MEHMET ÖZMEN / İSTANBUL
73 gündür işgalini sürdüren İstanbul Barosu’nun devrik başkanı Başkanı Ümit Kocasakal ve 8 yönetim kurulu üyesine son tokat Adalet Bakanlığı’ndan geldi. Adalet Bakanlığı, İstanbul Barosu’nda staj eğitimini tamamlayan 100 kadar genç avukatın ruhsatını onaylamayarak baro işgalini tescilledi.
İstanbul Barosu’nda staj eğitimini tamamlayan 100 avukatın ruhsatnamesini İstanbul Barosu onaylamak üzere Türkiye Barolar Birliği’ne gönderdi. Barolar Birliği usûl gereği listeyi Adalet Bakanlığı’na gönderdi. Adalet Bakanlığı, İstanbul Barosu yönetimine açılan Balyoz davası sebebiyle hiçbir işlem yapmayarak evrakı iade etti. Adalet Bakanlığı bu tavrıyla İstanbul Barosu’nun işgalci olduğunu tescillemiş oldu.
İstanbul Barosu’nun, hakkında disiplin soruşturması açtığı Avukat Zafer Orus da Baro Disiplin Kurulu’nun yürüttüğü soruşturma kapsamında ifade vermeyi reddederek, “İşgalci yönetimin hiçbir icraatı geçerli değil. Onun için benim hakkımda soruşturma yürütemezler” diyor.
ORUS: İSTANBUL BAROSU GASPÇILARIN ELİNDE
Adalet Bakanlığı’nın bugüne kadar sessiz kalmasını eleştiren İstanbul Barosu’na bağlı avukatlardan M. Zafer Orus, “Kanunlara en çok saygılı olması gereken insanlar hukukçulardır. İstanbul Barosu yönetimi, hukuku bildiğini iddia etmekte, ama kendileri hukuku çiğneyerek kanunları tanımamakta. Avukatlar kanunlara riayet etmezse vatandaşlardan nasıl riayet etmesi beklenir? Kanun baro yönetimi hakkında dava açıldığı zaman görevlerini bırakmasını emrediyor, ancak bizimkiler kanunlara direniyor. İstanbul Barosu yöneticileri görev gaspında bulunarak koltukları işgal ediyor, kamu huzurunu bozucu tavır sergiliyor. İstanbul Barosu gaspçıların elinde” dedi.
ORUS: İSTANBUL BAROSU YÖNETİMİNİN
ALDIĞI HİÇBİR KARAR GEÇERLİ DEĞİLDİR
İstanbul Barosu yönetimini sert bir dille eleştiren Av. Zafer Orus, baro yönetiminin hukuka göre o koltuklarda oturmamaları gerektiğini, ancak buna rağmen kanunları hiçe sayarak aldığı hiçbir kararı aklı başında hiçbir hukukçunun tanımaması gerektiğini ifade ederek, “Bu kötü sonucu ortaya çıkmasına neden olan İstanbul Barosu’nun işgalci yöneticileridir. Bir sene staj görmüş avukatlar belirli bir emek sarfetmişler ve sonunda avukat olmaya hak kazanmıştır. İstanbul Barosu yönetimi kanuna uygun olarak görevden çekilmeyince stajyer avukatların kazandıkları hakları kullanamama durumu ortaya çıkmıştır. İstanbul Barosu, stajyer avukatlar mağdur etmiştir. Acil olarak yeni bir baro yönetimi teşekkül etmeli. İşgalci durumunda olan baro yönetiminin aldığı hiçbir karar kanunen geçerli değildir” dedi.
KASAP: İSTANBUL BAROSU
SİYASİ PARTİ GİBİ HAREKET EDİYOR
Adalet Bakanlığı’nın kararını Akit’e değerlendiren Hukuk ve Hayat Derneği Başkanı Av. Mehmet Kasap, İstanbul Barosu başta olmak üzere bazı baroların bir siyasi parti gibi hareket ettiğini ifade ederek, “Bu siyasi tavır tabii ki gerileme neden oluyor ve özellikle meslektaşların, stajyer avukatların mağduriyetlerine neden oluyor. Meslek kuruluşları kendi siyasi fikirlerini düşüncelerini üyelerine dayatmak istedikleri için onların mağduriyetlerine yol açıyor. Bir an önce bu tavırlarından vazgeçmeleri gerekir. Yönetim kurulu avukatlık kanunu gereği ihtilaflı olduğu için adalet bakanlığı bir işlem tesis etmemiştir. Barolar siyasi faaliyetler içinde bulunmak yerine meslektaşlarımızın sorunlarıyla ilgilenmelidir” dedi.
İşgalci Baro’ya CHP’den destek

Adı ‘darbeci Baro’ya çıkan işgalci Baro’ya Ergenekon’un avukatı CHP’den destek geldi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan, “Türkiye’deki bütün baroları ve demokratik örgütlenmeleri, Adalet Bakanlığı darbesine karşı çıkmaya çağırıyorum” dedi. Tezcan, yaptığı yazılı açıklamada, Adalet Bakanlığının, İstanbul Barosu’nun gönderdiği, staj eğitimini tamamlayan 100 kadar avukatın ruhsatnamesi konusunda işlem yapmadığını ileri sürdü. Tezcan, İstanbul Barosuna tahammül edemeyen hükümetin, 3 ay önce de bir darbeyle baroyu düşürmeye çalıştığını savunarak, ‘’Adalet Bakanlığı’nın yaptığı bu işlem de hükümetin başlattığı darbeyi sonuçlandırmanın peşinde olduğunu göstermektedir’’ ifadelerini kullandı. Tezcan açıklamasında, “Her alanda yandaş yaratmaya çalışan hükümet şimdi de baroları kendi güdümüne almak istiyor. Buna izin vermeyeceğiz. Türkiye’deki bütün baroları ve demokratik örgütlenmeleri Adalet Bakanlığı darbesine karşı çıkmaya çağırıyorum. Adalet Bakanlığı’nın uyguladığı politikalar AKP iktidarının sonunu getirecek bir hırsın ifadesidir” ifadelerini kullandı.