Gündem
YSK’yı ‘paralel’ mi yönetiyor?
Türkiye, 10 Ağustos’ta 12. Cumhurbaşkanını seçmek için hazırlanırken yurtdışında oy kullanacak seçmenler YSK’nın randevu sistemi yüzünden büyük mağduriyet yaşıyor. Ellerinde randevu çıktısı olmasına rağmen, “sistemde adınız görünmüyor” denilerek gurbetçiler geri çevriliyor. Bu da “YSK’yı Paralel mi yönetiyor?” sorusunu akıllara getiriyor.
“YÜKSEK SEÇİM KURULU ÇUVALLADI”
Yüksek Seçim Kurulu’nun yurtdışı oy kullanımında uyguladığı sistemi eleştiren AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Mustafa Şentop ise, “Yüksek Seçim Kurulu çuvalladı” ifadelerini kullandı. Yurtdışında oy kullanmayla alakalı bazı sıkıntıların olduğunu belirten Şentop, sözlerini şöyle tamamladı: “Sizlerin de yakınları var. Yüksek Seçim Kurulu çuvalladı. Biz en başından beri ikaz ediyoruz kendilerini. Bu randevulu sistem doğru olmaz diye anlatıyoruz kendilerine. Çünkü kanunda mecburiyet yok. Biz zorunlu olursa bu sistem uygulansın dedik. Hemen 103 merkezde 54 ülkede seçim yapılıyor, arkadaşlarımız herkese randevuyu mecburi getirmiş. Kaç kişi randevu almış. 1 milyon 600 bin seçmenden randevu alanların sayısı 176 bin. Nereden bilsin adam randevuyu.”
Gurbetçilere oy kullandırılmıyor
Cumhurbaşkanlığı seçimleri için oy kullanmaya giden gurbetçiler, sandık başındaki görevliler tarafından “sudan bahanelerle” geri çevriliyor.
Cumhurbaşkanı adayı ve Başbakan Erdoğan’ın Avrupa’da oy oranı yüzde 70-80’ler civarında. İşte bu yüzden Paralelcilerin Erdoğan’ın oy oranını düşürmek için çeşitli tezgahlar çevirdiği iddia ediliyor.
Yüksek Seçim Kurulu’nun internet adresinden ailece randevu aldıktan sonra Melbourne ST Kilda City Hall’da kurulan oy verme merkezine gelen Yusuf Sayar, kendisi ile birlikte aileden 3 kişinin Melbourne’da oy kullanabileceğini, fakat kızının oy kullanacağı sandığın Canberra’da olduğunu öğrendi.
Bilgisayardan aynı anda randevu almalarına rağmen bu yanlışlığın nereden kaynaklandığını anlamak istediğini aktaran Sayar, yaptığı açıklamada, ‘‘Biz arkadaş ile beraber evimde bulunan üç beş kişinin adresini forma doldurduk. Adres beyanında bulunduk. Oy vermeye geldiğimiz anda çocuğumun bir tanesinin adresinin Canberra göründüğünü fark ettik. Bunun sebebi nedir? Şu anda çocuğum Melbourne’da oy veremedi, vatandaşlık görevini yerine getiremedi. Bunun için Yüksek Seçim Kurulu’ndan bu durumu düzeltmesini rica ediyorum’’ dedi.
Bir başka YSK randevu mağduru Mustafa Latifoğlu ise, ‘‘Randevu aldığımız halde, randevuyu değiştirmişler. Bize hiç haber vermediler. Buraya geldik, oyumuzu kullanmadan geri gidiyoruz’’ diye konuştu.
“EŞLERİ BİRBİRİNDEN AYIRARAK RANDEVU VERDİLER”
Gazetemize Almanya’dan telefonla ulaşarak Yüksek Seçim Kurulu’na sert tepki gösteren 68 yaşındaki Hasan Türk randevu sistemini eleştirdi. Almanya’da bulunan 1 buçuk milyon seçmenin 700 bine indirildiğini ifade eden Hasan Türk, “Hanım dün gitti oyunu kullandı, yarın ise ben gideceğim. 40 kilometre uzaklığa eşim ayrı gidecek, ben ayrı gideceğim. Eşimi benden ayırarak farklı bir güne randevu verdiler. Eşler birbirinden ayrılır mı? Eşimin ehliyeti yok, sandık başına nasıl gidecek? Bunca sıkıntıya rağmen Recep Tayyip Erdoğan’a oy vermek için sandığa gidiyoruz. Ben 68 yaşındayım ve ağır hastayım ama buna rağmen Tayyip Erdoğan için bu yola baş koyduk, ölünceye kadar bu yoldayız” dedi.
