Aktüel
'Fıtratın Sesini Bastıran Çağ!'
Şeyma Demircan Namazcı Mirat Haber'de yazdı: Kötülüğün, bencilliğin ve tembelliğin bir psikolojik hastalık etiketiyle hafifletildiği bir çağda çocuk yetiştiriyoruz. Kötüyle iyinin birbirine karıştığı, yanlışa “doğru” deme baskısının üzerimize çöktüğü tuhaf bir çağ bu. Artık yanlışın yanlış olduğunu söylemek bile kimi çevrelerde “farklılıklara saygısızlık” olarak algılanıyor.
Şeyma Demircan Namazcı Mirat Haber'de yazdı: Kötülüğün, bencilliğin ve tembelliğin bir psikolojik hastalık etiketiyle hafifletildiği bir çağda çocuk yetiştiriyoruz. Kötüyle iyinin birbirine karıştığı, yanlışa “doğru” deme baskısının üzerimize çöktüğü tuhaf bir çağ bu. Artık yanlışın yanlış olduğunu söylemek bile kimi çevrelerde “farklılıklara saygısızlık” olarak algılanıyor.
Bugün fıtrata aykırı olduğu hem yaratıcı tarafından hem de gelişimsel bulgularla bildirilen cinsiyetsizlik anlayışı; çizgi filmlerden kitaplara, oyuncaklardan sosyal medya içeriklerine kadar geniş bir alana yayılmış durumda. Dün günah ve yanlış sayılan davranışlar bugün “normal” diye sunuluyor. Bu nedenle kendimize sormak zorundayız:
Çocuklarımız bu maruz bırakılma ve normalleştirme çabalarının içinde nasıl sağlam kalacak? Bize düşen görev nedir?
Cinsiyet, Fıtratın Dilidir
Çocuklar yaklaşık üç yaşından itibaren cinsiyetlerine uygun rol davranışları sergilemeye başlar; çünkü ilk gördükleri model anne ve babadır.
Kız çocukları annelerini, erkek çocukları babalarını yansıtır. Bu sağlıklıdır, doğaldır ve gelişimin yapıtaşıdır.
Ancak günümüzde cinsiyetine uygun kimlik geliştirmekte zorlanan çocuklara daha sık rastlıyoruz. Bunun temel sebeplerinden biri:
Kız çocuğuna kız gibi, erkek çocuğuna erkek gibi davranılmaması.
Cinsiyetsiz kıyafetler, unisex oyuncaklar ve “cinsiyetsiz çocukluk” anlayışı, bu belirsizliği daha da artırıyor. Bu nedenle çocuğu cinsiyetine uygun giydirmek, ilgi alanlarını bu doğrultuda yönlendirmek önemlidir.
Elbette her iki cinsin de ortak yapabileceği uğraşlar vardır; ancak takılarla süslenmek isteyen bir erkek çocuğuna bunun kızlara özgü olduğu net ama sevgiyi koruyan bir tonla anlatılmalıdır.
Rol Modeller Görünür Olmalıdır
Çocuğun sağlıklı kimlik geliştirmesi için anne ve baba rollerinin evde görünür olması gerekir.
Tüm yükün bir ebeveynde toplanması, o ebeveyne aşırı hayranlık ve yanlış rol algısı oluşturabilir.
Bu yüzden özellikle:Erkek çocuklarının babalarıyla, kız çocuklarının anneleriyle düzenli vakit geçirmesi önemlidir.Bir erkek çocuğun cuma namazına babasıyla gitmesi veya bir işe eşlik etmesi, onun “erkekliğin rolünü” gerçek hayatta görmesini sağlar. Erkek modeli görmeden büyüyen bir çocuğun annesini taklit etmesi doğal olsa da gelişim açısından risklidir.
Mahremiyet, Kimliğin Koruyucusudur
Mahremiyet eğitimi cinsiyet gelişiminin omurgasıdır.
Çocukları ulu orta soyundurmak, “nasıl olsa kardeşler” diye birlikte yıkamak, başkalarının çocuğun altını değiştirmesine izin vermek; hem beden algısını hem de cinsiyet farkındalığını zedeler.
Çocuk kendine özel alanın ne olduğunu, kimlerin ona yaklaşabileceğini, nerede sınır olduğunu mutlaka bilmelidir. Bu sınır, kimlik gelişiminde güçlü bir koruyucu kalkan görevi görür.
Dijital Dünyanın Çekim Gücü ve Rol Modeller
Evde yeterince değer görmeyen, duyulmayan, başarıları fark edilmeyen çocuklar sosyal medya mesajlarına daha açık hâle gelir. Dijital dünyanın “farklı ol, kendini göster, sınır tanıma” çağrıları; çocuğu fıtratından uzak bir kimliğe sürükleyebilir.
Bugün medyada parlatılan cinsiyetsiz figürlerin çocukların dikkatini çekmese bile normalleştirilmiş olması, ebeveyn açısından dikkat gerektirir. Bu nedenle çocuklara:
Normalleştirilen her şeyin doğru olmadığı,saygı duyulması gerekenle yanlışın ayırt edilmesi gerektiği mutlaka öğretilmelidir.
Görevimiz;
Çocuklarımıza kimliklerinin, fıtratlarının ve cinsiyetlerinin Allah tarafından verilen bir emanet olduğunu öğretmektir.
Çocuğun kalbini biz doldurursak umulur ki başkası gelip tahrip edemez.
Kimliğini biz doğru inşa edersek, dünya yıkamaz.
Şeyma Demircan Namazcı