Gündem
İşte celladın kıyım listesi
Terörsüz Türkiye sürecinden rahatsız olan CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in başlattığı cellat polemiği, partisinin kanlı ve zulümlerle dolu tarihini yeniden gündeme getirdi. CHP’li dönemlerde yaşanan katliamlar, idamlar, zulümler, asıl celladın kim olduğunu ortaya koyuyor. Cumhuriyetin ilk yıllarında, Anadolu’nun pek çok bölgesinde Hilafet’ten vazgeçmeyen halkın Ankara hükümetine haklı itirazları kanlı şekilde bastırıldı. Cumhuriyet rejimi için sakıncalı bulunan binlerce münevver, alim, hoca, eğitimli insan İstiklal Mahkemelerinde yargılanarak idam edildi.
Ülkemize sığınan Azerbaycanlı kardeşlerimizin 1944’te Rus zalimlerine teslim edildiği ve oracıkta kurşuna dizilerek şehit edildiği Boraltan Köprüsü faciası da CHP’nin tarihimize kazıdığı bir utanç vesikası. İskilipli Atıf Hoca şapka kanunundan önce yazdığı “Frenk Mukallitliği ve Şapka” risalesi sebebiyle 1926’da Ankara’da asıldı. Erbilli Esad Efendi de Menemen provokasyonu bahanesiyle 84 yaşında idamla cezalandırıldı.
MENDERES EN BARİZ ÖRNEK
Cumhuriyet rejimi için sakıncalı bulunan binlerce münevver, alim, hoca, eğitimli insan İstiklal Mahkemelerinde yargılanarak idam edildi. İstiklâl mahkemesi celladı Kel Ali’nin, “Sadece ben 5 bin 216 kişiyi idam ettim” sözü, o karanlık dönemde hayattan koparılanlar hakkında fikir veriyor. Yargılanan 60 binden 15 bininin idam edildiği belirtiliyor. Mahkeme üyeleri idamla korkuttuğu insanlardan büyük miktarlarda rüşvetler de alıyordu. CHP, Demokrat Parti iktidarına yönelik 27 Mayıs 1960 darbesinde de aktif rol oynadı. CHP, Başbakan Adnan Menderes, Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan’ın idam edildiği 27 Mayıs darbesini “Hürriyet ve Anayasa Bayramı” olarak yıllar boyunca kutladı!
DENİZ GEZMİŞ VE ARKADAŞLARI
Solculukla övünen CHP, 12 Mart 1971 muhtırası sonrası, Türkiye Halk Kurtuluş Ordusu (THK) liderleri Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ın idam cezası Meclis’te oylanırken onları yüzüstü bıraktı. 30 CHP’li milletvekili idama “evet” oyu kullanırken 52 CHP’li milletvekili de oylamaya katılmadı.
MEZARINDA BİLE İDAM ETTİLER!
İskilipli Atıf Hoca’yı Şapka Kanunu’na muhalefetten 1926’da idam eden zihniyetin Erzurum’dan Erzincan’a geçerek İbrahim Hakkı Efendi’ye gıyabında idam cezası verdi. İbrahim Efendi, haberini aldığı günün ertesi sabahı namazını kılarken vefat etti. Ancak hızını alamayan cuntacılar, Kemah ilçesine bağlı Müşekrek Köyü’ndeki kabrini açtırarak ölümü teyit ettirdi. Necip Fazıl Kısakürek, 1969 yılında yazdığı “Son Devrin Mazlumları” kitabında, Şeyh Said, İskilipli Atıf Hoca, Esad Erbilî Hazretleri, Bediüzzaman Said Nursî ve Dersim mağdurlarının yaşadıklarını şahitlerden de dinledikleriyle cesur bir dille anlatmıştı.
AZINLIK MALLARINA EL KOYDULAR
CHP, 2. Dünya Savaşı’nın ardından başlayan kıtlık ve pahalılığa çözümü Müslüman ve Türk olmayanların mallarına yasayla el koymakta buldu. Vergiler yüzünden insanlar evlerini, neredeyse tüm varlıklarını satmak zorunda kaldı, sürgüne gönderildi. 27 Ocak 1943’te Ermeni ve Rum halkından oluşan 32 kişi Aşkale’ye sürgün edildi. Şubat ve Eylül arasında bin 869 kişi istenen miktarını toparlayamadı ve polislerce evlerinden alınıp sürgüne gönderildiler. Kalan bin 229 kişiyse Aşkale ve Sivrihisar’daki çalışma kamplarına yollandı. Tüm bu süre zarfında kamplara gönderilen kişilerin toplamı 2 bin 57’yi buldu. Ağır çalışma koşullarına dayanamayan 21 kişi hayatını kaybetti.
PEKİ ŞİMDİ CELLAT KİM?
Tarihçi Yazar Mustafa Armağan da konuya ilişkin şunları söyledi: “Özgür Özel’in başlattığı ‘Cellat polemiği’nde Erdoğan’ın grup toplantısındaki konuşmasında zikrettiği hukuksuz infazlardan biri de Özalp katliamıdır. 1943 yılanda Van’ın Özalp ilçesi yakınlarında İran sınırından Türkiye’ye hayvan kaçakçılığı yaptıkları gerekçesiyle yakalanan 33 Kürt köylü 3. Ordu Komutanı Tuğgeneral Mustafa Muğlalı’nın emriyle yargılanmadan kurşuna dizilerek öldürülmüştü. Aralarında 14-15 yaşında çocuklar vardı. İşin ilginç yanı, Muğlalı’nın bu olaydan sonra Orgeneralliğe yükseltilmiş olmasıdır. Dahası, Van’a giden İnönü’nün yanına Muğlalı’yı alarak adeta onun arkasında olduğunu halka göstermiş olmasıdır. Olay yıllarca kamuoyundan saklandı. 1949 yılında Demokrat Parti’nin zoruyla açılan ikinci Muğlalı’yı idama mahkûm etti. Yaş haddinden cezası 20 yıla indirildi ancak Muğlalı 11 Aralık 1951’de cezaevinde ölü bulundu. Özalp Katliamı celladın kim olduğunu ayan beyan gösterir. Erdoğan haklı olarak bu olayı ‘Kürtler kimin cellat olduğunu iyi bilir’ diye hatırlattı.”
Yeniakit