AKİT MENÜ

Gündem

Dualı başlangıç

Uzun bir süredir toplumun farklı kesimleri ile ve partililerle yapılan istişareler sonucunda AK Parti, Köşk için adaylarının Recep Tayyip Erdoğan olduğunu açıkladı... Erdoğan’ın adaylığını, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin açıkladı.

2014-07-01 21:58:10

HASAN ÖNAL / ANKARA - Uzun bir süredir toplumun her kesimi ile yapılan istişareler sonrasında halk tarafından seçilecek cumhurbaşkanlığı için adayın AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan olduğu açıklandı. Başbakan Erdoğan’ın AK Parti’nin adayı olduğunu Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin açıkladı. Her kesimle istişarelerde bulunduklarının altını çizen Şahin, milletin reisi cumhur olarak görmek istediği ismin Recep Tayyip Erdoğan olduğunu kaydetti.

ALLAH’A HAMD EDEREK BAŞLADI

Daha sonra eşiyle birlikte kürsüye gelen Başbakan Erdoğan, davetlileri selamladı. Erdoğan, konuşmasına dualarla başlayarak, “Alemlerin Rabbi Allah’a hamdolsun. Mülkün sahibi Allah’tır. Zaferin sahibi sadece ve sadece Allah’tır. Bu davayı, bu hareketi, bu mücadeleyi işte bugünlere eriştiren Rabbime sonsuz hamdu senalar olsun. Bu davanın bayraktarlığını, sancaktarlığını, hizmetkarlığını yapmış ve ahirete irtihal etmiş her bir kardeşime Rabbim rahmet etsin. Onlardan razı olsun. Çıktığımız bu kutlu yolculukta Rabbim ayaklarımızı doğruluk üzere sabit kılsın. Ya Rab Sen ki kullarının hareketlerini takdir ettin, Senin iznin olmadıkça hiçbir şey hareket etmez. Bizim hareketlerimizi doğruluk üzere kıl. Ya Rab göğsümüzü genişlet. Hayır işlerimizi kolaylaştır. Bugün Sana ve Senin yarattıklarına yani halka hizmet için bir güzel yolculuğa hazırlanıyoruz. Bizi kibirden, hasetten muhafaza et ya Rab. Bizi haksızlıktan, adaletsizlikten, zulümden beri eyle ya Rab. Bizi ailemizi ve bütün yol arkadaşlarımızı yolların tuzaklarından koru Allah’ım. Selçuklu Sultanı Alparslan gibi kefenimizi giyerek mücadeleye soyunduk. Kudüs fatihi Selahaddin Eyyubi gibi zaferin kılıç ve atlarda değil, Allah katında olduğuna inandık. Endülüs fatihi Tarık bin Ziyad gibi arkamızda gemileri yakarak yola çıktık. Sen ki, her şeye gücü yetensin, bu mübarek günde dileğimiz odur ki, bu milleti bir defa daha zaferle müjdele ya Rab. Bugün çıktığımız yolculuğu milletimiz için hayırlara vesile eyle ya Rab. Amin Amin Amin” dedi.

BİZ SİYASETİ TEMİZ YÜREKLER İÇİN YAPTIK 

Siyaseti temiz yürekler için yaptıklarını ifade eden Erdoğan, “Vatan için, toprak için, bayrak için canını veren aziz şehitlerimizi hiçbir zaman unutmadık ve siyaseti onlar için yaptık. 20 yaşındaki yavrusunu askere gönderen ayyıldızlı tabut içinde bedenini teslim alan boynunu yere eğip, ‘vatan sağolsun’ diyen kahraman anne ve baba yüreklerini hiçbir zaman unutmadık ve siyaseti onlarla beraber onlar için yaptık. Biz siyaseti maden ocaklarında alın teriyle helal rızık kazanma peşindeki işçi kardeşlerimiz için yaptık. İstanbul Sultangazi’deki, Ankara Altındağ’daki, Diyarbakır’ın kenar mahallelerindeki yoksullar için yaptık. Dicle’nin kenarında koyunları kurtlar kapıyordu, o koyunların hesabını sormak, o büyük emaneti omuzlamak için siyaseti yaptık. Diyarbakır cezaevindeki işkenceleri, Mamak’taki zulmü, Metris’teki adaletsizliğin hesabını sormak için siyaset yaptık. Başörtülü olduğu için üniversite kapılarından döndürülen kalbi kırık gözü yaşlı kızlarımız için bu siyaseti yaptık. Cezaevinde evladını ziyarete giden Kürtçe’den başka dil bilmeyen sadece bakışarak sohbet etmek zorunda kalan ciğeri yanık anneler için siyaset yaptık. Yoksul olduğu için insan yerine konulmayan adam gibi adamlar için siyaset yaptık. Okulda, hastanelerde, mahkemelerde, hükümet konaklarında itelenen o temiz yürekler için siyaset yaptık. Gurbette unutulan vatandaşlar için, Balkanlar’da terk edilmiş vatandaşlarımız için, Ortadoğu’daki mağdurlar için, Filistin için, Mısır için, Suriye için, Somali için, Afganistan’ın mazlumları için siyaset yaptık. Biz siyaseti ikbal için, makam için, mevki için, rütbe ve paye için yapmadık. Biz siyaseti Allah için yaptık, biz siyaseti millet için yaptık. Vatan için, bayrak için, istiklal ve istikbalimiz için yaptık. Seçildikten sonra bizi unutmasın diyen tüm unutulmuşlar, terk edilmişler, kimliği, kültürü, hakları, özgürlükleri elinden alınmışlar için siyaset yaptık” diye konuştu.

