AKİT MENÜ

Gündem

Cevdet Yılmaz’dan enflasyon mesajı: 2026’da yüzde 20'nin altına 2027’de tek haneye indireceğiz

TBMM Genel Kurulunda 2026 yılı bütçe görüşmelerinin kapanış konuşması yapan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, enflasyonu düşürmekte kararlı olduklarının altını bir kez daha çizdi. Yılmaz "Arz tarafını güçlendiren reform adımları ve talep yönetimindeki kararlılığımızla, 2026 yılında enflasyonu yüzde 20'nin altına, 2027 itibarıyla ise yeniden tek haneli rakamlara indireceğiz" dedi.

AA
Güncelleme Tarihi:

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, TBMM Genel Kurulunda 2026 yılı bütçe görüşmelerinin kapanış konuşması yaptı. Yılmaz, Türkiye ekonomisinin dünya genelinde risk ve belirsizliklerin hakim olduğu 2025 yılında, dengeli ve sürdürülebilir bir zemin üzerinde istikrarla büyümeye devam ettiğini söyleyerek, "2024 yılında yüzde 3,3 büyüyen ekonomimiz, 2025'in ilk dokuz ayında yıllıklandırılmış olarak yüzde 3,7'lik bir performans sergileyerek 21 çeyrektir süren kesintisiz büyüme başarısını korumuş ve üretim gücümüzün dayanıklılığını kanıtlamıştır" şeklinde konuştu.

CHP’Lİ EMİR’E: YALANI BİZ DEĞİL SİZİNKİLER SÖYLÜYOR

Büyümenin enflasyondan arındırıldığını belirten Yılmaz, "Sayın Murat Emir bunu kendi partinizden bilenlere sorun. Yalan sözünü size yakıştıramadım. Asıl yalanı size o hiçbir teknik dayanağı olmayan tabloları hazırlayanlar söylüyor" diye konuştu.
Yılmaz, şöyle konuştu: "Türk lirasının kazandığı direnç ve ekonomi yönetimindeki güçlü eşgüdüm, atılan adımların ne denli sağlam bir zemine oturduğunu kanıtlar niteliktedir. Uygulanan programın başarısı, Kasım 2025 de verilerine net bir şekilde yansımış durumdadır. Yıllık tüketici enflasyonunun yüzde 31,1'e, mal grubu enflasyonunun ise yüzde 18,6 seviyesine gerilemesi, sürecin meyvelerini vermeye başladığını göstermektedir. Aralık ayında da bu düşüş trendinin sürmesini ve 2025 yılını yüzde 30'un biraz üzerinde bir rakamla kapatacağımızı tahmin ediyoruz. Ocak enflasyonu ile birlikte oranın yüzde 30'un altını, yani 20'li rakamları görmesini bekliyoruz. Arz tarafını güçlendiren reform adımları ve talep yönetimindeki kararlılığımızla, 2026 yılında enflasyonu yüzde 20'nin altına indirmeyi, 2027 itibarıyla ise yeniden tek haneli rakamlara ulaşmayı hedefliyoruz. Bu yolda para ve maliye politikalarımız tam bir ahenk içinde işlemeye devam edecektir. Bu çerçevede, yeniden değerleme oranını uygularken, enflasyonla mücadeleye destek olacak bir yaklaşım içinde olacağız."

DÜNYANIN 11. BÜYÜK EKONOMİSİYİZ

Satın alma gücü paritesine göre, Avrupa Birliği ülkelerinin kişi başına gelirinin ortalamasıyla Türkiye verilerinin kıyaslandığında, yakınsama oranının 2002 yılında yüzde 38,3 iken 2024 yılı itibarıyla bu oranın yaklaşık yüzde 70 olarak gerçekleştiğini ifade eden Yılmaz, "Bu rakamın 2025 yılında yüzde 71'i ve 2026 yılında ise yüzde 72'yi aşması öngörülmektedir. Başka bir ifadeyle, 2002 yılında Avrupa'da ortalama bir vatandaş kişi başına 100 liralık bir gelire sahipken bizim vatandaşımız 38 liralık bir gelire sahipti. Son verilere göre ise 2024 yılında vatandaşlarımızın geliri 70 liraya ulaşmış olup önümüzdeki dönemde de kararlılıkla uygulanan politikalar sayesinde bu yakınsamanın devam etmesi, Türkiye'nin güçlü, rekabetçi ve yüksek gelirli ülkeler ligindeki yerini daha da sağlamlaştırması hedeflenmektedir. 2025 yılında 1,5 trilyon doları aşan bir büyüklük ile nominal bazda dünyanın 16'ncı, satın alma gücü bazında ise dünyanın 11'inci ekonomisi olmayı bekliyoruz" şeklinde konuştu.