Külünk: YSK'nın sandığa vurduğu prangayla karşı karşıyayız
Almanya’da cumhurbaşkanlığı seçimi için oy kullanan vatandaşların bir kısmı randevu aldıkları halde oy atamadıklarını ifade eden AK Parti Dış İlişkiler Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Metin Külünk, “Yüksek Seçim Kurulu’ndaki ilgililer iyi niyetli olmalarına rağmen Avrupa’nın yapısını bilmedikleri için ve burada Dışişleri Bakanlığı’nın ve diğer kurumlarla yapılan toplantılarla burada dikkat edilmesi gereken noktaların başında randevu sisteminin tutmayacağı kendilerine aylar öncesinden bildirilmesine rağmen, Avrupa’yı iyi tanımadıkları için, vatandaşlarımızın yerleşkelerinin nerelerde olduklarını tam bilmedikleri için YSK’nın sandığa vurduğu bir prangayla karşı karşıyayız” dedi.
SEÇSİM YAZILIMINI YAPANLARA BAKMAK LAZIM!
YSK’nın SEÇSİS adlı sistemine yönelik eleştirilerde de bulunan Metin Külünk, “Randevu sistemini yani yazılım sistemini daha önce yazanların hangi kurumda yazılım alt yapısı yaptıklarına ve kim olduklarına bakmak gerek. Merak edip soruyorum; kim bunlar? Öyle bir yazılım programı yapılmış ki bu yazılım programıyla oy vermek ciddi bir eziyet haline dönüşmüş. Bunu ben söylemiyorum. Bir aydır Avrupa’dayım ve ondan öncesinde de buradaydım, bu şikayetleri vatandaşın kendisi söylüyor. Vatandaşımız randevu sistemine karşı isyan ediyor. Randevu sistemiyle ne yapılmak istendi?” ifadelerini kullandı.
“YSK, VATANDAŞIN OY KULLANMA HAKKINA ENGEL OLMUŞTUR”
Dışişleri Bakanlığı ve diğer yetkili kurumlarla YSK’nın toplantılar yaptığını ancak önerilerin hiçbirisine uyulmadığını ifade eden Külünk, “Günlerdir randevu sisteminden kaynaklanan sorunun tekrar değerlendirilmesi için Yüksek Seçim Kurulu’na başvurularda bulunduk ancak itirazlar reddedildi. Eğer YSK randevu sistemini bu şekilde dayatmasa idi katılım yüzde 50’den aşağıya düşmezdi. YSK bu şekilde randevu sistemini getirerek vatandaşın oy kullanma hakkına engel olmuştur” dedi.
Çelik: 1 milyon 400 bin seçmene “randevu al gel” denilmemeliydi
Önceden YSK’nın SEÇSİS sisteminden randevu alamayan vatandaşlara otomatik olarak randevu verildiği halde sandık başına gittiğinde anayasal hakkını kullanamadığını ifade eden Avrupalı Türk Demokratlar Birliği (UETD) Genel Başkanı Süleyman Çelik, “Bir ailenin bütün fertlerine ayrı ayrı günde ve kilometrelerce uzaklığa giderek oy vermeleri isteniyor. Yüzlerce kilometre yol katederek oy vermeye giden vatandaşımız ailece gittiği sandık başında topluca oylarını kullanmak istiyorlar ama oy kullandırmıyorlar. Aynı ailede bulunan fertlere ayrı ayrı günlere randevu verilmesi ve yüzlerce kilometre uzaklıkta oy kullanmaya zorlanması vatandaşı rahatsız ediyor. Bu nedenle YSK’nın uygulamış olduğu bu sorunlu randevu sistemi nedeniyle katılım oldukça aşağıya çekiliyor. Avrupalı Türkler istedikleri tarihlerde oy veremedikleri gibi kendilerine randevu verilen günlerde dahi oy verememe gibi durumla karşı karşıya” dedi.
YSK’YA SERT ELEŞTİRİ
Gelinen noktadaki sonuca bakıldığında oy kullandırmamak için aşama aşama ne gerekiyorsa yapıldığını ifade eden Çelik, “Almanya’da 1 milyon 400 bin seçmenin bulunduğu bir ülkede 7 noktada oy kullandırmaya mecbur bırakamazsınız. 1 milyon 400 bin seçmene ‘Randevu alarak gel, oyunu kullan’ diyemezsiniz. Hem ‘Randevu alarak gel oyunu kullan‘ diyerek hem de randevu alındığı gün oyunu kullanırken ‘Sen her ne kadar bugün randevu almışsan da ben seni sistemde göremiyorum, sana oy kullandırtmam’ diyemezsin. Vatandaşa ‘Sen randevu almadın ben sana randevu verdim’ diyerek bir aileyi üçe dörde bölerek farklı farklı günlerde davet edemezsiniz. Bütün bu problemlere baktığınız zaman burada bir yanlış var diyorsunuz” dedi.