Daha önce de Türk basınında Mekke’deki çalışmaların Kanuni döneminde yapılan revaklara nasıl zarar vereceği yönünde çok haber çıkmıştı.

Peki 28 Şubat’ın 'azmettirici' gazeteleri neden o zamanlar Mekke’deki revakları neden bu kadar çok önemsemişti? Yoksa İngiliz basınının gösterdiği 'hassasiyet' ile bir paralellik kurulabilir mi? Maksat Araplar ve Türkler arasında bir kavganın kıvılcımını çakmak olabilir mi?

Independent gazetesi uzun uzun anlatıyor, Medine’de yapılacak değişikliklerin İslam’ın peygamberinin ve ilk halifelerin mezarlarına zarar vereceğini belirtiyorlar. Peygamberimizden (sav) peygamber olarak değil de, “İslam dininin kurucusu” olarak bahseden gazetesinin “halife kabirlerine” karşı 'derin' hassasiyeti ise oldukça şüphe uyandırıyor.

İşte bu noktada haber Vahabiliğe yapılan göndermelerle açıkça Türk ve Arap milleti arasındaki fay hatları kurcalanarak kışkırtıcı bir dil kullanıyor. Unutanlar için Vahabilik tekrar gündeme alınıp hatırlatılırken muhtemelen Arap dünyasına da milliyetçilik pompalanıyor. Suud devletinin eleştirirken, tepki gösterirken öyle bir metod izlemeliyiz ki, her ne yaparsak yapalım İngilizleri sevindirmeyelim.