AKİT MENÜ

Gündem

Kandil’e değil eve

Güneydoğu’nun nabzını tutan muhabirimiz Erol Metin’in izlenimleri özetle şöyle: Başbakan Erdoğan’a güven tam... Kamplardaki PKK’lılar da iyice bunalmış... Süreç olumlu olursa eve dönecekler... Bu süreç uyuşturucuya da büyük darbe vuracak.

2013-04-15 21:41:13

EROL METİN/DİYARBAKIR
Kürt kökenli vatandaşların başlatılan çözüm süreci konusundaki fikirlerini kamuoyuna yansıtmak maksatlı Güneydoğu turumuz dolu dolu geçti. Medrese aliminin de, BDP’linin de, evladını dağda yitirmiş ailelerin de, oğlu şehit olmuş annenin de, silah altındaki askerin de, kulübede nöbet tutan polisin de, şu an dağda bulunan PKK’lının da süreçle ilgili görüşlerini öğrenme fırsatımız oldu. ‘Merkez medya’ diye övünen gazeteler, Diyarbakır’a 5-10 muhabir ve yazar gönderiyor. Onları bir güzel 5 yıldızlı otellerde konaklatıp özel araçlar tahsis ediyor. Sonrasında ise gönüllerince eğlenen, meşakkatli işlerden uzak duran bu ‘dev kadro’, Diyarbakır’ın merkezinde birkaç kişiyle muhabbet edip bunu “bölgenin nabzını tuttuk” diye sunuyor. Biz ise o şekilde hareket etmedik. Sahaya inip ulaşabildiğimiz, rast geldiğimiz farklı düşüncedeki herkesle görüşmeye çalıştık.
Herkesimden vatandaşların ortak görüşü kan ve gözyaşının bir daha tekrarlanmamak üzere sonlandırılması oldu. İnsanların konuşmasındaki, yüzündeki ve tavrındaki o samimiyete bizzat şahit olduk. Görüşünü almak için yanına yaklaştığımız çalışanlar, “Elinizdeki işleri bitirin öyle konuşalım” teklifimize “İş size kurban olsun. O nasıl söz? Yeter ki bu acı sona ersin, biz her türlü konuşuruz” şeklinde duygu yüklü cevaplar verdi. Sürecin adı bile yetmiş. Herkeste büyük bir psikolojik rahatlama var. Bu sefer umutlar had safhaya ulaşmış durumda. Kürt halkı şiddetin tamamen bitmesi konusunda Başbakan Erdoğan’a çok güveniyor. Erdoğan’a karşı müthiş bir sempati var. Kahvede kendi aralarında tartışan Diyarbakırlı amcaların, “Erdoğan gibi bir lider görmedim. Bu tarihten sonra böyle bir hükümet gelmez” sesleri yükseliyor. Uğradığımız illerde Kemal Kılıçdaroğlu ve Devlet Bahçeli’ye ise ateş püskürülüyor. Ama bölgede en tepki çeken kişi ne Kılıçdaroğlu ne de Bahçeli. O isim Diyarbakır’da doğan ve Siirt Tillo nüfusuna kayıtlı olan MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural. Bölgenin havasını teneffüs etmiş Vural’ın sert milliyetçi söylemlerinden duyduğu rahatsızlığı ve tepkisini dile getiren bir sürü kişiyle karşılaştık. Muhalefete sağduyu çağrısı yapıldı.
KAMPTAKİ PKK’LI: DÖNECEĞİM
Nereye gittiysek şiddet yorgunu yüzlerle karşılaştık. PKK’nın alt kadrolarının da artık evlerine dönmek, ailelerine kavuşmak istediklerini öğrenmiş olduk. Kuzey Irak’taki PKK kampında elinde silah tutan amcasıyla görüşen bir kişi, özel sohbetimizde dikkat çekici bilgiler verdi. Bu şahıs, PKK’lıların da artık bunaldığını bize aktardı. Amcasının kendisine “Süreç olumlu olursa döneceğim” dediği bilgisini bizimle paylaştı. Şahsa amcasının suça bulaşıp bulaşmadığını sorduk, “Hayır bulaşmadı” cevabını aldık.
