Gündem
Barış elçileri mi, istihbarat kuklaları mı? Ajanların Parlattığı Piyonlar
Murat Alan bu günkü yazısında, Nobel'li Dalai Lama'nın CIA bağlantıları ve Ekrem İmamoğlu'nun kampanya ekibi hakkındaki "siyasal casusluk" soruşturmasını merkeze alarak, Batı medyasının parlatıp fonladığı "manevi lider" ve "değişim umudu" figürlerinin Soğuk Savaş'tan bugüne uzanan istihbarat operasyonlarının kılıfı olduğunu anlattı. Alan, Türkiye'de de oynanan bu "kontrollü muhalefet" oyununun faturasını yine milletin ödeyeceğini belirterek uyarılarda bulundu. İşte Murat Alan’ın o yazısı…
MURAT ALAN
Yıllardır dünya sahnesinde “barış elçisi”, “evrensel vicdan”, “özgürlük savaşçısı” diye parlatılan figürlerin maskesi bir bir düşüyor.
Bunun en çarpıcı örneği Tibet’in 14. Dalai Lama’sı…
Hollywood yıldızları önünde diz çökerdi, adına birçok film yapıldı..
Hatta 1989’da Nobel Barış Ödülü’nü aldı.. Uluslararası konferanslar vs. vs…
Ama CIA belgeleri ortaya saçılınca gerçek yüz görüldü..
1956–1974 arasında Dalai Lama’nın sürgün yönetimi ve Tibet direnişi, CIA tarafından doğrudan finanse edilmiş..
CİA bu kapsamda yıllık 1,7 milyon dolarlık bütçe ayırmış ve 180 bin dolarlık kısmını bizzat Dalai Lama’ya aktarmış.
Kardeşleri Gyalo Thondup ve Norbu Thondup’un da CIA ile birebir çalıştığı ifşa olmuş.
Colorado’da gerilla eğitimi almışlar. Nepal’de kurulan üslere, paraşütle silahlar bırakılmış.
Bizim için de ne kadar tanıdık oyunlar değil mi?
Soğuk Savaş döneminde Çin’i yıpratma stratejisinin parçası denilip aklanmaya çalışılıyor.
Dalai Lama, yıllar sonra “başta haberim yoktu” dese de, paranın kesildiği gün şu cümleyi kurdu:
“Anladım ki ABD’nin derdi Tibet değil, Çin’di.”
Bu hikâye bize basit ama hayati bir ders veriyor..
Nobel ambalajı, barış nutukları ve “manevi lider” etiketleri, çoğu zaman istihbarat operasyonlarının süslü kılıfıdır.
Ve şimdi aynı filmin Türk versiyonu oynuyor. Sadece oyuncular değişti.
Batı medyasının son yıllardaki gözdesi Ekrem İmamoğlu. The Economist kapak yapıyor, Financial Times “Türkiye’nin geleceği” diye sunuyor, Washington Post, BBC, DW övgü yarışında. “Halkçı”, “genç”, “değişimin umudu” etiketleri havada uçuşuyor.
Ancak 2025’in başında patlayan siyasal casusluk soruşturması, bu masalı çatlatmaya yetti. Soruşturmanın odağında İmamoğlu’nun kampanya ekibinden Hüseyin Gün bulunuyor. Telefon kayıtlarından çıkan isimlere bakın:
– Eski CIA yöneticisi Jami Miscik,
– Siber istihbaratçı Aaron Barr,
– MOSSAD ve MI6 bağlantılı numaralar…
Gün ifadesinde, “İmamoğlu projesi” adı verilen operasyonu, seçmen verilerinin yurt dışına aktarıldığını ve rakip siyasi tabanların analiz edildiğini kabul ediyor. 2019’dan beri bazı CHP’li aktörler üzerinden “kontrollü muhalefet” inşa edildiği iddiası dosyada yer alıyor. FETÖ bağlantıları, Pensilvanya hattı, yabancı fon akışları… Hepsi aynı çerçevenin parçaları.
Soru şu: Dalai Lama Çin’e karşı kullanıldıysa, İmamoğlu da Türkiye’ye karşı mı devreye sokuluyor?
Belki de İmamoğlu bile durumdan habersizdir..
Ya da ben inanmak istemiyorum!..
YAZININ DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN>>>