MEHMET ALİ TEKİN / İSTANBUL
İstanbul 19. Sulh Ceza Mahkemesi Başkanı Hakim Hulusi Pur’un 10 sayfalık gerekçeli kararında; Fazıl Say’ın, internette www.twitter.com isimli sosyal paylaşım sitesinde yazdığı ifadelerin uluslararası hukukta suç sayıldığı bildirildi.
Hakim Hulusi Pur’un gerekçeli kararında; Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) dine küfür bulunduğu gerekçesi video eserine ile dağıtım ruhsatı verilmemesinin doğru bulduğu hatırlatıldı, Allah’ı şeytanın ayaklarına kapanan, onunla uzun uzun öpüşen, onu arkadaşı olarak gören filmin toplatılmasını haklı bulduğu hatırlatıldı.
Gerekçeli kararda; Fazıl Say’ın, cenneti meyhane ve kerhaneye benzeterek alay ve tahkir edildiği, akşam ezanının hızlı okunmasıyla alay edilerek hızlı okunmasının sebebini bekleyen rakı masasına veya bir sevgiliye vurgu yapıldığı, Allah uğruna ölmenin semavi dinlerce kutsal sayıldığı, hayvanlaşma tabiri ile birlikte anılarak ve benzetilerek söz konusu değerlerin aşağılandığının anlaşıldığına dikkat çekildi.
“İSLAM DİNİ VE MÜSLÜMANLARA
AĞIR HAKARET”
Gerekçeli kararda; Fazıl Say’ın; sosyal paylaşım sitesinde, “Tanrı uğruna yaşayacağın bir şey mi, öleceğin bir şey mi, yoksa hayvanlaşıp öldüreceğin bir şey mi? Bunu da düşün.”, “Rakı cennette varsa ve cehennemde yoksa ama chivasregal cehennemde var cennette yoksa? O zaman ne olacak? Asıl önemli soru bu!!” “Bilmem fark ettiniz mi nerde yavşak, adi, magazinci, hırsız, şaklaban varsa hepsi Allahçı. Bu bir paradoks mu?”, “Müezzin 22 saniyede okudu akşam ezanını yahu. Prestissimo con fuca!! Ne acelen var? Sevgili? Rakımasası”, “Irmaklardan şaraplar akacak diyorsun, cenneti ala meyhane midir? Her mümine iki huri vereceğim diyorsun cenneti ala kerhane midir?” “Bugün camiye gittim, sanmayın namaz kılmaya. Bir halı çaldım eskidi, yenisini çalmaya.” ve “Sanki; memleketin yarısı harbi ateist, diğer yarısı travmatik ateist” ifadelerini kullandığı hatırlatıldı.
Gerekçeli kararda; Fazıl Say’ın şeklindeki yazıları ile İslam dinine, bu dine mensup Müslümanlara yönelik ağır hakaretler ederek dini değerleri alenen aşağıladığı gerekçesiyle soruşturma başlatıldığı bildirildi.
Gerekçeli kararda; Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM), Wingrove-Birleşik Krallık 1996 davasında başvurucunun yönettiği ve çektiği video eserini dine küfür bulunduğu gerekçesi ile dağıtım ruhsatı vermeyi reddedilmesinin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi 10. madde ihlali olarak görmediği hatırlatıldı.
 “DÜŞÜNCE, VİCDAN, DİN
ÖZGÜRLÜĞÜNÜ KULLANMA HAKKI
KAPSAMINDA DEĞERLENDİRİLEMEZ”
“Gerek iç hukuk gerekse uluslararası Hukuk Normları ve Mahkeme içtihatları hep birlikte değerlendirildiğinde, sanığın söz konusu tweet içeriklerindeki sözlerin düşünce, vicdan, din özgürlüğünü kullanma hakkı kapsamında değerlendirilemeyeceği, söz konusu hakların kullanılmasına atıf yapılarak halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri, diğer bir anlatımla üç büyük dince varlığı kabul edilen ve kutsal sayılan değerlere hakaret etme, sövme, tahkir, alay etme ve aşağılama hakkının olamayacağı kanaatine varılmıştır.”