Siyaset
Demirel’in suçu ‘vatana ihanet’
28 Şubat darbe davası dosyasının devredildiği Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi, dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’i tanık sıfatıyla ifade vermeye davet etti. Demirel’in, “Darbeye iştirak” suçunu işlediği ve bu yüzden ‘vatana ihanet’ kapsamında yargılanması gerektiği kaydediliyor.
EROL METİN / ANKARA-
28 Şubat darbe davası dosyasının devredildiği Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi, dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’i tanık sıfatıyla ifade vermeye davet etti! Ancak işbirliği yaptığı Karargah’taki cuntayla birlikte merhum Necmettin Erbakan’ın başkanlık ettiği Refahyol hükümetini deviren Demirel’in, “Darbeye iştirak” suçunu işlediği ve bu yüzden ‘vatana ihanet’ kapsamında yargılanması gerektiği kaydediliyor.
BÇG İLE İTTİFAK KURDU
28 Şubat iddianamesinde yer alan bilgi ve belgeler ile sanık ve mağdurların verdiği bilgiler, Demirel’in sivil iktidara karşı cuntacılarla ittifak kurduğunu ortaya koyuyor. Demirel’in de yargılanmasını isteyen müşteki avukatlardan Mustafa Polat, iddianamedeki “İrticai faaliyetler ve Cumhurbaşkanlığı’nda yapılan çalışmalar” başlıklı belgeyle Cumhurbaşkanlığı’nın, BÇG ile irtibat halinde olduğunun anlaşıldığını vurgulamıştı. Mahkemeye dilekçe sunan Polat, “Cumhurbaşkanlığı, askerler tarafından verilen brifingle ilgili yargıya müracaat etmek yerine, ‘sizlerle işbirliği yaparım’ diyerek, BÇG ile ittifak kurmuştur” değerlendirmesini yapmıştı. Bir diğer müşteki avukatı Müşir Deliduman da darbenin bir numaralı isminin Dönemin Cumhurbaşkanı Demirel’in olduğunun altını çizerek, “Demirel’in şapkasının altından tavşan değil, 4 darbe çıktı. Demirel de mutlaka yargılanmalıdır” demişti.
‘DEMİREL BİZİMLE HAREKET ETTİ’ VURGUSU
Yine 28 Şubat darbe davasının kilit sanıkları da mahkemedeki savunmalarında Demirel’i işaret etmişti. Demirel’in de yaşanan her şeyden haberdar olduğu vurgusu yapılmıştı. 2000 yılında ölen cuntacıbaşı emekli Oramiral Güven Erkaya, “28 Şubat Demirel’e verilen brifingle başladı” derken, Demirel’e Genelkurmay Karargahı’nda verdikleri irtica brifingine değinen sanık dönemin Genelkurmay İKK Başkanı emekli Org. Fevzi Türkeri, “Başkomutanımız olan Demirel, Genelkurmay İnönü Salonu’nda yaptığım takdimin içeriğini uygun bulmuş ve kaygıları paylaştığını dile getirmiştir” bilgisini vermişti. Ayrıca sanık emekli Org. Çetin Doğan, Demirel’in kendilerine “Brifinglerin ciddi sorunlara işaret ettiğini ve konuları araştıracağını” söylediğini aktarmıştı.
KARADAYI DA DEMİREL’İ ELE VERDİ
Bir numaralı sanık, dönemin Genelkurmay Başkanı emekli Org. İ. Hakkı Karadayı ise mahkemedeki savunmasında, kendilerini ciddi şekilde kaygılandıran irtica tehlikesi konusunda Cumhurbaşkanı Demirel’le hemfikir olduklarını anlatarak, “Anladığım kadarıyla Cumhurbaşkanı’nın da ciddi endişeleri vardı. Bizden brifing talebi oldu. Genelkurmay’da kendisine brifing verdik. Konunun MGK’ya taşınması sonucu çıktı” ifadelerini kullanmıştı. Karadayı’nın verdiği bilgilerden askeri kanadın, sözde ‘irtica tehdidinin’ 28 Şubat 1997 tarihli MGK toplantısına taşınmasını Demirel’le kararlaştırdığı anlaşılıyor. Sürece adını veren MGK toplantısında askerin dillendirdiği tezlere destek verip, hükümete yüklenen Demirel, “Şimdi bu takdimde Genelkurmay’ın iddiası çok önemli bir beyandır. İrticanın Cumhuriyet’in kurulduğundan beri en büyük tehlike halini aldığını belirtiyor. Bu çok önemli bir husustur. Devlet kendisine yönelen tehlikelere karşı gerekli tedbirleri alır. Genelkurmay Başkanlığı takdiminde tedbirler de sıralanıyor” demişti. Demirel’in “tedbirden” kastettiği, Kur’an kursları ve İmam Hatip okullarının kapatılmasını da kapsayan 18 maddelik teklifti.