Gündem
Trilyonluk bütçe kullanıp çay çorbayla övünüyorlar! 3 trilyonluk çorba
CHP’nin yönetimindeki toplam 433 büyükşehir, il, ilçe ve belde belediyelerinin, 2026 yılı için borçlanma limitleriyle birlikte; ortalama 3 trilyon lirayı yönettiği ortaya çıktı. Ana muhalefet partisinin elindeki belediyelerin önemli bir bölümü milyarlarca liralık yolsuzluk soruşturmalarıyla gündemi meşgul ederken; ne ulaşım, ne alt yapı, ne kentsel dönüşümde önemli yatırım görülmüyor. CHP’li belediyeler kent lokantası, süt ve çorba dağıtımı, heykel ve anıt yapımı gibi faaliyetlerle göz boyama ve algı çalışması dışında hizmet üretmezken, kullandıkları devasa bütçelerin nereye gittiği ise merak konusu.
HESABININ SORULMASI LAZIM
CHP’nin beceriksizliğini Akit’e değerlendiren TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu Üyesi, AK Parti Uşak Milletvekili İsmail Güneş bakın neler söylüyor: “Bayağı bir büyük bir meblağda bütçeler var. Tabii ki vatandaştan para toplamak kadar paranın nereye harcandığı da çok önemli. Dolayısıyla da, milletimiz, verdiği vergini nereye gittiğini bilme hakkına sahip. 2019’dan beri CHP’li belediyelerin göze görünür büyük bir yatırımları yok. Peki bu paralar nereye gidiyor? Millet de merak ediyor. ABB’nin konser harcamalarında meydana gelen 155 milyon lira kamu zararına ilişkin mahkeme devam ediyor. Vatandaşlar haklı olarak ‘biz verdiğimiz paraları birileri zengin olsun diye vermiyoruz’ diyorlar. Bu kaynakların yatırıma dönüşmesi, şehri güzelleştirmesi ve dolayısıyla da vatandaşların ihtiyaçlarının giderilmesi anlamında değerlendirilmesini istiyorlar. Fakat CHP’li belediyeler yaptıkları işleri de genelde göstermelik yapıyorlar. İşte küçük bir lokanta açıyorlar veya diyelim ki belli bir yerde vatandaşa bir şey dağıtıyorlar. Fakat bunu o şehrin tamamına dağıtmış gibi bir algı yapıyorlar. Yani algılarla değil de gerçeklerle ülkeyi yönetmek lazım. Sayıştay, personel yetersizliğinden dolayı her yeri sürekli olarak denetleyemiyor. Belli yıllarla denetleniyor. Bunların her yıl denetlenmesi lazım. Kanunlara, nizamlara uymayan harcama yapanlardan hesabının sorulması lazım. Ve neticede vatandaşımız bunun hepsine şahitlik ediyor. Gerektiği zaman da gereğini yapacaktır diye düşünüyorum.”
YATIRIM, HİZMET YOK ‘PR’ VAR
Belediyecilikten gelen AK Parti İstanbul Milletvekili İsmail Erdem de şöyle konuştu: “Kanun gereği belediyeler bütçelerinin yüzde 30’unu aşmayacak şekilde personel giderini ayarlamak zorunda. Ancak belediyelerin kurmuş oldukları yan kuruluşlar, şirketlerle şu anda CHP’li belediyelerde bu oran yüzde 75, 80, 83’e kadar çıkıyor. Bir belediyenin bütçesinin yüzde 80’leri personele gidiyorsa o belediyenin yatırım yapma imkânı yok. Biz de belediye başkanlığını yaptık. Belediyeler en az bütçesinin yüzde 30, 35’ini yatırıma ayırmak zorunda. Ama bugüne kadar görülen şu ki, CHP’li belediyeler bütçeleri çok hor kullandılar. Yatırımdan daha ziyade işi propagandaya dökecek, PR çalışmalarına yönelik ajanslarla ortak işler tutarak, Türkiye’de başta büyükşehirler olmak üzere halkın büyük kaynaklarını maalesef heba ettiler. Yani bugün Ankara, İstanbul, İzmir gibi büyük metropollerde, büyükşehirlerde bir yıl yatırım yapmadığınız zaman o şehir 5 yıl geri gidiyor. Artan nüfus var, dünyadaki gelişmeler var, yenilikler var ve bunlar hep yatırımlarla yönetilecek şeyler.
5 YIL SONRA ŞEHİRLER YAŞANMAZ
Belediyelerin kaynakları maalesef çarçur ediliyor ve en son işte yolsuzluklarla ilgili iddianamede de gözüktüğü şekliyle kaynaklar tamamen propaganda amaçlı olarak kullanılıyor. Ayrıca yüksek miktarda da personel giderleri var. Tabii yıl sonu, bazen iki senede bir Sayıştaycılar gelir. Bütün kamu kurumlarını olduğu gibi belediyeleri de denetliyorlar. Son Sayıştay raporları da açık. Tamamen israfa ve propagandaya yönelik, PR çalışmalarına yönelik büyük harcamalar var. Birçok yolsuzluk iddiaları ortaya çıkıyor. Bence denetimlerin daha da ziyadeleştirilmesi, artırılması gerekir. Yani en azından yatırıma gidecek kaynakların mutlak zaruret hale getirilmesi. En azından yatırımlara da yüzde 30 bütçeden pay ayrılması gibi bir zaruret, düzenleme yapılmalıdır. CHP’li belediyeler maalesef geçmişteki yapılan hizmetlerin üzerine konarak günü gün etmeye çalışıyorlar. Ama İstanbul, Ankara, İzmir gibi şehirlerde 3-5 yıl sonra başta ulaşım olmak üzere yaşanılmaz hale gelecek.”
Kaynak: Yeniakit
İlişkili haber:
İlişkili haber:
İlişkili haber:
İlişkili haber: