Aktüel
'Bosna ve Gazze: Katiller hesap verecek'
Yazar Dr. Selahattin Semiz 'Bosna ve Gazze: Katiller hesap verecek' başlıklı bir yazı kaleme aldı.
Yazar Dr. Selahattin Semiz'in kaleme aldığı işte o yazı;
Bosna Savaşı’nda olduğu gibi günümüzde Gazze’de tüm dünyanın gözü önünde soykırım ve katliam savaşlarının en acımasız en vahşi şekli devam ediyor. Bu vahşet sahnelerden biri, yapılan zulümlerin en çirkin şekli olan sivillere ve çocuklara saldıran, zevk için cinayet işleyen ‘Savaş Turisti’ denen ‘İnsan Safarisi’ yapan zalimlerin haberleri oluyor. Zalimliğin en karanlık en acımasız olanıyla, insanlığın en aşağılık yüzüyle karşı karşıyayız.
Bir zamanlar Bosna’da, 1992-1995 yılları arasında Saraybosna kuşatması yaşanırken, “keskin nişancı turizmi” adı altında işlenen vahşet, savaşın sadece cephede değil, vicdanlarda da kaybedildiğini gösterdi. Parayla av yapar gibi silah verilen bazı Batılılar, kuşatma altında açlıkla boğuşan sivillere dürbünlü tüfeklerle ateş açtı.
Bu karanlık tablo, sadece Bosna’ya ait değil. Bugün aynı karanlık, daha da derinleşerek Gazze’de hüküm sürüyor.
Gazze’de yıllardır süren abluka ve saldırılar, son aylarda tarifsiz bir vahşete dönüştü. Yıkılan evlerin enkazında can veren çocuklar, açlıktan ölen bebekler, suya ulaşamayan aileler. Ve yine, dünyanın dört bir yanından gelen bazı yabancı savaşçılar, bu kez Gazze’de “insan avı”na çıkıyor. Zevk için, eğlence için, bir “oyun” gibi.
Bu, sadece bir savaş değil; insanlığın çöküşüdür. Zalimliğin en karanlık, en acımasız haliyle; merhametin, vicdanın ve adaletin yok sayıldığı bir çağda yaşıyoruz. “Savaş turisti” adı verilen bu caniler, sadece masum insanlara kurşun sıkmıyor; insanlığın onuruna kast ediyor..
Keskin Nişancı Turizmi: Bosna’da İnsan Avı
Bosna’da 200 bin şehit, Srebreniska’da BM askerlerinin ihanetiyle güvenli bölgede katledilen 8 bin sivil, tecavüz kampları, toplu katliam mezarları vahşetin en acımasızı zannetmiştim. Ama daha alçağı, daha aşağılık ve zalimi varmış.
Bosna Savaşı sırasında bazı zengin Batılıların, Bosnalı Sırp askerlerine para ödeyerek Saraybosna çevresindeki tepelerde sivillere ateş etme “hakkı” satın aldığı iddia edildi. Bu kişiler, “savaş turisti” olarak adlandırıldı; hedefleri ise kadınlar, çocuklar, yaşlılardı. Bir kurşun yüz mark, bir insan hayatı ise sıfır değerindeydi.
Bu vahşet, İtalyan gazeteci Ezio Gavazzeni’nin Sarajevo Safari adlı belgeseliyle gün yüzüne çıktı. Tanık ifadeleri ve belgeler, İtalya’da 2025 yılında başlatılan soruşturmanın temelini oluşturdu. Milano Başsavcılığı, “gönüllü cinayet” ve “insanlığa karşı suç” başlıklarıyla bazı Batılıların peşine düştü.
Aliya İzzetbegoviç’in şu sözü, bu karanlığı özetliyor:
“Bunu hiç unutma evlat. Batı hiçbir zaman medeni olmamıştır. Bugünkü refahı ise döktüğü kan, akıttığı gözyaşı ve çektirdiği acılar üzerine kuruludur.”
Gazze’de Tekrar Eden Canilik
Bugün benzer bir tablo, Gazze’de yaşanıyor. İsrail’in yıllardır süren ablukası ve saldırıları, özellikle son aylarda sivilleri, çocukları, hastaneleri ve okulları hedef alarak bir soykırım boyutuna ulaştı. Açlıktan ölen bebekler, yıkılan binaların altında kalan çocuklar, suya ulaşamayan aileler. Ve yine, dünyanın dört bir yanından gelen bazı yabancı savaşçılar, bu kez Gazze’de “insan avı”na çıkıyor.
Uluslararası ajanslara göre bazı Amerikalı paralı askerler, yardım noktalarında görev yaparken “eğlenmek için” ses bombası ve gerçek mermi kullandıklarını itiraf etti. Yardım dağıtımı sırasında sivillere rastgele ateş açıldığı, bunun “oyun” gibi görüldüğü belirtildi.
