AKİT MENÜ

Gündem

“Bu millet padişahı boğdu” tehdit değil, “beyaz toros” tehdit mi?

Ali Karahasanoğlu bu günkü yazısında, Fatih Altaylı'ya verilen 4 yıl 2 aylık hapis cezasını gündeme taşıdı. Yazar, bu cezanın hukuksuz olduğunu savunan muhalif kesimin daha önce tehdit suçunun ciddiyetini vurgulayan söylemlerini hatırlatarak çifte standartlarını bir bir gözler önüne serdi. İşte Karahasanoğlu’nun bu günkü yazısı…

Yücel Kaya

ALİ KARAHASANOĞLU

Nefes gazetesinde bir haber. Bir kadın cinayeti..

“Kapalı görülen duruşmada bilirkişi raporuna yansıyan kayıtlarda sanığın, ‘Eceline susamışlar. Üç ay sonra ayağın bir taşa takılabilir’ gibi tehdit içerikli ifadeler kullandığı tespit edildi.”

Haberde, “Ayağın bir taşa takılabilir” sözü sebebi ile tehditte bulunulduğu, ilgili kişiye uzun bir ceza verilmediği, sonuçta da tehdit içeriğindeki suçun işlendiği hatırlatılıp, “tehdit suçundan cezanın zamanında verilmemesinin” sonucu, cinayete cesaret edildiği aktarılıyor.

Feminist dernekler, CHP’liler, kemalist gazeteciler hep birlikte bu ve benzeri olaylardan sonra, eleştiride bulunuyorlar: “Tehditlere sessiz kalınıldı. Sonuçta da tehdit edilen suç işlendi”.

Bir başka örnek:

 

Sezgin Tanrıkulu konuşuyor: “Suçlar korku, tehdit ve benzeri sebepler yüzünden 6 aylık şikayet süresi nedeniyle soruşturulamamakta veya kovuşturulamamaktadır.”

Tehdit suçunun, işlevsel olarak cezalandırılması için, şikayet süresinin kaldırılmasını, tehdit suçunun fiilen cezalandırılabilinmesi için çok önemli olduğunu söylüyor.

Daha onlarca gazete haberinden, eşlerini tehdit eden kişilerin niçin cezaevine konulmadığını, sonrasındaki şiddetin de, önceki tehditlerin cezasız kalmasından kaynaklandığını aktaran ifadeleri sizlere alıntılayabilirim..

Ama ardı ardına onlarca benzeri haberi, hafızanızda canlandırmış olmalısınız.. 

 

Dolayısı ile bu kadarı yeterlidir sanırım.

Ve gelelim, aktüel konumuza..

Fatih Altaylı’ya verilen 4 yıl 2 ay hapis cezasına..

Cumhur İttifakı karşıtı kim var ise, hepsi kararı hukuka aykırı görüyorlar.. Hatta AK Parti’ye yakın bazı isimlerden dahi, “Hayır bu olmadı” diyenler var..

Birkaç örnek vereyim:

Dindar insanlara haksız isnatlarla suçlama yönelten, kimisini sapık, kimisini hırsız ilan ettikten sonra.. Suçlanan kişinin yakınlarından birisinin de sosyal medyada “Görürsün sen” dediği an.. Soluğu savcılıkta alan Murat Ağırel şöyle demiş:

 

“Fatih Altaylı’nın söylediği söz aslında çok net, açık ve seçik ortada. ‘Mahkemede nasıl olsa doğru ortaya çıkar’ diyorsunuz; fakat bırakın doğrunun ortaya çıkmasını, daha da kötüsüyle karşılaşıyorsunuz. Bu ülkede kafayı yememek için kafayı yemiş olmak gerekiyor.”

Dindar insanlara karşı benzer tavırları ile bilinen Barış Pehlivan da eski tartışmalarda Altaylı ile birbirlerine ettikleri hakaretleri unutmuş, şimdi siyasi iktidara vurmak için bu fırsatı kaçırmamış:

“Bu adalet, hukuk, vicdan değil. Başka bir şey, başka bir şey.”

Ve kendisi de eski bir avukat olması hasebi ile üzerinde ayrıntılı durmamız gereken Sezgin Tanrıkulu’nun yorumu:

“Sözle nasıl suikast yapılır? Sözle nasıl fiili saldırı yapılır; imkansız. Ancak şunu biliyoruz ki içinde bulunduğumuz dönemde Cumhurbaşkanının şikayetçi olduğu davalarda hiç kimsenin beraat etme ihtimali yoktur.”

Hemen onlarca davada, Cumhurbaşkanına hakaretten verilen beraat kararlarını Sezgin Tanrıkulu’nun önüne koyarız ama..

Utanacağını sanmıyorum..

Benim için daha önemlisi, okurlarımızın önüne, gerçeği koyabilmek..

Bunun için de, Sezgin Tanrıkulu’nun, daha önceki açıklamalarına baktım..

Çok zor olmadı..

Kendisine gelince, “tehdit” suçunu nasıl önemsediğini gösteren bir açıklama:

Hem de.

Öyle yıllar öncesinden değil. Aylar öncesinden değil.. Dünkü bir konuşmasından.

Evet, evet. Yanlış okumuyorsunuz.. Sezgin Tanrıkulu, dün “Söz ile nasıl suikast olur” diyerek savunduğu Fatih Altaylı’ya verilen cezayı eleştirmesinden belki de bir saat önce, belki bir saat sonra, Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu’nda Adalet Bakanlığı bütçesi görüşülürken şunları söylüyor:

“90’lı yıllardaki zorla kaybetmelerin simgesi olan ‘Beyaz Toros’ bir savcının masasında nasıl konulabilir. Bu bir tehdit ve meydan okumadır.”

YAZININ DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYIN>>>

Yorumlara Git

Mardin’deki dehşette şok tutuklama! Katil komşu çıktı

Akademide üretkenliğe göre emeklilik! Üniversitelerde emeklilik yaşı 75’e çıkıyor

Ekümenik iddiasına Papa kılıfı

Kültür A.Ş.’de şok skandal! Ruhsatsız şubeler ve silinen kayıtlar

Tarihî ziyaret başladı! Papa 14. Leo Türkiye’de Erdoğan'la görüşecek