Aktüel
Bugün kıyamet koparanlar İskilipli Atıf’ı görmüyor
Erol Günaydın Kültür Merkezi’nde konferas veren Abdurrahman Dilipak, “Yazılarından dolayı cezaevinde bulunanlarla ilgili kıyamet koparanlar, bir makalesinden dolayı asılan İskilipli Atıf Hoca’yı görmezlikten geldiler. Üstelik bu makaleden dolayı yalnızca
HABER MERKEZİ
Gazetemiz yazarı Abdurrahman Dilipak, yazılarından dolayı cezaevinde bulunanlarla ilgili kıyamet koparanların, bir makalesinden dolayı asılan İskilipli Atıf Hoca’yı görmezlikten geldiğini belirterek, “Üstelik bu makaleden dolayı yalnızca Atıf Hoca değil, yüzlerce belki binlerce insan yargılandı ve ceza aldı” dedi.
Abdurrahman Dilipak Erol Günaydın Kültür Merkezi’nde İskilipli Atıf Hoca ve İstiklal Mahkemeleri konulu konferans verdi. Özgür-Der Eynesil Temsilciliği ve İlim Yolcuları Derneği’nin birlikte düzenlediği ‘İslami Mücadelede Öncü Şahsiyetler’ ana başlıklı konferanslar serisinin altıncısını ‘İskilipli Atıf Hoca ve İstiklal Mahkemeleri’ konusuyla Abdurrahman Dilipak sundu.
“ÇANAKKALE SAVAŞI’NIN
ARDINDAN KOSKOCA BİR
İMPARATORLUK
TASFİYE EDİLDİ”
Abdurrahman Dilipak amacımızın tarihin karanlık sayfalarında malumat furuşçuluk yapmak olmadığını, ancak tüm bu trajik olayların geleceğimizin yeniden inşası açısından elzem ve önemli olduğunu söyledi.
Dilipak, kaybettiklerimizin izlerini sürmenin ve düştüğümüz yerden yeniden ayağa kalkmamız için İskilipli Atıf Hoca konusunun önemli olduğunu belirterek, şunları söyledi:
“Çanakkale Savaşı’nın ardından koskoca bir imparatorluk tasfiye edildi. Cumhuriyet bu enkazın üzerine kuruldu ve tesbihin taneleri gibi dağıldık. Bizi bize kırdırdılar. Her açıdan bizler için büyük bir trajedi oldu. Çanakkale geçildi ve İstanbul işgal edildi. Anadolu işgal edildi. Arap Yarımadası’nda ve Afrika’da yeni rejimler ve yeni yöneticiler tayin edildi. Bizde de aynı durum yaşandı. Cumhuriyet ideolojisi dinde reform politikaları ile kendisine tehdit oluşturmayacak bir din üretmeye çalıştı. Ulus devletler kuruldu. Sınırları da yöneticileri de bu halk seçmedi. Resmi tarih gerçeği söylemiyor. Yeni devlet siyasetinin kökleşmesi için bütün muhalefet unsurlarına karşı tenkil, tehcir, taktil politikaları uygulandı ve Menemen, Şeyh Said, İskilipli Atıf ve Dersim’de de hep aynı acılar yaşandı.”
İskilipli Atıf Hoca’yı konuşmanın bugünü konuşmak olduğunu kaydeden Dilipak, “Memurundan öğrencisine her sabah ant okutturuluyorsa hala İskilipli Atıf Hoca’nın neden idam edildiği sorusunun cevabı anlaşılmış değildir. İskilipli davasını çözemediğimiz için halen faili meçhuller yaşanıyor bu ülkede. Haksızlık kimden gelirse gelsin kime karşı olursa olsun Müslümanlar olarak karşısında yer almamız gerekir” dedi.
“ŞAPKA GİYMEYİ KURUCU
KADROLAR BU TOPLUMA
DAYATTILAR”
Abdurrahman Dilipak, şunları söyledi: “Frenk Mukallitliği yalnızca şapkadan ibaret değildir. İstiklal mahkemeleri de Fransız devrim mahkemeleri yöntemine göre çalıştı. İstiklal Mahkemeleri bizim istiklalimiz için çalışmadı. Aslında Frenk Mukallitliği bir risaledir. 16 sayfadan oluşan uzun bir makale de diyebiliriz. Yazılarından dolayı cezaevinde bulunanlarla ilgili kıyamet koparanlar, bir makalesinden dolayı asılan Atıf Hoca’yı görmezlikten geldiler. Üstelik bu makaleden dolayı yalnızca Atıf Hoca değil, yüzlerce belki binlerce insan yargılandı ve ceza aldı.”
“Şapka giymeyi kurucu kadrolar bu topluma dayattılar. Baştan sona bir hukuksuzluk söz konusu. Bundan dolayı tarihle yüzleşmek istiyoruz. Bugün ‘sıkıyönetim’ ve ‘OHAL’i anlamak için İstiklal Mahkemelerini anlamak gerekir. İstiklal Mahkemeleri kanunlara göre karar vermiyorlardı verdikleri kararlar kanundu. Meclis tarafından üyeleri seçiliyordu. Hukukilik, kanunilik adına elle tutulabilir hiçbir yönü yok. Bu sistem kendi işkencecilerini, cellâtlarını bile mağdur etti, hayatlarını kararttı.”