Siyaset
CHP halktan kopuk
CHP’den istifa ederek AK Parti‘ye katılan Adıyaman Milletvekili Dr. Salih Fırat, çözüm sürecinin başlangıcından bu yana özellikle bölge halkının huzurlu ortamdan memnun olduklarını ifade etti. CHP’nin çözüm sürecine yönelik politikasını da eleştiren Fırat, “CHP, halk dilini konuşabilen siyaset üretemiyor. Milleti ve halkı tanımıyor” dedi.
Dr. Fırat’ın sorularımıza verdiği cevaplar şöyle:
- Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu’da ne gibi gelişmeler oluyor?
- Vatandaşlarımız son bir buçuk yıldır çözüm süreci başladığından bu yana çatışmasızlık ortamından memnunlar. Silahlı çatışmaların, şehitlerin ve ölen çocukların olmadığı bir ortamın devamından yana tavırlarını koydular. Barış süreci ile birlikte bölgenin ekonomik parametrelerindeki düzelme ve huzur ortamının da etkisiyle bölgenin kalkınmışlığını sağlıyor. Bu bölgede kimin yanına giderseniz gidin çözüm sürecinin bozulmamasından, devam etmesinden yana tavır aldıklarını göreceksiniz. Bu sürecin de provokasyonsuz geçmesi beklenemez. Elbette bu süreç sancılı geçecektir. Birileri süreci provoke etme gayretlerini sürekli sıcak tutmaya çalışacaktır. Fakat bazı münferit olaylar bizleri bu yöndeki çalışmalarımızdan alıkoyamaz.
“ÇÖZÜM SÜRECİ ARİTMETİK BİR TABLO DEĞİL”
- Çözüm sürecinin yeni aşamasından bahsediliyor. Bu yeni aşamada neler olacak?
- Çözüm süreci aritmetik bir tablo değil. Bu durum girift ve ardışık olayların bir bütünüdür. Bu ilk aşamada çatışma durumunun engellenmesi, silahlı PKK örgütü üyelerinin sınır dışına çekilmesi ve bir takım demokratik haklarla alakalı paketlerin oluşturulması ilk aşamadaki hedeflerimizdi ve gerçekleştirildi. Bunların yanında Kürtçe propaganda yapılması ve afişlerin asılması, Kürtçe’nin seçmeli ders olarak okullarda okutulması, ayrıca özel eğitim kurumlarında anadilde eğitim hakkının verilmesi Andımızın kaldırılması gibi demokratik gelişmeler oldu.
“CHP‘NİN ÇÖZÜM SÜRECİ İLE İLGİLİ FORMÜLÜ YOK
- Bu tür olumlu gelişmeler olurken CHP ve PKK içindeki bazı grupların olumsuz girişimleri söz konusu. Bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?
- CHP’nin bu anlamda olumlu bir girişimi olmadığı için onların bu konudaki durumunu değerlendirmek anlamsız olur. CHP’nin Çözüm süreci ile ilgili yapısal bir formülasyonun olmadığı aşikâr. Ayrıca çözüm sürecine katkı babında herhangi bir olumlu adım attıkları görülmedi. PKK içinde bazı gruplanmaların olduğu, yani homojen bir tavır içinde olmadıkları zaten göz önünde ve bu tür tavırları beklenen bir durumdu. Çünkü bazı guruplar çözümsüzlük durumundan nemalanıyor. Bunun yanında bir takım uluslararası güçler de Yeni Türkiye’nin iç sorunlarını halledip uluslararası arenada kendilerine rakip olsun istemiyorlar ve bu sürecin sabote edilmesi için ellerinden geleni yapıyorlar.
Son seçimlerde paralel devletin CHP, MHP ve BDP’nin birbirlerine lojistik destek sağladıklarını gördük. Bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bir siyasi partinin belli ilkeleri ve belli bir duruşu olması gerekir. Bu durum Yeni Türkiye’deki istikrarı gölgeleyip, Türkiye’yi faiz lobisine muhtaç hale getirmeye çalışan ve Yeni Türkiye’nin kaotik ortamın içine çekilip, özgür siyaset üretmesini engellemeye yönelik çalışmalardır.
CHP HALK DİLİNİ KONUŞABİLEN SİYASETİ ÜRETMİYOR!
- Geçmişe baktığımızda CHP’nin yapılan darbelerinin yanında olduğu biliniyor. Bunun yanında son dönemdeki Gezi Olayları’nı da desteklediği biliniyor. Bu neyin göstergesi sizce?
CHP’nin halk dilini konuşabilen siyaseti üretmediğini, belli kliklere yönelik sabit politikalar ürettiğini gösterir. CHP’nin en büyük sorunu halkı tanımamak.
PARALEL ÖRGÜTE KARŞI DURULUYOR!
Başbakanımız Erdoğan, paralel yapınıntemizleneceği anlamında “inleri”ne gireceğiz dedi. Bu anlamda bir çalışma ne zaman olacak?
Son grup toplantısında sayın Başbakanımız da açıkladı. İnlerine girildiğini, gerekli planlarının ele geçirildiğini ve yasal sürecin devam ettiğini söyledi. Bu tür girişimi kim yaparsa yapsın buna karşı durmak zorundayız. Öyle de oluyor zaten.
- Paralel örgütü ve Fetullah Gülen’i nasıl yorumluyorsunuz?
- Halkın tercihi olmadan, legal siyaset üretmeden devlette yönetime talip olmak ya da devletin bazı kademelerini ele geçirmeye çalışmak bir tür darbe girişimidir. Bu örgütün yaptıkları uygulamalarla Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin menfaatlerine hizmet etmedikleri gün gibi ortadadır. Özellikle Adana’daki TIR olayı bunun en güzel örneğidir.
‘ERDOĞAN İLK TURDA SEÇİLİR’
• Sizce Cumhurbaşkanı kim olacak?
- Cumhurbaşkanlığını hak eden birisi varsa o da Sayın Başbakanımız Recep Tayyip Erdoğan’dır. Aday olduğunu beyan ederse kesinlikle ilk turda seçilecektir.
•Başbakan Köşk’e çıkarsa çözüm süreci sekteye uğrar mı?
- Böyle bir durum olacağını zannetmiyorum. Çünkü sayın Başbakanımız Cumhurbaşkanı olduğunda her şeyden elini çekmeyeceğini ve protokol Cumhurbaşkanlığı yapmayacağını, terleyeceğini söyledi. Zaten halk oyuyla gelecek bir Cumhurbaşkanı da fiilen bütün çalışmaların içinde bulunacaktır.