Târık bin Ziyad’dan önce Târık bin Mâlik’in 500 askerle bir araştırma yapmasını söylemiş… Târık bin Mâlik, Tarife’ye 500 askerle gidip bir araştırma yapıp durumu uygun olduğuna dair bir rapor hazırlamış.

Musa bin Nusayr, bunun üzerine henüz 25 yaşlarında cesur ve yetenekli bir komutan olan Târık bin Ziyad’ı, 7 bin (veya 12 bin) asker ile fetih için görevlendirmiş. Ama yavaş yavaş ve bilgi vererek hareket edip ilerlemesini emretmiş…

O zaman İspanya Kralı Rodrik, ama bölge bölgede derebeylikler var… Târık bin Ziyad, Sebta’dan (Sevte) giriş yapacak… Önce aldığı bilgilerle o bölgenin Derebeyi Jülyan ile Rodrik’in arasının açık olduğunu çünkü Rodrik’in hem Jülya’nın kızını kirlettiğini hem de birçok kötülükler yaptığını tespit ediyor. Gemiler konusunda Jülya’nın yardım ve desteğini alıyor. Kiraladığı gemilerle askerlerini sevk ediyor ve son gemi seferiyle İspanya’ya geçiş yapıyor.

Sabah namazını kıldırıp uzun bir konuşma yapıyor. Aslında gemileri yakmıyor… “Gemileri yakmak” bir tabir ve idyum olarak kalıyor. Çünkü zaten gemiler Tarık bin Ziyad’ın değil, kiralık… Geri gönderiyor…

Önce Kral Rodrik’in kuzenlerini yeniyor… Rodrik, Papa’dan yardım istiyor. 80 (veya 96) bin kişilik yardım ordusu Rodrik’in imdadına geliyor. Tarık bin Ziyad, bunlarla baş edemeyeceğini düşünüp, onları bataklığa çekmeyi, meşgul edip teker teker şehid oluncaya kadar savaşıp vakit kazanarak Musa bin Nusayr’ın gelmesini ve fethi gerçekleştirmesini planlıyor. Vâdi’l-Kebir’de üçe ayrılan Rodrik güçlerini parça parça perişan ediyor. Bu derleme-paralı ordu dağılırken Rodrik de kaçmak istiyor ama nehre düşüp boğuluyor. Bu sefer yeni kral seçilmeden yani âdet olduğu üzere derebeyler arasından yeni bir kral seçilip hepsinin başına geçmesini önlemek için hiç beklemeden doğrudan çok uzun bir yolu kat edip merkeze Toledo’ya geliyor. O uzun yolda Müslüman olan veya Müslümanlığa sempati gösteren İspanyollar, hem yardım ediyorlar hem de kestirme yollar gösteriyorlar. Bugün halen girişinde “Arap Kapısı” (Puerta Arabe) yazılı kapıdan girip Kral Rodrik’in hazinelerine el koyuyor. Bu hazineler aslında Roma’nın… Hunların Atilla ile Roma’yı işgallerinden sonra buraya getirilmiş. Ayağını hazineler üzerine koyup o meşhur “Târık, sen bir köle idin, şimdi galip komutansın ama yarın toprağın altına gireceksin.” sözünü söylüyor. Sonra bu hazineleri derebeylere dağıtıyor. Bunun çok müspet bir tesiri oluyor, onların gönüllerini kazanıyor.

Arkadan Musa bin Nusayr da geliyor. Fakat Târık’a niye acele ettin, tedbirsiz davrandın diye kızıyor. Hatta kırbaçlattığı da söyleniyor. Aslında ikisi de haklı…

Abdullah Aymaz, ZAMAN
Akit ARŞİV Sayfasından...

Yorumlara Git

Tatil planı yapanlar dikkat! O uçak şirketi ucuza bilet kampanyası başlattı

Acun Ilıcalı’dan skandal iddialara cevap Samandıra’da… Bir daha tekrarlanmayacak dedi ve…

Kararını duyurdu: Çileden çıktı ve bir daha diyerek sözleri söyledi...

Başkan Erdoğan duyurdu! Kredi notu 3 kuruluş tarafından artırılan tek ülke Türkiye oldu

24 Eylül 2024: Günün Âyet ve Hadisi