Siyaset
Erdoğan: Barbarlıkta Hitler’i de geçtiler
Cumhurbaşkanı adayı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan Ordu'da millete seslendi.
Cumhurbaşkanı adayı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Ordu Cumhuriyet Meydanı'nda millete seslendi.
Başbakan Erdoğan, Terör Devleti İsrail'e yönelik eleştirilerini sürdürerek, ''Sabah akşam Hitler’e söverler ama barbarlıkta Hitler'i de geçtiler" ifadelerini kullandı. Kendisinin Hitler'li benzetmesinden rahatsız olan bir ABD'li diplomata da sert çıkan Erdoğan, "Sanane? Sen ABD'sin o İsrail, ne karışıyorsun?" dedi.
Erdoğan'ın konuşmasının satırbaşları şöyle:
''Terör devleti İsrail, bir kez daha Gazze'ye saldırdı, bir kez daha masum çocukları, plajda oynayan çocukları vurdu. Masum kadınları, insanları katletmeye başladı. Bunların gözü o kadar dönmüş ki bir İsrail kadın milletvekili çıktı, 'bütün Filistinli anneler ölmeli' dedi. Sen ne biçim kadınsın. Kadın hakları derneklerinden ses çıkıyor mu? Çıkmadı, niye çıkmıyor, çünkü aynı zihniyetin mensupları bunlar. Bunlar analığa da karşı olanlar.
'BU ADİLİKTİR, ALÇAKLIKTIR'
Müslüman kadının karnına ateş et, bir kurşun ile iki can diye tişört yaptırmışlar. Bunların insanlıktan nasibi yok, bu adiliktir, bu alçaklıktır, bu namussuzluktur. İnsanlık adına nefret ediyorum, lanet ediyorum."
''CHP içinden bir tane cumhurbaşkanı adayı bulamadılar mı? Bu vasıflar sende yok mu? Yok, ben buyum diyor. MHP de cumhurbaşkanı adayı çıkaramadı. Bunlar talimatı seçmenden, teşkilattan almaz, başka odaklardan alırlar. 'Makaram sarı bağlar kız söyler gelin ağlar.' Bunların durumu bu. 10 Ağustos'ta Yeni Türkiye kuruluyor, muhalefet de kendini yenilemek zorunda.
Pensilvanya partilerine milletim gerekeni sandıkta söyleyecektir. Şimdi bana saldırıyorlar hakaret ediyorlar. Dedim ya tek millet tek vatan tek bayrak. Bunları rahatsız ediyor.
Bayrak direklerine tırmananlar vardı, şimdi direklerden iniyorlar mı? İniyorlar. Devam ederlerse, inmeye devam edecekler. Bunun bedelini ağır öderler.
Terör devleti İsrail, bir kez daha Gazze'ye saldırdı, bir kez daha masum çocukları, plajda oynayan çocukları vurdu. Masum kadınları, insanları katletmeye başladı. Bunların gözü o kadar dönmüş ki bir İsrail kadın milletvekili çıktı, 'bütün Filistinli anneler ölmeli' dedi. Sen ne biçim kadınsın? Kadın hakları derneklerinden ses çıkıyor mu? Çıkmadı, niye çıkmıyor, çünkü aynı zihniyetin mensupları bunlar. Bunlar analığa da karşı olanlar"
Şimdi bir tişört yaptırmışlar. Üzerinde hamile çarşaflı bir Müslüman kadının resmi var. Altında ne yazıyor biliyor musunuz? 'Bir atış iki vuruş.' Yani Müslüman kadının karnına ateş et bir kurşunla iki can al diye tişört yaptırmışlar. Bunların insanlıktan nasibi yok. Bu adiliktir. Bu alçaklıktır bu namussuzluktur. İnsanlık adına nefret ediyorum lanet ediyorum. Bunlarda vicdan şeref izzet yok. Sabah akşam Hitler'e söverler ama şu anda barbarlıkta Hitler'i dahi geçtiler.
Amerikalıların bazıları, 'Sayın Başbakan niye Hitler ile böyle bir benzetme yapıyor' diyor. Size ne, size ne... Sen Amerikasın, Hitler'den sana ne, ne alakan var? Bu insanlar öldürülecek, sen koskoca Amerika adaleti arayacağın yerde, kalkacaksın hala 'İsrail'in savunma hakkı' var. Ne savunması, orantısız güç kullanıyor.
Ben vatandaşlarıma sesleniyorum; vatandaşımız olan, Türkiye'deki Musevilere yönelik herhangi bir tavrı ben doğru bulmuyorum. Niye? Onlar bu ülkenin vatandaşıdır, bu ülkenin vatandaşı olmaları hasebiyle onlar şu anda bizim güvencemiz altındadır. Bizim hedefimiz İsrail'in zalim yönetimidir, terör estiren yönetimidir, biz onu hedef alarak konuşmalıyız, onu hedef alarak uluslararası çalışmalarımızı yönetmeliyiz ve İsrail halkını kendi yönetimine karşı tavır almaya davet etmeliyiz.
İsrailli çocuklara ağlıyordu, İsrailli çocuklar için taziye yayınlıyordu, Mavi Marmara'nın Gazze'ye gidişini eleştiriyordu. Kim? O, Penslivanya'daki zat. Şimdi ne yapıyor? Gazzeli çocuklar için ağladığını gördünüz mü, duydunuz mu, Gazzeli çocuklar için taziye yayınladığını duydunuz mu, İsrail'i eleştirdiğini gördünüz mü? Yapamaz, ipini tutan efendisini eleştiremez.
Biz Ortadoğu'da her zaman barış istedik. İsrail zulmünün sona ermesi için mücadele ettik. Ben bu gece sahurda eve gittim. Dışişleri bakanım tüm ekiplerimiz beraber sürekli değişik ülkelerle telefon görüşmeleri yaptık. Ne gibi adımlar atabiliriz. Bugün özel temsilcimi aynı şekilde ilgili ülkelere gönderdim. Neden? Acaba biz ne yapabiliriz? Türkiye'yi bu ateşin içine atmayacak ama ateşin sönmesi için yaraların sarılması için elimizden ne geliyorsa onu yapacağız.''