BAŞKALARININ KALIPLARINDA ERİYENLERDEN OLMADIK

İlk gençlik yıllarından itibaren denklemin dışında tutulmak istendiklerini ifade eden Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: “İmam Hatip’te okuyoruz diye bizi tahkir etmek istediler. Sizden ancak ölü yıkayıcı olur dediler. Allah’ın selamını veriyoruz diye mürteci dediler. Namaz kılıyoruz diye gerici dediler. Bu milletin içinden geliyoruz diye, evine ayakkabısını çıkararak girenlere, sofrada diz kıranları farklı gördüler ve gerici dediler. Diklenmeden dik durduk, ağırbaşlı olduk, sabrettik. Allah’ın yardımı ne zaman diye soruların sorulduğu dönemlerden sabredin Allah’ın yardımı yakındır diyenlerden ve buna gönülden inananlardan olduk.”

MUHALEFET KENDİNİ İNKÂR ETTİ

Türkiye’de hemen her cumhurbaşkanlığı seçiminin olaylı geçtiğini dile getiren Erdoğan, “Her seçimde vesayet ve siyaset karşı karşıya geldi, çok azında siyaset kazandı. Siyasetin cumhurbaşkanı seçmesine hiçbir zaman hoşgörüyle bakılmadı. Cumhurbaşkanlığı seçimi sırasında ve sonrasında Özal’a yapılanları çok iyi hatırlıyoruz. 2007 seçimlerinde anayasanın hiçe sayılarak 367 garabetiyle Meclis iradesinin nasıl ipotek altına alındığını bizzat yaşadık. Biz bunun karşısında dimdik durmasaydık, millet de destek vermemiş olsaydı o zaman da vesayet başa geçecekti. 10 Ağustos’ta sadece 12. cumhurbaşkanı seçilmiyor. Cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesiyle, vesayetler dönemi de kapanmış olacak. Halkın seçtiği halktan bir cumhurbaşkanı göreve gelecek. Biliyorsunuz şu anda çatı ne diyor? Cumhurbaşkanının siyaset dışı olmasını savunuyor. Bunu savunmak bir defa siyaseti inkar demektir. Cumhurbaşkanının siyaset dışından olmasını savunmak İsmet İnönü ve Cemal Gürsel gibi vesayeti savunmaktır. Eski Türkiye’nin parametreleriyle hareket eden muhalefet partileri en başta kendilerini inkar ediyorlar. Siyasetin içinde gibi görünüp siyasetin dışında duruyorlar. Eski Türkiye’nin ruhunu geri çağırabileceklerini zannediyorlar. Tarafsız olsun derken esasen devletin tarafında milletin karşısında durmasını istiyorlar” dedi. 

“Devletle milleti kucaklaştıran bir cumhurbaşkanı olacağım” diyen Erdoğan, “Halkın seçtiği bir cumhurbaşkanı ve başbakan her anlamda Türkiye’yi uçuracaktır bundan kimsenin şüphesi olmasın. Cumhurbaşkanının dirayetli duruşu özgürlüklerin önünü açacağı gibi tehditler karşısında da kararlı duruşu beraberinde getirecektir” dedi. 

