MEHMET ÖZMEN-İSTANBUL
Akil İnsanlar, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile yaptıkları ilk toplantıyı Akit’e değerlendirdi. Önceki akşam Başbakanlık Dolmabahçe Ofisi’nde toplanan ve Başbakan Erdoğan’ı dinleyen Akil İnsanlar nasıl hareket edeceklerine karar vermeye çalışıyor.
KARAKAYA: BALTALARI DUVARA ASTIK
Akil İnsanlar Heyeti’nin Ege Bölgesi üyesi ve gazetemizin Yayın Koordinatörü Hasan Karakaya, toplantı çıkışında gazetecilerin sorularını cevaplandırdı. Karakaya, “Toplantı yapmak ihtiyacı hissettik. Tanışma toplantısı oldu. Onun haricinde ne yapacağımızı önümüzdeki günlerde tespit edeceğiz. Bazı medya organlarında benimle ilgili önyargılar var. Küfür, argo kelimeler falan. Bunlar tamamen kalem kavgalarıydı bugüne kadar. Bundan sonra baltaları hiç olmazsa bir süreliğine duvara asacağız” dedi.
KARAMAN: SİLAH VE ŞİDDET YERİNE
DİYALOG VE SİYASET OLACAK
Marmara Bölgesi üyesi Prof. Dr. Hayrettin Karaman, Akil İnsanlar heyetini ister Kürtlere karşı, ister dindarlara karşı veya belli bir mezhep mensuplarına karşı ülkede bir takım yanlışlıklar, haksızlıklar varsa bunların giderilmesine yönelik bir çalışma olarak gördüğünü ifade etti. Karaman, “Bir yerde haksızlık varsa bunun yolu şiddet, silah olmamalı; diyalog ve siyaset olmalı. Bin yıllık bir mazimiz var. Biz kardeşiz. Biraraya gelelim, artık konuşa konuşa sorunlarımızı halledelim” dedi. Karaman, Akil İnsanlar’ın seçimiyle ilgili ise “63 kişi seçeceksin. Kim seçerse seçsin o seçim üzerine tenkit yapılabilir. Bu insanların hakkı ama kim seçerse seçsin, kimi seçerse seçsin. Şu şu isabetsiz, şunlar da olsaydı denir. Kaçınılmaz bir şey bu. Ancak bu seçim fena bir seçim değil. Yapılacak iş zaten ordu kurup memur olarak vazifelenip bir icra değil. Bu bir diyalog, halkla yan yana gelerek insanlarla paylaşmak” diye konuştu.
GÜNDOĞDU: BAŞBAKAN’A RAPOR SUNDUK
Marmara Bölgesi üyesi Memursen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, çözüm iradesini ortaya koyan bir hükümet olduğunu, davet edilenlerin de bu sorunun çözümüne kendi zaviyelerinden baktığını, eleştiri ve tekliflerin farklı olduğunu ama çözüm iradesinin net olduğu bir tablonun ortaya çıktığını ifade ederek “Başbakan’a çözüm sürecine ilişkin rapor sunduk.  Bu raporda 35 madde var. Bunun en önemli 13 maddesini ortaya koyduk. Yeni Anayasa ihtiyacının aciliyeti ortada. Çünkü vatandaşlık tanımına dair kaygıların yeni anayasayla çözülmesi lazım. Türkiye vatandaşlığı olması lazım. Bu anayasanın benim ülkem diyen herkesin, benim anayasam diyeceği bir anayasa olması lazım... Eğitimde atılması gereken adımlar var. Bu adımların hem bölge boyutuyla hem de ülke boyutuyla ilgili bölümleri var. 28 Şubat’ın daha bir karma eğitimi dayatan hükmü ortadan kalkmamış. Yani Güneydoğu’daki kızlara haydin çocuklar okula diyoruz ama onların elinden kız meslek liselerini ve kız liseleri alınmış 28 Şubat döneminde bir genelgeyle. Bunların kaldırılması lazım. İnanç hürriyeti, ifade hürriyeti ve kılık kıyafet yönetmeliğinin kaldırılması lazım. 12 Eylül 2010’da referandumla anayasasını değiştiren ama yönetmeliğini değiştiremeyen bir profil var ortada. Cinsiyet ayrımcılığı, kadın kadına eşitsizlik var bu Güneydoğu’da da çok önemli bir problem. Dolayısıyla ekonomik ve sosyal konseyin toplanması lazım. Bu toplantının Türkiye’ye yönelik, o bölgeye yönelik ekonomik ve sosyal konularda kararlar alması lazım. Bunun gibi ana konuları gündeme getirdik” dedi.
ERASLAN: GÖNLÜMÜZÜ ORTAYA KOYACAĞIZ
Doğu Anadolu Bölgesi üyesi Sibel Eraslan, açılan çözüm sürecine dair yoldan yürürken herkesin kendi bilgisini, birikimini, gönlünü ortaya koyacağını belirterek “Çok kibar, nezih, zevkli bir toplantıydı. Bölgelerdeki bütün illere seyahatler olacak ve orada sivil toplum örgütleriyle halkın içerisindeki doğal liderlerle, kanaat önderleriyle, derneklerle, sanatçılarla ve üniversitelerimizle bağlantı kuracağız. Bunu yaparken her grup kendi programını kendisi yapacak. Başbakanlık’tan ya da hükümetten bir program sunulmuyor. Tamamen sivil, bağımsız bir çalışma içinde olacağız. Çözüm ve barış noktasında ortak bir irade var. İnşallah hayırlı bir süreç olur. Bölgeler çalışma şekilleri planladı. Herkes üzerine düşen görevi bir şekilde yerine getirecek” diye konuştu.
ORAN: BAŞBAKAN’IN SÖZLERİ BENİ RAHATLATTI
Ege Bölgesi üyesi siyaset bilimci Prof. Baskın Oran: “Bu daha önce denenmiş bir olay değil. Türkiye’de ilk defa vuku bulan bir girişim. Dolayısıyla burada bu 63 kişi birbirimizle tanıştık, kartvizitlerimizi birbirimize verdik. Bundan sonra neticeye gitmek için ne yapmak lazım. Ben Ege grubundayım. Her grup kendi arasında toplanacak, maillerle, telefonlarla haberleşecek. Mesela, ‘İzmir’e gidip bir hafta kalmak mı gerekiyor’ yoksa ‘gidip günübirlik dönmek mi gerekiyor’ nasıl bir yöntem izlenecek. Nasıl bir yöntem olacak, işin lojistiği ne olacak. Hangi gruplarla ve örgütlerle görüşülecek. Bu görüşmeler sırasında ne konuşulacak? O insanlar size ne diyecek? Siz o insanlara ne diyeceksiniz? Burada beni memnun bırakan bir husus oldu, o da sayın Başbakan dedi ki ‘Siz ne AK Parti’nin, ne hükümetin temsilcisisiniz, ayrıca sizin orada ne söyleyeceğiniz sizin bileceğiniz iştir.’ Sadece bu barış sürecine katkı bekliyoruz sizden’ dedi. Tamam bu beni rahatlatır. Ben Türkiye’nin en büyük sorunu olan Kürt sorununun suhuletle hem Türkiye için hem de bölge için nasıl çözülebileceği konusunda katkı yapmaya gelenlerden sadece bir tanesiyim. Bu bir tanışma toplantısından ibaretti” diye konuştu.