Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Musul’da yaşanan olaylara ilişkin, “Türkiye’nin ihracatına ve ekonomisine olumsuz bir etkisinin olmadığını ve bundan sonra da olmayacağını öngörüyoruz” dedi.

Zeybekci, Hilton Oteli’nde düzenlenen Türkiye-Polonya İş Forumu’na gelişinde gazetecilerin sorularını cevapladı. Bakan Zeybekci, önceliklerinin konsolosluktaki 49 vatandaş, TIR şoförleri ve enerji santralinde çalışan işçileri burunları kanamadan ülkeye getirmek olduğunu dile getirdi.

IRAK İKİNCİ PAZARIMIZ

Türkiye’nin büyük bir hassasiyetle süreci yönettiğini belirten Zeybekci, “En azından şundan eminiz: Sağlıkları yerinde. Onurlarını incitici hiç bir pozisyonda değiller. Konumları gayet iyi. İnsanlarımızın hayatlarını riske edecek hiç bir adım atmak istemiyoruz. Çok kısa sürede olumlu bir haberle vatandaşlarımızı sevindirmek istiyoruz” diye konuştu. Gelişmelerin ekonomik yansımalarına ilişkin bir soru üzerine Zeybekci, Irak’ın Almanya’dan sonra ikinci büyük ihracat pazarı olduğunu hatırlattı. Türkiye açısından Irak pazarının büyük çoğunluğunu Süleymaniye, Erbil ve Kürt Bölgesel Yönetimi’nin egemen olduğu bölgenin oluşturduğunu anlatan Zeybekci, şöyle devam etti:

HER ŞEY YOLUNDA GİDİYOR

“Orada hiç bir aksama yok. Her şey yolunda gidiyor. Kuzey Irak’taki Musul bölgesindeki bu olumsuzlukların da bir an önce normalleşerek o bölgede Türkiye’nin ekonomik menfaatlerinin fazla zarar görmesini istemiyoruz. Bunun Türkiye’nin ihracatına ve ekonomisine olumsuz bir etkisinin olmadığını ve bundan sonra da olmayacağını öngörüyoruz. Bölgesel yönetim de bir etkileşim olmaması için çalışıyor ve gayret gösteriyor.”

Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, bir başka soru üzerine Gaziantep’teki kriz masasının bölgeden gelen insanları karşılamak için oluşturulduğunu sözlerine ekledi.

Bu arada Zeybekci, Kamerun Başbakanlık Genel Sekreteri, Başbakan Yardımcısı Louis-Paul Motaze ve Kamerun Ticaret Bakanı Luc Magloire Mbarga Atangana ile Ekonomi Bakanlığı’nda görüştü.

Gelişmekte olan ülkeler kırılgan değil

Uluslararası üne sahip Ashmore’un başekonomisti Jan Dehn, piyasaları etkileyecek başta Irak’taki gelişmeler ve konjonktürel gelişmelerin dikkatle takip edildiğini ancak bu gelişmelerden Türkiye başta olmak üzere gelişmekte olan ülkelerin etkilenmeyeceğini ve bu olaylara karşı bu ülkelerin kırılgan olmadığını savundu. ABD ve Avrupa’daki parasal genişlemeden gelişmekte olan ülkelerin faydalandığı yolundaki açıklamaların aslında gerçeği de yansıtmadığına vurgu yapan Jan Dehn, son yıllarda zaten söz konusu ülkelerin kendilerini ucuz para ile çok fazla beslemediklerine dikkati çekti.

BORÇ ORANLARI YÜKSELMİYOR

Son dönemde parasal genişlemeyle gelen paranın ağırlıklı olarak gelişmiş ülkelere yöneldiğine işaret eden Jan Dehn, gelişmekte olan ülkelerin kendilerini kırılganlıktan uzaklaştıracak argümanları her geçen dönem daha da kuvvetlendirdiklerini kaydetti. Dehn, grafiklerle açıkladığı savlarında gelişmekte olan ülkelerde Borç/GSYH oranının 2008 yılı başından bu yana önemli derecede artış kaydetmediğini ortaya koydu.