HELALLİK İSTEDİ

Millete hizmet yolunda kimi zaman ailesini, eşini, çocuklarını, ihmal ettiğini belirten Erdoğan, “Onlar beni çok iyi anladılar. Onlar benim bu millet için mücadele ettiğimi anladılar ve her an sabrettiler. Huzurlarınızda eşime sabrından dolayı teşekkür ediyorum. Çocuklarıma sabırlarından, anlayışlarından, fedakarlıklarından dolayı teşekkür ediyorum. Bir sabah kalktığımda yatak odamın başında bir pusula gördüm. Kızım o pusulaya şunu yazmıştı. Babacığım bir geceni de bize ayırır mısın demişti. Tabii o sabahtan okula gidiyor. Biz de onu uğurlayamıyorduk. Böyle süren bir hayat oldu. Ben onlardan hep razı oldum. Onların da kendilerine vakit ayırmadığım için beni affetmelerini, benden razı olmalarını diliyorum. Teşkilatta kırdığım kardeşlerimiz varsa affetmelerini diliyorum. Teşkilatın tüm mensuplarından helallik diliyorum. Gençlik yıllarımdan beri gerekse 14 Ağustos 2001’de AK Parti’yi kurduğumuz günden beri birlikte yürüdüğümüz tüm arkadaşlardan haklarını bana helal etmelerini diliyorum. Bu bir veda, ayrılık konuşması veya veda töreni değil. Bizim için her an yeni bir başlangıçtır. Bizim için her gün yeni bir gündür. Bugün de birbirimize veda etmiyor yeni bir başlangıcın heyecanını hep birlikte yaşıyoruz. Bugünlere birlikte geldik Allah’ın izniyle de birlikte yürümeye devam edeceğiz” diye konuştu.

Dua ile başladı helallik istedi

10 Ağustos’a kadar birlikte çalışacak ve seçimi kazandıklarında yine birlikte istişare ile Türkiye’ye hizmet vereceklerini belirten Erdoğan, konuşmasını şöyle tamamladı: “Bugün yeni Türkiye’nin ayak seslerini gür bir şekilde duyuyoruz. Ekonomisiyle, güçlü demokrasisiyle, örnek kardeşliğiyle muazzam bir Türkiye’ye yürüyoruz. Yeni bir merhaleye geçiyoruz. Rabbim izin verir, milletim takdir ederse, ülkemize ve milletimize hizmetkarlıkta artık yeni bir safhanın kapılarını aralıyoruz. Bir kez daha karar, yetki, söz ve mühür millettedir. Bir kez daha takdir milletindir. Milletim 10 Ağustos’ta en güzel sözü ve son sözü kararıyla birlikte söyleyecektir. Bayrak yarışında bayrağı teslim etmeye hazırlanırken bir kez daha her birinizden helallik diliyorum. Canlarını feda etmiş herkesi rahmetle yâd ediyorum. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ülkemiz için hayırlara vesile olmasını Rabbimden niyaz ediyorum. Beni aday gösteren milletvekili arkadaşlarıma da şükranlar sunuyorum. Bana sizler gibi yol arkadaşları nasip ettiği için Rabbime sonsuz teşekkür ediyorum. Bu bir veda değildir; kapanış, bitiş değildir. Bu ifadeyi çok çok önemsiyorum. Bizim için çok farklı bir an... İşte bu bir hatime değil inanıyorum ki bir Fatiha’dır, bir açılıştır. Onun için diyorum ki, Esirgeyen ve bağışlayan Allah’ın adıyla... O rahmandır ve rahimdir. Bizi doğru yola ilet. Gazaba uğrayanların sapkınların yoluna değil.”

O KÜÇÜK KIZIN BAKIŞLARINI HİÇBİR ZAMAN UNUTMADIM

Bu anlamlı günde heyecanlarını paylaşan herkese teşekkür ettiğini belirten Erdoğan, “Uzun ince bir yoldayız gidiyoruz gündüz gece. Bilmiyoruz ne haldeyiz gidiyoruz gündüz gece. Dünyaya geldiğim anda, yürüdüm aynı zamanda, iki kapılı bir handa, gidiyorum gündüz gece. 1994’te İstanbul’da yerel seçimler için koşturuyorduk. İstanbul’un her semtine, her sokağına ulaşmaya çalışıyordum. Manşetlerin şevkimizi kırmasına müsaade etmiyor, tehdit telefonlarına da aldırmıyorduk. Birileri günler öncesinden zaferlerini ilan ederken biz Allah’ın takdirine inanıyor, milletin takdirinin farklı olduğunu hissediyor, hız kesmeden koşturuyorduk. Yoksul mahallelerden birindeydik. Kalabalıktan 8 yaşlarında bir kız çocuğu geldi. Elinde bir şey vardı elimi tuttu. ‘Bunları annem gönderdi’ dedi. ‘Annem seçildikten sonra sakın bizi unutmasın’ dedi. İki tane bileziği elime tutuşturdu. Daha ne olduğunu anlayamadan kendisi de o incecik bileğindeki oyuncak bileziğini çıkardı onu da elime tutuşturdu. Ben daha bir şey söyleyemeden o yavrucak kalabalığın içinde kaybolup gitti. O bilezikler İstanbul Büyükşehir Başkanlığı makamında hep karşımda durdu. Ben asıl o gözleri unutamadım. Aradan 20 yıl geçti. 8 yaşlarındaki o çocuğun gözündeki umudu unutamadım. Pınarhisar’da yatarken karşımda hep o çocuğun bakışları vardı. O elime tutuşturduğu annesinin gönderdiği bilezikle, bileğinden çıkardığı oyuncak bilezik. AK Parti’yi kurarken gözümün önünde o çocuğun gözleri vardı. Siirt’ten milletvekili olup başbakan olurken karşımda hep o masum gözler vardı. Attığım her imzada o gözler karşımdaydı. Gece yorgun başımı yastığa koyarken, sabah uyanınca o masum çocuğun gözündeki heyecan o umut, o parıltı, o beklenti hep karşımdaydı. O gözleri bir an olsun aklımdan çıkarmadım. Annesi bizi unutmasın demişti ya Allah’a hamdolsun o büyük emaneti, o büyük mesajı hiçbir zaman unutmadık, unutmayacağız” dedi.