Güneydoğu halkı önyargıdan muzdarip. Kürt vatandaşlarımız, basının haber dilinin de etkisiyle batıdaki insanların kendilerine farklı gözle baktığını, ancak bölgeye gelince ya da yakından tanıyınca yanlışlarının farkına vardıklarını anlattılar. İllerine gelen kamu görevlilerinin bir daha gitmek istemediklerini, peşin hükümlü davranan bazı Türk vatandaşlarının, “Yahu sizi böyle bilmiyorduk. Farklı şeyler bize anlatılıyordu” diyerek kendilerinden özür diledikleri kaydettiler. Batı illerine çalışmaya giden bir genç, “Kahvede otururken televizyonda son dakika olarak şehit haberi geçtiğinde bazı yüzlerin hemen kendilerine çevrilmesinin kendilerini yaraladığını” dile getirdi. Genç, “Sanki o askerleri ben öldürmüşüm gibi bakıyor bazıları. Sanki askerler öldüğünde ben üzülmüyor muyum?” dedi. Neticede Kürtler, batıdaki dindaşlarına bol bol kardeşlik mesajları gönderdi.
GÖRÜNMEYEN TEHLİKE!
Dolaştığımız varoşlarda insanlara konuk olduk, köylere kadar gidip dert dinledik. Diyarbakır özelinde Güneydoğu için asıl ve görünmeyen tehlikenin “zehir” olduğuna kanaat getirdik diyebiliriz. Diyarbakır’da 10 yaşında esrar içen çocuklar var. Uyuşturucu satışı da ayrı bir dert. İşsiz insanlar zararlı maddeleri satmaya teşvik ediliyor. Satıcıyla da içiciyle de görüştük. Zehir satıcısı, “İşsizim ne yapayım! Mecbur satıyorum. ‘Şu paketi şuradan şuraya götür’ diyorlar. Aldığım parayla geliyorum bakkalın borcunu ödüyorum, içtiğim çayların parasını veriyorum, üstüne bir de cebimde para kalıyor. Doğru yapmadığımı ben de biliyorum” diyerek savunmaya geçiyor.
“ABİ PARAN YOKSA…”
En kaygı verici boyut ise küçük çocukların esrara alıştırılması. 30 yaşındaki birisi, “Üzerinde önlük olan bir ilkokul öğrencisine esrar verildiğini gözlerimde gördüm” şeklinde konuşuyor. 11 yaşında esrara başlayıp ailesinin erken fark etmesiyle bu illetten kurtulan 14 yaşındaki bir çocukla da sohbet ettik. “Abi içirip beni alıştırdılar” diyor. Evlerde, bakkallarda, büfelerde, tezgah altlarında, sokaklarda esrarın kolayca temin edildiğini anlatıyor. “Şimdi buraları dolaşsak köşelerde esrar içen bir sürü kişiyle karşılaşırız” ifadelerini kullanıyor. Esrarın çok ucuza satıldığını, zehir tacirlerinin ‘sürümden’ kazandığını aktarıyor. “Abi bir esrar bir de dip var. Dip toz halindedir. Dipi 2 liraya bile veriyorlar. Paran yoksa veresiye de veriyorlar” diyerek sözlerini sürdürüyor. 14 yaşındaki çocuk başlıyor ‘dip’in nasıl meşakkatli bir şekilde içildiğini anlatmaya… Diyarbakırlı aileler, küçük çocukları için son derece endişeli. Bazıları çocuklarının esrar içtiğinin farkına bile varamıyormuş. Esnafın biri, “Çocuklarım için endişeleniyorum. Onları da alıştırırlar” diye kaygısını ifade ediyor. İş o kadar çığırından çıkmış ki, toplu taşıma araçlarında da zehirli maddeler pazarlanıyor. Olan çocuklara, gençlere oluyor. Sokak köşesindeki sohbetimizde, “Uyuşturucu kullanan adam içmek için uyuşturucu bulamayınca her türlü yola açık olur. Hırsızlık da yapar, adam da vurur” deniliyor.

Yorumlara Git

Sağanak İstanbul’u vurdu! AFAD uyarmıştı

21 Eylül 2024: Günün Âyet ve Hadisi

21 Eylül 2021: Ahmet Esad Aslanlar'ın vefatı (Reisü-l Kurra)

Ünlü oyuncudan estetik isyanı!

Resmi tarihi açıkladılar! ABD Irak’tan çekiliyor