Geçtiğimiz pazartesi günü İP,  ADD, TKP gibi marjinal grupların kuyruğuna yapışarak Silivri’de terör estiren CHP’liler bugünkü duruşmada da mahkemeyi basıp, dava sürecini akamete uğratmaya hazırlanıyor. CHP’li Muharrem İnce ve Umut Oran, Silivri’yi yine savaş alanına çevireceklerinin mesajlarını verdi.
CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce, beraberinde milletvekilleriyle TBMM’de düzenlediği basın toplantısında, Silivri’de hukuk, adalet, adil yargılama, vicdanın bulunmadığını, devlet içinde devlet olduğunu savundu.
İnce, Cumhuriyet’i kuranların dokunulmazlığa ihtiyacı bulunmadığını, Atatürk’ün Sivas, Erzurum kongrelerinde dokunulmazlığı olmadığını savundu. İnce, Cumhuriyeti kuranların nasıl dokunulmazlığa ihtiyacı yoksa, koruyanların da olmadığını ifade etti. Kendilerinin de dokunulmazlığa ihtiyacı olmadığını vurgulayan İnce, ‘’Hodri meydan. Gelsin, yüreği, cesareti varsa, korkusu yoksa dokunulmazlıklarımızı kaldırsın’’ dedi.
Genelkurmay Başkanı, profesörler, bilim insanları, gazeteciler, milletvekillerinin kaçma şüphesi iddiasıyla tutuklu yargılandığını ifade eden İnce, ancak teröristleri kaçırmak için plan yapıldığını söyledi.
İnce, Erdoğan’ın, CHP’yi Silivri’ye tünel kazmakla suçladığını belirterek, ‘’Meğer Başbakan İmralı’ya Marmaray, Kandil’e kırmızı hat döşemiş. Biz İmralı, Silivri’ye tünel kazmadık ama Başbakan Kandil’e kırmızı hat döşemiş, İmralı’ya Marmaray döşemiş’’ diye konuştu.
İnce, CHP milletvekillerinin yarın(bugün) yine Silivri’de olacağını belirterek, Ergenekon’u değil, adil yargılanmayı, hukuk devletini, bağımsız yargıyı savunduklarını dile getirdi.
CHP İstanbul Milletvekili Ali Özgündüz de jandarma tarafından tutulan tutanağın, sahte olduğunu, gerçeği yansıtmadığını savundu. Özgündüz, Hükümet ile mahkemenin, eş güdümlü çalıştığının anlaşıldığını ileri sürerek, ‘’Hükümet, yargı bağımsızlığından bahsettiğinde çıldırıyorum’’ dedi.
Yazılı bir açıklama yapan CHP Genel Başkan Yardımcısı Umut Oran ise, “Halkın milletvekillerinin sığınacağı liman millettir, zırhı da halkın sevgisidir. Bizim geleneğimizde, bizim partimizin kültüründe de korku diye bir şey yoktur, hak vardır, adalet vardır, mücadele vardır. Bizi öyle kendini şah sananlar, padişah sananlar korkutamaz. Bu tehditleri, bu öfke nöbetlerini görünce diyorum ki Sayın Tayyip Erdoğan bir suçluluk psikolojisi içerisine girmiş. Sesi yüksek çıkıyor, öfke nöbetleri geçiriyor ama bunlar esasında bir korkunun eseri. Yarın (bugün) biz yine Silivri’de olacağız. Başbakan’a da sesleniyorum. Yüreğin yetiyorsa, vicdanın varsa, sen de Silivri’ye gel, ‘savcısıyım’ dediğin davanın ne halde olduğunu gör” ifadelerini kullandı.
KÜSTAHÇA SÖZLER
CHP Genel Başkan Yardımcısı Haluk Koç ise, Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı’nın başlattığı soruşturmayı ve dokunulmazlıklarının kaldırılması konusunu eleştirerek, “Başbakan’a CHP Genel Merkezi’nden çok açık bir çağrıda bulunuyoruz; afrayı tafrayı bırak Sayın Başbakan gücün yetiyorsa, arkasında durabileceksen, kaldır CHP’li milletvekillerinin dokunulmazlığını. Bu kadar açık konuşuyoruz” dedi.

“Soruşturmada talimat veya
yönlendirme yok”
İSTANBUL
Silivri Cumhuriyet Başsavcılığı, üç gün önce Silivri Cezaevi önünde meydana gelen olaylara ilişkin başlatılan soruşturmada, herhangi bir makam ya da mercinin talimatı veya yönlendirmesinin söz konusu olmadığını bildirdi.
Başsavcılıktan yapılan açıklamada, dün bazı basın yayın organlarında “Cumhuriyet Başsavcılığınca talimat üzerine soruşturma başlatıldığı” yönünde haber ve yorumların yer aldığı belirtildi.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinde yargılaması yapılan ve kamuoyunda “Ergenekon” davası olarak bilinen davanın 8 Nisan’daki duruşması sırasında meydana gelen olaylarla ilgili, kolluk mercilerinin olay anında bilgilendirmesi üzerine Cumhuriyet Başsavcılığınca gerekli talimatlar verilerek, aynı gün soruşturma başlatıldığı kaydedilen açıklamada, şu bilgilere yer verildi:
“Şüphelilere yönelik kimlik tespit çalışmaları ve sair soruşturma işlemleri devam eden olaylarla ilgili Silivri Ceza İnfaz Kurumları’nın bağlı bulunduğu Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının suç duyurusu üzerine başlatılan ayrı bir soruşturma da bulunmaktadır. Cumhuriyet Başsavcılığımızca, Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 160 ve 161. maddelerinde belirtilen yasal görev ve yetki kapsamında, suça konu eylemlerin işlendiğinin öğrenilmesiyle başlatılan soruşturmada, herhangi bir makam ya da mercinin talimatı veya yönlendirmesi söz konusu değildir. Aksi yöndeki iddia ve yorumlar gerçeği yansıtmamaktadır.”