Gündem
ABD’de Siyonist Lobiler Tartışması: “Açık Mesajlar Krizin İşareti mi?” Prof. Selman Öğüt yazdı
ABD’de başkanlık seçimlerinin ardından, Siyonist lobilerin Amerikan siyaseti üzerindeki etkisine dair tartışmalar yeniden alevlendi. Prof. Dr. Selman Öğüt, kaleme aldığı yazıda, son dönemde art arda gelen açıklamaların, Washington’daki güç dengelerinde ciddi bir çatlağa işaret ettiğini savundu.
This browser does not support the video element.
Öğüt, eski ABD Başkanı Donald Trump’ın bazı çevrelerce “ABD’nin ilk Yahudi başkanı” olarak nitelendirilmesini ve İsrail Başbakanı Netanyahu’nun “Yahudiler olmasa ABD olmazdı” şeklindeki sözlerini hatırlatarak, bu ifadelerin olağan siyasi retoriğin ötesine geçtiğini belirtti. Öğüt’e göre, “Bu kadar açık konuşuluyorsa, perde arkasında bir kriz vardır.”
“Yahudi Lobilerinin Etkisi İlk Kez Ters Tepti”
Prof. Dr. Öğüt, son seçim sürecinde Siyonist çevrelerin Trump yerine Kamala Harris’e destek verdiğine yönelik yorumların, ABD kamuoyunda ciddi tepki doğurduğunu ileri sürdü. Bazı analizlerde, “Yahudi lobilerinin açık desteğinin ilk kez bir adayın kaybetmesine yol açtığı” yorumlarının yapılmasının dikkat çekici olduğunu ifade etti.
Trump’ın daha önce dile getirdiği, “İsrail lobilerinin artık ABD’deki en güçlü lobiler olmadığı ve İsrail karşıtlığının arttığı” yönündeki sözlerini hatırlatan Öğüt, bu açıklamaların bugün yaşanan tartışmalarla birlikte yeniden anlam kazandığını savundu.
“Ulusalcı Hristiyanlar ile Siyonistler Arasında Gerilim”
Yazıda, ABD’de ulusalcı Hristiyan kesimler ile Siyonist çevreler arasında ideolojik ve siyasi bir kopuş yaşandığı iddia edilirken, bu gerilimin toplumsal yansımalarının tehlikeli bir noktaya evrilebileceği öne sürüldü.
Öğüt, bazı uzmanların ABD’de Yahudilere yönelik tepkinin arttığına dair uyarılarını aktardı; ancak bu noktada genellemelerin ve kışkırtıcı söylemlerin yeni toplumsal krizlere zemin hazırlayabileceğine de dikkat çekti.
Tarihi Benzetmelere Dikkat Çekti
Prof. Dr. Öğüt, İkinci Dünya Savaşı dönemine atıfla yapılan bazı tarihsel benzetmelerin bugün tekrar dolaşıma sokulmasını da ele alarak, “Mağduriyet üzerinden kurulan siyasal dilin her dönemde aynı sonucu vermeyeceğini” savundu.