HASAN ÖNAL / TBMM BÜROSU - TBMM Türkiye-Filistin Parlamentolar Arası Dostluk Grubu Başkanı ve AK Parti Çorum Milletvekili Murat Yıldırım, İsrail’in Gazze’de su kaynakları, acil tıbbi hizmetlerin verildiği merkezler ve yolları hedef alarak hayatı durdurmak istediğine dikkat çekti. Siyonist İsrail’in fosfor bombasının ardından vücudu eriten başka bir yasak bomba olan pudra bombasını kullandığını ifade eden Yıldırım, İsrailli yöneticilerin uluslararası hukuku çiğnemekten yargı önüne çıkarılması gerektiğini kaydetti.

HAYAT DURDURULMAK İSTENİYOR

İsrail’in bir haftadır Gazze halkına karşı yürüttüğü saldırganlıkla mübarek Ramazan ayını zehir ettiğini ifade eden Yıldırım, “İftar ve sahurda yapılan saldırılarla masum insanlar sofra başında öldürülmüştür. Kutsal bir ayda yapılan bu terörist eylem sadece Gazze halkına değil, tüm Müslümanlara karşı büyük saygısızlık ve saldırganlıktır” dedi. İsrail’in terörist bir devlet olduğunu dile getiren Yıldırım, “İsrail, çoğu çocuk, genç ve kadın olmak üzere 173 insanın bir haftada ölümüne sebep olmuş; bin 300’e yakın insanın yaralanmasına, vücutlarına aldıkları ağır hasar sebebiyle sakat kalmasına yol açmıştır. Okul, cami ve konutları bombalamıştır. 190 ev tamamen yıkılırken, 1200 ev ve yapı ise kısmen zarar görmüştür. Özellikle su kaynakları, acil tıbbi hizmetlerin verildiği merkezler ve yollar hedef alınarak hayat tamamen durdurulmak istenmektedir. Belediye hizmeti veren görevliler hedef seçilmekte ve Gazze bölgesinde belediyecilik hizmeti verilmesi engellenerek, halkın gözünde meşru iktidar iş yapamaz, beceriksiz olarak lanse edilmek istenmektedir” dedi.

VÜCUDU ERİTEN PUDRA BOMBASI KULLANILDI

İsrail’in uluslararası toplum tarafından yasaklanmış, başta fosfor bombası olmak üzere çok çeşitli kimyasal silahlar kullandığını dile getiren Yıldırım, “Önceki gece Gazze bölgesine yaptığı saldırılarda ise insan vücudunu eriten kısa adı DIME olan pudra bombası kullanmıştır. Gazze Şifa Hastanesi’ne gelen yaralıların yüz ve diğer uzuvlarının eridiği tespit edilmiştir. Bu bomba 2-3 metre yakından vücudu ikiye parçalarken, 8-9 metre öteden vücut uzuvlarını koparıp eritmekte. İsrail ibadethaneleri, eğitim kurumlarını, konutları bombalayarak, kimyasal silahlar kullanarak soykırım gerçekleştirmekte ve açık savaş suçu işlemekte. İsrail yöneticileri, başta Netanyahu olmak üzere insanlıktan çıkmış faşist milletvekilleri savaş suçu işlemekten ve uluslararası hukuku çiğnemekten yargılanması gereken teröristlerdir. İsrail devleti terör üreten, teröre kaynaklık teşkil eden bir devlettir. İşgalcidir, zulmedicidir” dedi.