TRT Haber’in aktardığına göre, İsrail keskin nişancıları yardım merkezlerine gelen aç sivilleri bilinçli olarak hedef aldı. Yaralanmaların çoğu baş ve göğüs bölgesinde yoğunlaştı. Ateşkes dönemlerinde dahi sivillerin keskin nişancı ateşiyle öldürüldüğü bildirildi.
Savaş sırasında İsrail askerlerinin sivillere yönelik sayısız sivil cinayetlerinde ikisi tüm dünyanın belleğine kazındı. 5 yaşındaki Hind Rajap ve 3 yaşındaki Rim Nabhan ın katledilmesi cinayetlerin en acısı ve alçağı olarak kabul edildi.
Gazze’de binlerce çocuktan iki acı örnek
5 yaşındaki Filistinli Hind Rajab, 29 Ocak 2024’te Gazze’de ailesiyle birlikte arabada mahsur kaldığı sırada yardım çağrısı yapmasına rağmen, İsrail ordusunun ateşi sonucu dedesiyle birlikte hayatını kaybetti. Araçta dedesi, kuzeni ve diğer aile üyeleriyle birlikteydi. Araç ateş altına alındıktan sonra sadece Hind hayattaydı
Hind, Filistin Kızılayı’nı arayarak şu sözlerle yardım istedi: “Çok korkuyorum, lütfen gelin. Lütfen gelip beni alması için birini çağırın.” Bu çağrı, dünya kamuoyunda derin bir etki yarattı.
Filistin Kızılayı, Hind’i kurtarmak için iki sağlık görevlisini gönderdi. Ancak ambulans da hedef alındı ve iki sağlık görevlisi hayatını kaybetti. Günler sonra, Hind’in cansız bedeni dedesiyle birlikte kurşunlarla delik deşik olmuş araçta bulundu
Olay, tüm dünyada büyük yankı uyandırdı ve savaş suçları tartışmalarını yeniden gündeme getirdi. Hollanda’nın Utrecht kentinde, Hind’in öldürüldüğü aracın temsili bir modeli kurşun delikleriyle sergilenerek dikkat çekildi. Hind Rajab’ın Sesi afişiyle Filistin’deki soykırımı anlatan bir film yapıldı.
3 yaşındaki Rim Nabhan, Gazze’nin Nuseyrat Mülteci Kampı’nda yaşayan bir kız çocuğuydu. İsrail’in 2024’te Gazze’ye yönelik saldırılarında hayatını kaybetti. Rim’in cenazesinde dedesi Halid Nabhan’ın torununu gözlerinden öperek vedalaşması, “ Ruhumun ruhu” sözleriyle birlikte sosyal medyada büyük yankı uyandırdı. Daha sonra dedesi de İsrail’in saldırılarında hayatını kaybetti.
Rim’in ölümü ve dedesinin duygusal vedası, Gazze’deki çocuk ölümlerine dikkat çeken sembolik bir olay haline geldi. Rim’in doğum günü olan 23 Aralık’ın “Dünya Şehit Çocuklar Günü” ilan edilmesi için küresel bir kampanya başlatıldı.
Bu iki olay, savaşın çocuklar üzerindeki yıkıcı etkisini ve sivillerin korunmasının ne kadar hayati olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Rim ve dedesi Halid’in hikâyesi, sadece bir ailenin değil, tüm bir halkın yaşadığı acının sembolü haline geldi.
Savaş Suçları ve İnsanlık Onuru
Sivillere yönelik kasıtlı saldırılar, uluslararası insani hukukta açıkça savaş suçu olarak tanımlanır. Eğer bu saldırılar yabancı paralı askerler veya siviller tarafından “zevk” ya da “turizm” amacıyla yapılıyorsa, bu durum insanlığa karşı suç kapsamına girer. Bu tür eylemler, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin yetki alanına dahildir.
Sessizlik Zalimden Yana Olmaktır
Bugün, Bosna’yı unutmadan Gazze’ye bakmak, insanlık borcumuzdur. Bosna’da yaşananlar, insanlığın çöküş hikâyesiydi. Gazze’de yaşananlar ise bu çöküşün devamı. Failin kimliği çoğu zaman suçun tanımını değiştiriyor; güçlü olanın hukuku, mazlumu susturuyor.
Ama tarih bize bir şey daha öğretti: Zulüm ne kadar büyük olursa olsun, bir Musa mutlaka çıkar. Firavunlar ve zalimler bütün çocukları öldürse de, bir Musa hayatta kalır. Ve o çocuk, size insanlığı hatırlatacak. zalimi durduracak, mazlumu koruyacak. Hakkı ve hakikati hakim kılacak
Tüm dünyada ve Türkiye’de İsrail’e destek veren ve savaşmak için giden caniler varsa mutlaka onlarda bulunmalı ve yargılanmalıdır. Buradan yetkilileri göreve davet ediyorum. Türkiye’den İsrail’e gidip bu kanlı savaşa katılan kim varsa yargılansın ve cezası verilsin. Bunların hesabı mutlaka sorulsun.