Dünya
Irkçı Amerika!
İnsan hakları ve özgürlüklerin dünyadaki en büyük savunucusu olarak ortaya çıkan ABD kendi içinde tam anlamıyla ırkçı. ABD’de Afrikalı Amerikalılar ülkede yüzyıllardan beri devam eden ırkçılığa maruz kalıyorlar. St.Louis şehrinde Michael Brown’ın polis tarafından öldürülmesinin ardından, polisler yine ‘tutarsız davranan’ bir kişiyi daha katletti. Öte yandan olayları takip eden Anadolu Ajansı muhabiri, Amerikalı polisler tarafından gözaltına alınarak darp edildi.
WASHINGTON - ABD’de 18 yaşındaki silahsız siyahi Michael Brown’ın polis tarafından öldürülmesi sonrası olayların patlak verdiği St. Louis kentinin Ferguson mahallesi yakınlarında yine polisin karıştığı yeni bir öldürme vakası yaşandı. Amerikan medyasında yer alan haberlere göre, St. Louis’de görevli iki polis memuru, Ferguson’a birkaç mil ötede, kendilerine yaklaşarak bıçak çeken siyahi bir adamı vurarak öldürdü.
TUTARSIZ DAVRANIŞLAR SERGİLEMİŞ
Polis Şefi Sam Dotson, gazetecilere yaptığı açıklamada, 23 yaşındaki adamın yakındaki bir marketten enerji içeceği ve kek tarzı bir yiyecek satın aldığını, “caddede bir geri bir ileri giderek, tutarsız davranışlar sergilediğini” kaydetti.
Dotson, polis memurlarının adamdan defalarca bıçağı yere bırakmasını istediklerini, ancak adamın “Vur beni, şimdi öldür beni” şeklinde cevap verdiğini söyledi. Dotson, bıçaklı kişinin, polis memurlarından birine 1 metreye kadar yaklaştığını belirtti. Olay yerine polis ekiplerinin konuşlandırıldığı ve bölgenin kordon altına alındığı belirtiliyor.
ABD’nin sicili bozuk
İnsan hakları ve özgürlüklerin dünyadaki en büyük savunucusu olarak görülen ABD’de Afrikalı Amerikalıların maruz kaldığı bazı uygulamalar, ülkede yüzyıllardan beri devam eden ırkçılık sorununun halen çözülemediğini ortaya koyuyor. ABD’nin Missouri eyaletinde 18 yaşındaki siyahi genç Michael Brown’ın beyaz bir polis tarafından gündüz vakti sokak ortasında öldürülmesi, ülkedeki ırkçılık tartışmalarını tekrar canlandırdı. Çoğunlukla siyahilerin yaşadığı Ferguson mahallesinde, beyaz bir polisin açtığı ateş sonucu, altı yerinden vurularak hayatını kaybeden Michael Brown’ın ölümüyle bölgede başlayan protestolarda tansiyonun giderek tırmandığı görülüyor.
ABD nüfusunun yaklaşık yüzde 14’ünü oluşturan Afrikalı Amerikalıların birçoğu da kendilerine yönelik ayrımcılığın sona ermediği görüşünde. Brown’ın ölümünü “yürek burkucu” olarak nitelendiren ABD’nin ilk siyahi Başkanı Barack Obama’nın, ‘’beyaz ırk dışındaki gençlerin sahipsiz bırakıldığı ve korku objesi olarak görüldüğü’’ yönündeki sözleri de aslında ırkçılığın ülkede halen devam eden bir sorun olduğunu teyit ediyor.
Ferguson’da gerilim artıyor
Ferguson’da görülen şiddet eylemleri ve polisin göstericilere karşı aşırı güç kullanımına başvurması tansiyonu giderek artırıyor. Ferguson’da olağanüstü hal ve sokağa çıkma yasağı ilan edilmesi ve polisin sert müdahaleleri, dünyada iyi bir demokrasi örneği olduğu imajını çizen ve diğer ülkeleri bu tip uygulamalar nedeniyle eleştirmekten geri kalmayan ABD’de beklenmeyen tepkiler olarak yorumlandı. Son olarak 23 yaşındaki bir başka siyahi gencin daha Ferguson yakınlarında vurularak öldürülmesi, olayların giderek büyümesi yönünde tehlike sinyalleri veriyor.
“Yayın yasağı protestocuları tahrik etti”
Brown’ın ölümünü aydınlatmak için yürütülen soruşturmaya basın yasağı getirilmesi de birçok kesim tarafından şiddetle eleştiriliyor. ABD Ulusal Barolar Birliği, Ferguson Emniyet Müdürlüğü’ne vurulma olayına ilişkin soruşturmanın şeffaf olmadığı gerekçesiyle dava açtı.
Uluslararası Af Örgütü, tarihinde ilk kez ABD’de içerisinde yaşanan protestoları incelemek üzere Ferguson’a 13 kişilik bir gözlem heyeti gönderdi.
Pew Araştırma Merkezi tarafından Brown’ın ölümüne ilişkin tepkileri ölçmek üzere yapılan ulusal anketin sonuçları, siyah ve beyaz ırktan bireylerin konuya ilişkin görüşlerinde keskin farklar bulunduğunu ortaya koydu.
Anket sonuçlarına göre, Brown’ın ırkçılık nedeniyle öldürüldüğüne inanan siyahilerin oranı, bu görüşe katılan beyazlardan iki kat fazla.
ABD’de Afrikalı Amerikalılar ile beyaz Amerikalılar, sadece olaylara bakış açısı bakımından değil, ekonomik şartlar konusunda da birbirinden ayrılıyorlar. Örneğin, ABD Çalışma Bakanlığı’nın temmuz ayı işsizlik verilerine göre, siyahilerin işsizlik oranı yüzde 11,4’ken, beyazlar arasındaki işsizlik oranı bunun yarısından daha da az, yüzde 5,3 civarında. Bunun yanında, siyahilerin yoğun olarak yaşadığı yerler ekonomik olarak en geri kalmış bölgelerde kalıyor. Ülkede siyahilerin günlük yaşamda da zaman zaman ayrımcılık hissi uyandıran muamelelere maruz kaldığı biliniyor.