BM, BATI, ABD SOYKIRIMIN ORTAKLARI

Siyonist devlet İsrail’in 2008’de olduğu gibi önceki gün de Gazze bölgesine yaptığı saldırılarda UNDWA’nın yardım deposunu da hedef aldığını belirten Yıldırım, “BM kendi depolarının vurulmasına rağmen gerekli tepkiyi vermeyerek hem bu suça ortak olmuş, hem de güdümlü bir yapıya sahip olduğunu bir kez daha göstermiştir. BM, milletlerin sorunlarına çare olmaktan çıkmış, yüzlerce ülke ve milyarlarca kişinin akıbeti beş ülkenin sorumsuz yöneticilerinin ağzından çıkacak sözlere bırakılarak bizzat sorun üreten bir yapıya dönüştürülmüştür. İsrail’in bu politikalarına açık destek veren ABD, soykırım suçunun bizzat ortağıdır. Görmezden gelen, müdahaleyi bırakın kınama dahi çıkmayan BM suçun ortağıdır. Açıklamaları ile İsrail’e cesaret veren AB ülkeleri katliamın, insanlık suçunun, soykırımın ortaklarıdır” dedi.

İSRAİL BASINI YALAN HABER ÜRETİYOR

İsrail’in devlet güdümlü gazetecileri sürekli yalan haberler ürettiklerini hatırlatan Yıldırım, “Sözde üç yerleşimcinin öldürülmesinden sorumlu olan kişilerin Türkiye’de oldukları, HAMAS Siyasi Birim Başkanı Halid Meşal’in gizlice Türkiye’ye geleceği gibi haberlerle zihinleri bulandırmaktadır. Korkularıyla yaşayan ülke devri artık bitmiştir. Bundan sonra yeni bir Türkiye vardır. İsrail başta olmak üzere tüm destekçileri buna alışmak zorundadırlar. Türkiye her daim açık ve net şekilde Filistin davasının yanındadır. İsrail Türkiye ile ilişkilerini normalleştirmek istiyorsa kayıtsız ve şartsız Gazze üzerindeaki ambargoyu kaldırmak zorundadır.” dedi.

NİHAİ HEDEFİ FİLİSTİNLİ GRUPLARIN UZLAŞISI

İsrail’in bu saldırılarla nihai hedefinin Filistinli gruplar arasındaki uzlaşı olduğunu söyleyen Yıldırım, “23 Nisan’da oluşturulan Ulusal Uzlaşı Hükümeti’ni hazmedemeyen İsrail, bu birliği bozmak için sürekli saldırmakta ve tehditler savurmaktadır. Ama geçmişte olduğu gibi bugün de İsrail kaybedecektir. Gerek bölgede, gerekse dünyada yalnızlaşmaya devam edecektir. Aslında İsrail’in varlığının en büyük tehdidi bizzat Siyonizmin kendisidir. Siyonist zihniyet Yahudi halkının da en büyük düşmanıdır. Uluslararası hukuku ayaklar altına alan, başkalarına yaşam hakkı tanımayan, işgalci politikalar ile terör üreten Siyonist yöneticilerdir, Yahudiliğin en önemli dini emirlerini bile ayaklar altına almaktadır. Onun için önceki gün on binlerce Yahudi, Siyonist devlete karşı ABD sokaklarında gösteri yapmıştır.” dedi.

HUZUR İSTİYORSA SALDIRGANLIKTAN VAZGEÇMELİ

İsrail’in bölgede huzur istiyorsa bir an önce terörist saldırganlıktan vazgeçmesi gerektiğini belirten Yıldırım, “İsrail, yayılmacı politikaları terk etmelidir. Sınırlarına dönmeli ve işgal ettiği topraklardan çekilmelidir. Barışa şans vermeli ve bölgede iki devletli çözümü kabul etmelidir. Başkenti Doğu Kudüs olan bağımsız Filistin devletini tanımalıdır. Aksi takdirde İsrail meşru devlet olma yeteneklerini kaybedecektir. ABD’deki aklıselim sahibi Yahudiler gibi İsrail’de yaşayan Yahudiler de, Siyonizme karşı kalkan olmalıdırlar. Çünkü Siyonist yöneticiler Müslümanlar ve Hıristiyanlar gibi Yahudi halkının da geleceklerini ipotek altına almakta ve dünyayı yaşanmaz hale getirmektedirler” dedi.