Dünya
Bakanlık Epstein belgelerini istedi! Sırlar ifşa olacak mı?
Adalet Bakanlığı, reşit olmayan kız çocuklarına yönelik fuhuş ağı oluşturmakla suçlanan Jeffrey Epstein davasında yeni bir hukuki süreç başlattı. Bakanlık, "Epstein Dosyaları Şeffaflık Yasası"nın ABD Kongresi’nden geçip Trump tarafından imzalanarak yürürlüğe girmesinin ardından, büyük jüri belgelerinin üzerindeki gizlilik kararının kaldırılmasını talep etti
Adalet Bakanlığı, reşit olmayan kız çocuklarına yönelik fuhuş ağı oluşturmakla suçlanan Jeffrey Epstein davasında yeni bir hukuki süreç başlattı. Bakanlık, "Epstein Dosyaları Şeffaflık Yasası"nın ABD Kongresi’nden geçip Trump tarafından imzalanarak yürürlüğe girmesinin ardından, büyük jüri belgelerinin üzerindeki gizlilik kararının kaldırılmasını talep etti
Manhattan federal mahkemesine Adalet Bakanlığı adına başvuran Savcı Jay Clayton, sunduğu dilekçede sürecin hızlandırılmasını istedi. Bakanlık, Kongre tarafından kabul edilen son yasal düzenlemenin, büyük jüri kayıtlarının kamuoyuna açılmasını zorunlu kıldığını savundu. Başvuruda, mevcut yasanın en güncel iradeyi yansıttığı ve kayıtların şeffaflık ilkesi gereği erişime açılması gerektiği vurgulandı.
Sürecin geçmişinde ise yargı ve yürütme arasındaki görüş ayrılıkları dikkat çekiyor. Epstein’ın 2019 yılındaki davasına bakan Yargıç Richard Berman, geçtiğimiz ağustos ayında Trump yönetiminin benzer bir talebini geri çevirmişti. Berman, o dönem verdiği kararda, tutanaklardaki bilgilerin zaten Adalet Bakanlığı’nın elinde bulunduğunu ve büyük jüri belgelerindeki diğer materyallerin davanın seyri açısından "önemsiz" olduğunu öne sürmüştü.
Öte yandan, davanın mağdurları cephesinde de endişe hakim. Bazı mağdurlar, tutanakların tamamen kamuoyuna açılması durumunda kimliklerinin ifşa olacağı ve özel hayatlarının ihlal edileceği gerekçesiyle gizliliğin korunmasını talep etmişti.
İntihar mı, susturulma mı?
Jeffrey Epstein, en küçüğü 14 yaşında olan çok sayıda kız çocuğuna cinsel istismarda bulunmak ve fuhuş ağı yönetmek suçlamasıyla yargılandığı sırada, 10 Ağustos 2019 tarihinde New York Manhattan Metropolitan Merkez Hapishanesi’ndeki hücresinde ölü bulunmuştu. Resmi makamlar olayı intihar olarak kayıtlara geçirse de, kamuoyundaki şüpheler hiçbir zaman dinmedi.
ABD Federal Soruşturma Bürosu (FBI) ve Adalet Bakanlığı tarafından yürütülen incelemeler sonucunda, Epstein'in "ünlü isimlerden oluşan bir müşteri listesi tuttuğuna dair kanıt bulunamadığı" açıklanmıştı. Ayrıca Epstein'in, aralarında devlet yetkilileri ve iş insanlarının da bulunduğu kişilerin suçlarına ortak olduğu gerekçesiyle "susturulduğu" iddiaları reddedilmiş, ölümün intihar olduğu tezi yinelenmişti.
Dosyalardaki "ağır toplar" ve İsrail iddiası
Bugüne kadar açıklanan dava dosyalarında dünya siyasetine ve eğlence sektörüne yön veren isimlerin yer alması tartışmaları alevlendirmişti. Prens Andrew, Donald Trump, eski ABD Başkanı Bill Clinton, eski İsrail Başbakanı Ehud Barak, eski ABD Başkan Yardımcısı Al Gore, aktör Kevin Spacey ve avukat Alan Dershowitz gibi isimlerin adı dosyada geçmişti.
Konuya dair en çarpıcı iddialardan biri ise ABD'li gazeteci Tucker Carlson’dan gelmişti. Carlson, Epstein’in aslında İsrail istihbaratı için çalıştığını, Washington’daki herkesin bunu bildiğini ancak kimsenin açıkça dile getiremediğini öne sürmüştü. Wall Street Journal ise Epstein’in kız arkadaşı Ghislaine Maxwell’in, Epstein’in 50. yaş günü için Trump da dahil olmak üzere tanıdıklarından mektup topladığını yazmıştı.