HALKIN REFAHI ARTACAK

Orta ve uzun vadeli büyüme perspektifine "Türkiye Yüzyılı" vizyonu kapsamında "Terörsüz Türkiye" ve "Terörsüz Bölge" sürecinin de son derece olumlu katkılarda bulunacağını söyleyen Yılmaz, "Güven ve huzur ortamı yatırım ve ticareti güçlendirecek, başta Doğu ve Güneydoğu illerimiz olmak üzere ülkemizin genel olarak potansiyeli daha yüksek oranda harekete geçirilmiş olacaktır. Kalkınma Yolu, Zengezur Koridoru ve Hicaz Demiryolunun yeniden canlanması gibi stratejik projeler ile birlikte bölgemizde de refah artacak, istikrar güçlenecektir. İşgücü piyasasında önceki yıllarda elde edilen kazanımların korunması ve güçlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Mevsimsel etkiden arındırılmış istihdam, üçüncü çeyrekte 65 bin kişi artmış, işsizlik oranı yüzde 8,5 olmuştur. Bu olumlu eğilim Ekim ayında da sürmüş; istihdam aylık bazda 185 bin kişi artarken işsizlik oranı 0,1 puan düşmüştür. Bu görünüm ekonomimizin dayanıklılığının somut bir göstergesidir" diye konuştu.

MERKEZ’İN REZERVİ 27.3 MİLYAR DOLAR ARTTI

Yılmaz, Merkez Bankası'na ilişkin olarak, "Merkez Bankamızın brüt rezervlerine baktığımızda, 12 Aralık 2025 tarihi itibarıyla, 190,8 milyar dolar seviyesinde gerçekleşen brüt rezervler, geçen yılın aynı dönemine göre 27,3 milyar dolarlık güçlü bir artış göstermiştir. Geçici bir süre için hayata geçirdiğimiz kur korumalı mevduat uygulamasını da bu yıl sonlandırmış bulunuyoruz ve çok kısa bir süre içinde bu kapsamdaki bakiyenin de tamamen biteceğini öngörüyoruz. Ülkemizin kredi risk priminin de uyguladığımız programla beraber ciddi bir şekilde düşmeye devam ettiğini görüyoruz. Geldiğimiz noktada 207 baz puan civarında seyreden kredi risk priminde Mayıs 2018'den bu yana en düşük seviyedeyiz. Dolayısıyla risk görünümündeki söz konusu iyileşmeyle dış borçlanma maliyetlerinin gelişmekte olan ülkelere kıyasla daha fazla gerileme sağlamış olduğunu, yurt içi finansal piyasaların güçlü ve dengeli görünümünü koruyarak riskleri çok daha düşürdüğümüz bir noktada olduğumuzu ifade etmek isterim" şeklinde konuştu.

İSTİHDAMI KORUYANLARA İŞÇİ BAŞINA 3 BİN 500 LİRA DESTEK

Yılmaz. “Real sektörü desteklemeye devam ediyoruz. 493 milyar lirayı bu kapsamda reel sektör destekleri için ayırmış durumdayız. İzlediğimiz istikrar programının özellikle emek yoğun sektörlerde bazı sorunlar doğurduğunun farkındayız. Sürekli iş dünyamızla da istişare içindeyiz. Dolayısıyla bu emek yoğun sektörlerimizi özellikle tekstil, konfeksiyon, deri, mobilya gibi sektörler bunları desteklemek için bu sene 2 bin 500 lira işçi başı destek vermiştik. İstihdamını koruyan KOBİ'lerimiz için gelecek yıl bu desteği 3 bin 500 liraya çıkarıyoruz işçi başına. Sadece KOBİ'ler değil büyük ölçekli işletmeleri de bu kapsama alıyoruz. Dolayısıyla emek yoğun sektörlerimizi de gözetiyoruz. Finansman koşullarının makro olarak zaten iyileşeceğini görüyoruz. Faiz oranları, faiz indirim döngüsüne girmiş durumdayız" dedi.

450 BİNİNCİ ANAHTARI BU AY TESLİM EDİYORUZ

"Bir taraftan depremin yaralarını sarıyoruz. İnşa ve ihya çalışmaları yapıyoruz" diyen Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, "Son 2.5 yılda dile kolay. 90 milyar dolar ekstra bir harcama yaptık. Buna rağmen bütçe disiplinini koruduk. İşte borçlanmamızın faizlerdeki bir miktar artışın en temel gerekçesi de budur. Ama bu geçici bir durum. Bu artık önümüzdeki yıllarda gündemimizden büyük oranda kalkacak bir durum. Buna rağmen yolumuza devam ediyoruz. Bu noktada şunu da söylemeden geçemeyeceğim. Bu ayın sonunda 450 binden fazla hak sahibine anahtarları teslim edilecek" ifadelerini kullandı.

Yorumlara Git

Trafik sigortasında ezber bozuluyor: İyi sürücü daha az ödeyecek

Netanyahu’dan Türkiye karşıtı hamle: Atina ve Lefkoşa ile üçlü zirve

İletişim Başkanı Duran'dan bütçe açıklaması: Türkiye Yüzyılı vizyonunu güçlendiren yol haritası

Cevdet Yılmaz’dan enflasyon mesajı: 2026’da yüzde 20'nin altına 2027’de tek haneye indireceğiz

TBMM'de yumruklu kavga çıktı! Vekiller birbirine girdi