Seçim kampanyasını kuleli sokak’tan yönetecek

AK Parti’nin cumhurbaşkanı adayı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, seçim kampanyasının merkezi Çankaya’daki Kuleli sokak oldu. Tefrişat çalışmaları süren 6 katlı binanın dış cephesinde Türk bayrağı, Başbakan Erdoğan’ın posteri ve seçim çalışmalarında kullanılacak logo yer alıyor.

Paralel ile mücadele sürecek

Bugüne kadar Türkiye’nin istiklaline yapılan her türlü saldırıya karşı asla taviz vermediklerini dile getiren Başbakan Erdoğan, “Bu mücadele aynı şekilde hatta daha da güçlü bir şekilde süreceğinden kimsenin endişesi olmasın. Cumhurbaşkanlığı makamına çıktığımız zaman orası bir dinlenme makamı asla olmayacak. Çözüm sürecini sürdüreceğiz. Allah nasip ederse çözüm sürecinin sekteye uğramasına asla müsaade etmeyiz. Türkiye’nin çözümden, barıştan, kardeşlikten başka hiçbir seçeneği yoktur. Aynı şekilde paralel devlet ile mücadele cumhurbaşkanlığı dönemimizde çok daha güçlü ve koordineli şekilde devam edecek. Milletin birliğinin yanında ulusal güvenliğimizi tehdit eden tüm girişimlere karşı cumhurbaşkanının birinci derecede görevi vardır. Paralel devlet yapılanmasına asla müsamaha göstermeyeceğiz. Bu maşa örgütle en üst düzeyde mücadele etmeye devam edeceğiz, bu mücadeleden zerre kadar taviz vermeyeceğiz. Bu kirli yapıyı hızlıca tasfiye edeceğiz” dedi.

Türkiye’nin son 12 yılda hemen her alanda çok büyük mesafeler kat ettiğini hatırlatan Erdoğan, “Şu anda da bütün hayallerini tek tek gerçeğe dönüştürüyor. Devlet ve milletin el ele vermesiyle özgürlükçü bir zeminde ekonominin daha da büyümesi için gayretlerimiz hız kesmeden devam edecek. 2023 hedeflerimiz var. Bu çok daha mümkün ve yakın hale gelecek. Yargıya ilişkin sorunlar çok daha sağlıklı bir şekilde çözülecek. Türkiye’nin yeni bir anayasa yapması en öncelikli gündemimiz olacak. Allah’ın izniyle seçilirsek, cumhurbaşkanlığımız devlet ve milletin buluşmasına vesile olacaktır. Birlik ve bütünlük içinde parlak bir geleceğe yürüyeceğiz. 10 Ağustos yeni Türkiye yolunda en mühim bir dönüm noktası olacaktır. 100. yıldönümü olan 2023 hedeflerini hep birlikte gerçekleştireceğiz. 2053 ve 2071 hedeflerinin zeminini de hep birlikte inşa edeceğiz” dedi. 

Yorumlara Git

Brezilya X’e 5 gün verdi!

Esed yurtdışına kaçan milyonlarca Suriyeli için genel af çıkardı

İran’da İsrail ajanlarına büyük darbe

Mehmet Uçum duyurdu! "Türkiye, Meclis eliyle anayasa yapmaya muktedirdir"

Devlet destekli rafineriler iflas etti: Küresel kriz onları da vurdu! Petrol ve kimya devi iki dev tesis kapanacak!